Çizgiler O’nun ifade biçimi

Çocuk yaşlarda karikatür ile alakası gelişen Obur Mizah Dergisi Kurucusu Emre Yılmaz ile karikatür üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik


  • Oluşturulma Tarihi : 05.02.2018 06:40
  • Güncelleme Tarihi : 05.02.2018 06:40
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Çizgiler O’nun ifade biçimi

ONURHAN ALPAGUT / RÖPORTAJ

Ankara doğumlu karikatürist Emre Yılmaz’ın karikatür ile ilişkisi çocuk yaşlarda başladı. İlk eserlerini ilkokul yıllarında üretmeye başlayan Yılmaz’ın çizgi üzerine yeteneği arkadaşları ve çevresi tarafından oldukça ilgi gördü. Karikatürü yaşamının bir parçası haline getiren Emre Yılmaz’ın eserleri ilerleyen yıllarda birçok mecrada yayımlandı. Sanatında birçok başarı elde etti. Obur Mizah Dergisi’ni kurdu. Çizgisinde bu denli başarılı olmasının ailesinin, kendisine verdiği destek ve ustalarına borçlu olduğunu bildiren Yılmaz, fırsat bulduğu her anında karikatür alanında etkinliklere katıldığını söyledi.

Sizi tanımak adına bize kısaca kendinizden söz eder misiniz?

1984 yılı Ankara doğumluyum. İlk ve orta eğitimimi Ankara’da tamamladım. Üniversite eğitimimi de Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik bölümünde tamamladım. Halen Ankara’da hayatımı sürdürmekteyim.

Karikatür sevdanızın başlangıcı nasıl oldu? Bir hikayeniz varsa sizden dinlemek isteriz.

Karikatür sevdam çok küçük yaşlarda başladı. Aile olarak güzel sanatlara ilgisi olan bir ailede yetiştim. Abim, Resim Öğretmenliği bölümü mezunu. Ben, çok küçükken onun çizimlerini görerek ve izleyerek büyüdüm. Zannedersem sanat tozu o zamanlar bünyeme nüfus etti. Planlı olmasa da hayatımın her anında kendimi hep çizerek ifade etmeye başladım. Doğal bir süreç benim yaşadığım. Sonrasında üniversite sınavları geldiğinde bir karar vermem gerekti ve bende Güzel Sanatlar okumayı tercih ettim.

İlk karikatür ne oldu? Hala hatırlıyor musunuz?

Hatırlayabildiğim ilk çizdiğim çizgiler o dönem televizyonlarda yer alan çizgi film karakterleri olmuştu. Bu dönem ilkokul 3. sınıf sıralarına denk geliyor. Hatta o dönem bu çizimleri o kadar sık çiziyordum ki artık ezbere çizer olmuştum. Sınıf arkadaşlarımdan bolca sipariş alır duruma gelmiştim. İstekleri çok hızlıca çiziyordum. O kadar küçük yaşta beğeni almak elbette benim çok hoşuma gitmişti. Karikatür ve sanatta olamazsa olmaz bir döngüdür bu. Bir şey çizersiniz ve bu çiziminizi insanlarla paylaşmak istersiniz. Geri dönüşü sizi daha çok keyiflendirir ve bu sefer devamlı çizmek istersiniz. Hiç bir sanatçı çizimini saklamak için çizmez. Elbet öncelik kendisi için çizmektir ama asıl hedefi insanlarla paylaşmaktır.

ESERLERİ BİRÇOK MECRADA YAYINLANDI

Eserleriniz, nerede yayımlandı ve nerede yayımlanmaya devam etmekte?

Karikatürlerim ilk defa üniversiteye yeni başladığım yıllarda bir edebiyat dergisinde yayımlanmıştı. Bu benim o kadar sene vermiş olduğum emeğin taçlandırılması ve profesyonelliğe ilk adımı atışımdı. Daha sonraki yıllarda Türkiye’nin en önemli gazeteleri Sabah, Cumhuriyet başta olmak üzere birçok gazete, dergi, müze koleksiyonları, sergi ve yarışma albümlerinde yer aldı.

