‘Anne’ diyemedi ama mücadeleyi öğretti!

Eşi terk etti, ailesi ‘Çocuğunu bırak, gel’ dedi. O ise engelli oğluyla birlikte yeni bir yaşam kurmayı seçti. Evde takı yapıp satarak geçimini sağlayan Kadriye Aydın, engelinden dolayı yürüyemeyen, konuşamayan ve işitme kaybı da bulunan oğlu sayesinde mücadele etmeyi öğrendiğini söylüyor

  • Oluşturulma Tarihi : 24.08.2019 05:46
  • Güncelleme Tarihi : 24.08.2019 05:46
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
‘Anne’ diyemedi ama mücadeleyi öğretti! haberinin görseli

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Malatya’da yaşayan Kadriye Aydın, genç yaşında ailesi tarafından zorla evlendirildi. 11 yıl önce İstanbul’da oğlu Can’ı kucağına aldı. Fakat hastanede enfeksiyon kapan Can’a kısa süre sonra serebral palsi teşhisi konuldu. Oğlu yoğun bakımdayken eşi tarafından terk edildi. Ailesi ise ‘Çocuğu bırak, yanımıza gel’ dedi. Hastanede günlerce bir başına kalan Kadriye, taburcu olduktan sonra kucağında bebeğiyle yeni bir hayat kurmak için İzmir’e geldi. Düzenli bir işe girip çalışamıyordu çünkü oğlunu bırakacak kimsesi yoktu. Evde yaptığı baklava ve börekleri satarak geçimini sağlamaya başladı. Çocuğuna en iyi tedavi imkanını sağlayabilmek için gündelik ev temizliklerine de gitmeye başladı. Hayatın yükünü tek başına omuzlayan Kadriye, şimdilerde ise kolye, yüzük ve bileklik gibi takılar yaparak satıyor. 11 yaşındaki oğlunun yanından bir an olsun ayrılmayan Kadriye, engelinden dolayı yürüyemeyen, konuşamayan ve işitme kaybı da bulunan oğluyla gözleriyle anlaştıklarını söylüyor: “Anne bile diyemiyor ama bana çok daha önemli bir şeyi öğretti. Mücadele etmeyi!”



EŞİ TERKETTİ, AİLESİ İSTEMEDİ
Engelli oğlunu 11 yıldır tek başına büyüttüğünü anlatan anne Kadriye Aydın, “İstanbul’da doğum yaptığım hastanede Can enfeksiyon kaptı. O dönem birçok devlet hastanelerine aynı enfeksiyon olayları yaşandı. 56 çocuk bu sebepten vefat etti, onlarcası da ağır engelli kaldı. Can’ı 17 günlükken yoğun bakıma aldılar. Oğluma serebral palsi teşhisi konulduğunda hiçbir aile ferdi yanımda durmadı. Eşim bile, ‘Ben bu çocuğun sorumluluğunu almam’ diyerek bizi terk etti. Şimdiye kadar oğlunu hiç görmedi. Ailem de, ‘Çocuğu bırakırsan yanımıza gelebilirsin’ dedi. Hastanede tek başıma kaldım. İstanbul’dan kalkıp kucağımda bebeğimle sokaklarını hiç bilmediğim bu şehre, İzmir’e geldim.  Burada kimsemiz yoktu. Tedavi için Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’ne götürdüm oğlumu. Doktorlar hemen anladı kimsemin olmadığını. Bizi özel bir odaya aldılar. Kimi bez getirdi, kimi kıyafet… Harçlık bile veriyorlardı. Aralarında para toplayıp Can’ın ilaçlarını aldılar. Onların hakkını asla ödeyemem. Sonra kiralık bir ev buldum. O zamanlar bakım parası almıyorduk. Ev sahibine durumum olmadığını zamanla ödeme yapabileceğimi söyledim. ‘Tamam’ dedi ve eve yerleştik” dedi.

EVDE TAKI YAPIP SATIYOR
Oğluna bakabilmek için evde takı yapıp sattığını söyleyen Aydın, “Oğlumun durumundan dolayı hiçbir zaman gözyaşı dökmedim. O benim canım, ben her zaman onun yanında olacağım. Sadece tek bir durumda ağlarım; hastanede çaresiz kaldığımızda… Bir ara evde baklava ve börek yapıp satıyordum. Sonra internet üzerinden izlediğim videolardan takı yapmayı öğrendim. Hayırseverlerin aralarında topladığı parayla takı malzemeleri aldım ve şimdi takı yapıp satıyorum. Oğluma bakabilecek kimse olmadığı için bir işe girip çalışamıyorum. Sürekli yanında olmam gerekiyor. Oğlumu yıllarca sırtımda taşıdım, gitmediğim yer kalmadı. Her kapıyı çaldım ve sonunda geçen sene akülü sandalyemiz oldu. Doktorların gösterdiği fizik tedavi hareketlerini her gün evde çocuğuma yaptırıyorum. Devletten bakım parası alıyorum ama evimiz kira neredeyse hepsini ona veriyorum. Takı yapıp sattığım sürece para kazanabiliyorum Ama malzemeler çok pahalı bazen malzeme alacak param olmuyor” ifadelerini kullandı.

“GÖZLERİMİZLE KONUŞUYORUZ”
Oğlu sayesinde mücadele etmeyi öğrendiğini dile getiren Aydın, şunları söyledi: “Arada kasılmaları oluyor. Normal insan bu acıya dayanamaz... Acıdan beni bile tanımıyor. Yani biz ne kadar gelişme gösterirsek gösterelim, o nöbeti geçirdiği an yine sıfırdan başlıyoruz. Can’ın bir de kan hastalığı var. 1 ay önce kan nakli oldu. Olmazsa kangrene çeviriyor, kesilme riski oluyor. Bunun için belirli aralıklarla kan nakli oluyor. Evladıma hem annelik hem de babalık yapıyorum. Ömrünün sonuna kadar da yapacağım. O benim her şeyim. Konuşamıyor; gözlerimizle anlaşıyoruz diyebilirim. Anne bile diyemiyor ama bana daha önemli bir şeyi öğretti. Mücadele etmeyi!”