Sayfa Yükleniyor...
İzmirde yaşayan 87 yaşındaki Necla Çevik, çocukluk yıllarını geçirdiği İstanbul Floryada görme şansı bulduğu Atatürk ile ilgili anılarını unutamıyor
Kırımlı bir ailenin çocuğu olarak 1930da İstanbulda dünyaya gelen Necla Çevikin hayatında Atatürkün yeri ve anlamı çok büyük. Çocukluk döneminde Atatürk ile tanışabilmek için yaşıtlarıyla defalarca Floryaya giden Çevik, çok istemesine rağmen Ulu Önderle konuşamadığı için hala çok büyük üzüntü duyuyor.
Tıp fakültesini tamamladıktan sonra yaklaşık 40 yıl üniversitelerde çalışan ve profesör unvanıyla emekli olan Çevik, ilerlemiş yaşına rağmen Atatürkün hayatını anlatan kitaplar okuyor, onun için yazılar kaleme alıyor.
Çıkardığı şiir kitabında hayatındaki en büyük kahraman olan Atatürk ile ilgili şiirlere yer veren Çevikin en mutlu olduğu yer ise evinin kütüphane bölümü.
Çevik, Atatürkü ve manevi kızı Ülkü Adatepeyi her yaz geldikleri Floryadaki köşkte henüz 5 yaşındayken gördüğünü söyledi.
HAYATTAKİ TEK PİŞMANLIĞIM
Aynı zamanda komşuları olan Atatürkü her geldiğinde büyük bir hayranlıkla izlediğini anlatan Çevik, Floryaya geldiğinde herkes Atatürkü görüp konuşmak için adeta akın ederlerdi. Ben de birkaç kez Atatürkün yanına gitmek istedim ama çocukluğun verdiği çekingenlikle olmadı. Onu hep uzaktan izler, bir gün yanında olacağım diye hayal kurardım.1937 yılının yazıydı, annem bana güzel bir elbise dikmişti. Koşturarak köşkten çıkan Atatürkün yanına gittik. Korumalardan biri kalabalığa Gelmeyin dedi. Elini öpmek istiyorum deyince de Başka zaman diye seslendiler. Cesaretim kırıldı, geri çekildim. Hayattaki tek pişmanlığım odur. Keşke Atatürkün o mübarek elini öpebilseydim diye konuştu.
HIÇKIRIK SESLERİ DUYULUYORDU
Çevik, radyodan hasta olduğunu duyduğunda ailecek büyük bir üzüntü yaşadıklarını ifade etti.
Atatürkün, hastalığından dolayı 1938 yılı yazında Floryadaki köşke hiç gelmediğini aktaran Çevik, Ben o yıl sınava girdim, birinci sınıfı okumadan ikinci sınıftan başladım. Hiç unutmam, öğretmenimiz 10 Kasım sabahı ağlayarak sınıfa girdi ve Çocuklar Atamızı kaybettik dedi. Sınıfta hepimiz hıçkırıklara boğulduk. Koca okulda sadece hıçkırık sesleri duyuluyordu. Bugün bile hatırlıyorum şeklinde konuştu.
Atatürkün mücadeleci ruhunu hayatı boyunca kendisine örnek aldığını işaret eden Çevik, babasını küçük yaşlarda kaybetmesine rağmen çok çalışıp tıp fakültesini bitirdiğini vurguladı.
Emekli oluncaya kadar binlerce tıp öğrencisi yetiştirdiğini anlatan Çevik, Atatürk, kadınlara seçme ve seçilme hakkını 1934 yılında verdi. Avrupada bile bu imkan yoktu. Atatürkü görmüş biri olarak insanımıza tavsiyem onun yolundan ayrılmasınlar. Onun ilkelerini benimsemek, göstermiş olduğu yolda ilerlemek çok önemli. Geriye değil hep ileriye bakmalıyız dedi.
Her 10 Kasımda onu özlemle andığını ve küçüklük yıllarında yaşadığı anılarının aklına geldiğini anlatan Çevik, kalbindeki Atatürk sevgisinin her geçen gün artarak devam ettiğini sözlerine ekledi. (AA/İZMİR)
Haber Merkezi