Sana göre karikatürün tanımı nedir? Nasıl olmalıdır?

Karikatür ve tüm sanat dallarının elbette bir sözlük anlamı bulunmakta. Fakat bu işi meslek olarak yapan bizler için bu tanım kişiden kişiye değişir. Sanatla uğraşmak hayata karşı bir bakış açısı geliştirmek demek. Bunun yanında birçok sanat dalı mevcut. Benim kendimi en iyi ifade ettiğim sanat ise karikatür. Karikatürün hızlı ve toparlayıcı ifadesi beni cezbediyor. Ayrıca bu izleyicide de böyle. Karikatürümü gazete, dergi ya da sergide sunduğum da izleyiciler hızlı bir şekilde ne söylemek istediğimi algılıyorlar. Bana göre karikatürün tanımını yapmam gerekirse; karikatür benim için bir dil ve ifade biçimi. Bir iletişim aracı. Ben daha çok yazısız karikatür üzerine çalışıyorum. Yazının olmaması daha geniş kültürlere ulaşmamı sağlıyor. Karikatürümü gören Afrikalı, Asyalı ya da Avrupalı da kendince bir anlam çıkarabiliyor. Aynı dilleri konuşmasak ta söylemek istediğimi çizgi yoluyla anlatabiliyorum. Bu da beni bir karikatürist olarak daha da keyiflendiriyor.

EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ AİLESİ

Çalışmalarınızda belirli bir düzeye ulaştınız, peki karikatür ile olan bu yolculuğunuzda size kimler destek oldu?

Başta ailemi söylemeden edemem. Bana her aşamada destekleri çok büyüktür. Karikatür camiamızda da birçok isim var elbette. Hepsi ustalarımdır. Tek tek isim verirsem röportaja yer kalmayabilir. Ama aralarından bir ustama değinmek isterim. Ankara’da yaşadığım için karikatürle ilgili başvurabileceğimiz yerler çok az. Üniversitede okurken bir karikatüristin söyleşisine arkadaşımla katılmıştım. Okuldan çıktık ve biraz geç kaldık. Söyleşi başlamıştı ve arka sıraya hızlıca oturduk. Çok zaman geçmeden söyleşiyi gerçekleştiren usta karikatürist bizim farkımıza vardı ve “Neden arkada oturuyorsunuz? Şöyle öne doğru gelin” dedi. Bu sıcak tavrı çok hoşuma gitmişti. Söyleşi sonunda izleyicilere adresini verdi. Ben de elbette adresi hemen not ettim. Çok zaman kaybetmeden verdiği adrese çizimlerimden oluşan bir dosya ile gittim. Gittiğim yer Karikatür Vakfı’ydı. Bu ustanın adı da Nezih Danyal. O gün bu gündür bana çok büyük emekleri vardır. Benim karikatür alanında gelişmeme ve şu an karikatür eğitimi vermeme katkısı çok büyüktür. Yıllardır düzenlemiş olduğu Karikatür Festivali sayesinde birçok uluslararası çizerle tanışma şansım oldu. Beni zamanla o kadar geliştirdi ki festivalde sorumluluklar vermeye başladı. Yani bana balığı vermedi, balık tutmasını öğretti. Kendisine çok şey borçluyum.

Bireysel olarak karikatür anlamında ne tür etkinliklere katılıyorsunuz?

Karikatürün olduğu her etkinliğe zamanım el verdiğince katılıyorum. Yayınlara çizmek, sergilere katılmak, söyleşilerde konuşmacı olmak, televizyon programları ve yarışma jürilerinde yer almak. Ayrıca karikatür konusunda organizasyonlar yapmakta benim için ayrı bir keyif. Kuruculuğunu yaptığım 12 yıldır çıkarmış olduğumuz Obur Mizah adında bir dergimiz var. Bu dergi ile Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde gerçekleştirdiğimiz birçok karikatür sergisi etkinliği düzenledik. Şöyle ifade etmek isterim: Karikatürün her aşamasında bulunmak bana ayrı keyif veriyor.

YARIŞMALAR KATKI SAĞLIYOR

Ulusal ve uluslararası düzeyde karikatür yarışmaları düzenleniyor, bunlarla ilgili olumlu ve olumsuz düşünceleriniz nedir?

Bu tip etkinlikleri çok önemli buluyorum. Fakat tek belirleyici unsur da yarışmalar olamaz. Ülkemizde de yurt dışında da karikatüre katkı sunan yarışmalar bulunmakta. Bu tip yarışmalar daha çok karikatür alanında yeni çizerlerin önünü açmalı. Belki bu noktada yarışmaları iki kategoriye ayırmak gerekmekte. Profesyonel ve amatör çizerler için farklı kategoriler yarışmaların niteliklerini de arttırır görüşündeyim. Bu yarışmalara belli standartlar getirir. Böylece yarışmalar da amacına ulaşmış olur. Bu noktada bu işi meslek olarak yapan ve yıllarını vermiş karikatüristlerle daha yolun başında olan çizerleri ayrıca değerlendirmek bence daha doğru olabilir.

Kişisel başarılarınızdan söz edecek olursak…

Daha önce de bahsettiğim gibi karikatürü çok seviyorum. Bu sevgi ve istekte ister istemez başarıları getiriyor. Hiçbir zaman amacım şu kadar ödül kazanayım olmadı. Ya da belli planlar dahilinde karikatürü kullanmadım. Karikatürü bir yaşam biçimi olarak gördüm. Böyle gördüğüm içinde karikatüre katkı anlamında elimden gelenleri yapmaya çalıştım ve yapıyorum. Ders verdiğim öğrencilerim bana klasik bir soru olan “Hocam dünyaya bir kez daha gelseniz hangi işi yapmak istersiniz?” diye sordular. Ben de net bir şekilde karikatürist olacağımı söyledim. Gerçekten karikatür benim için hayatımın en önemli ve en keyifli işi. Bu bağlamda yarışmalardan ödüller kazandım, sergilerde yer aldım. Daha genç olmama rağmen birçok ulusal ve uluslararası yarışmada jüri üyeliği görevlerinde bulundum. Fakat bunlar benim için hiç bir zaman hedef olmadığı için daha yapmak istediğim şey var.

DURAĞANLIK KABUL ETMEZ

Çalışmalarınızda ulaşmak istediğiniz bir düzey var mı? Kendinize bir hedef koydunuz mu?

Karikatür hiç bir zaman durağanlığı kabul etmez. Her zaman gelişime açıktır. 10 yıl öncesine baktığımızda günümüzde çok şey değişti. Karikatür de doğal olarak bu gelişimden etkilendi. Çünkü karikatürde toplumla birlikte yaşayan ve gelişen bir sanat dalı. Elbette ki bu noktada biz karikatüristler de gelişime ayak uydurmalıyız. Günümüzde teknolojinin gelişmesi birçok yeniliğe kapı araladı. Artık çizimlerimizi teknolojiyi kullanarak yapıyoruz. Ben kişisel olarak yine de tam olarak kağıt ve kalemden kopmamaya özen göstersem de dijital üretimler de yapıyorum. Bu toplumsal değişime ve gelişime ayak uydurmak gerekiyor. Ayrıca teknikteki bu değişim üretimlerimizi de farklılaştırıyor. Karikatür üretimleri de çok çeşitlenmeye başladı. Üretim süreleri kısalmaya başladı. Bu dışardan bakıldığında kolaycılık gibi eleştirilse de bence ortaya çıkan eserler çeşitliliği getirmekte. Elbette her konuda olduğu gibi bu konuda da kötü niyetli kullanımlar olabilir. Fakat her koşulda doğru ve samimi kullanıldığında bir avantaj olarak görüyorum. Bende kişisel olarak bu değişimleri dikkate alarak kendimi devamlı geliştirmeye çalışıyorum. Bol bol incelemek ve araştırmak çok önemli. Karikatüristin hedefine ulaşmasını pek mümkün görmüyorum. Her çizime oturduğunda ilk defa çizermiş gibi çalışmasına başlar. Zaten bu da bizlere hep yeni bir şey üretme istediği doğurur. 90 yaşında gördüğümüz ustalarımız sağlıkları el verdiği ölçüde karikatür çizmeye devam etti. Bence bu da karikatürün en güzel özelliği. Karikatürün hiçbir zaman sonu yok. Hedefim hayatım boyunca çizmek ve karikatüre katkı sunmak.

Dünya çizerleri ve Türk çizerleri karşılaştıracak olursak, size göre ne düzeydeyiz?

Bu konuda kesinlikle başarımız göz ardı edilemez. Az önce bahsettiğim teknoloji konusunun bir başka kısmından bahsetmek isterim. Teknoloji çizim tekniklerinin yanında iletişim ve araştırma konusunda da büyük katkı sağladı. Her konuda olduğu gibi artık dünyanın herhangi bir köşesinde üretilen bir karikatüre çok hızlı bir şekilde ulaşabiliyoruz. Karikatür etkileşim halinde kendini geliştirir. Sanatçılar ne kadar çok birbirinin eserlerine ulaşabilirse o kadar gelişim olur. Karikatür konusunda da zaten Türkiye her zaman iyi bir yerde olmuştur. Osmanlı döneminin son yıllarında başlayan üretimler, Cumhuriyet’in ilanıyla fazlalaşmıştır. Karikatürün altın dönemi 50 kuşağı ile zirve yapmıştır. Sonrasında Oğuz Aral’ın Gırgır ile yaptıkları ortada. Halka ulaşan dergiler çeşitlenmiş ve gazete karikatürleri fazlalaşmıştır. Elbette bunun yanında yarışmalar ve çizerlerimizin uluslararası başarılarının katkısını unutmamamız gerek. Günümüze geldiğimizde birçok nedenden dolayı karikatür sıkıntılı bir süreçte gibi görünse de yine de farklı alanlarda karikatür üretimleri devam etmektedir. Karikatür her zaman toplumlarda büyük sempati ile karşılanmıştır ve o etkisi devam edecektir. Teknolojinin gelişimi dergi ve gazeteleri etkilese de artık internette çok farklı bir dünya kuruluyor. Herkes kendi yayınını kolayca oluşturabiliyor. Sosyal medyada büyük gazete tirajlarını geçen mizah ve karikatür sayfaları bulunmakta. Bu üretimleri yapanlar bu alanlardan gelir elde etmeye başladıkça çok farklı üretimler ve mecralar ortaya çıkacaktır.

HER ÇİZGİNİN BİR ANLAMI VARDIR

Karikatür çizginiz nedir?

Çizgim her zaman gülümsetme amacı taşımasa da insanlar baktıklarında rahatlatmalı ve kendinden bir şey bulmalı. Karikatürlerime bakan insanların empati kurmalarını sağlamalı. Ve elbette çizgimin tarafsız olmasını çok önemserim. Herkesin belli bir bakışı var. Ama ben kağıt ve kalemle baş başa kaldığımda tüm taraflardan sıyrılıp doğru olan neyse onu çizgime aktarmaya özen gösteririm. Herhangi bir tarafa yönelmiş bir çizginin bir propaganda aracına dönüşmesi kaçınılmazdır. Bu da bence yapılan sanat eserinin niteliğine zarar verir.

Sadece karikatür çizerek geçiminizi sağlayabiliyor musunuz?

Bu konu hayalini kurduğum bir durum. Fakat ne yazık ki böyle bir durum çok mümkün değil. Hayatımızı devam ettirebilmek adına belli bir kazancımızın olması gerekmekte. Günümüzde yaşam standartları fazlaca yüksek. Bizlerde karikatürün yanında farklı çalışmalar yapmak zorunda kalıyoruz. Ben bu konuda biraz daha zor olanı seçmekle birlikte biraz daha şansımı zorlamayı tercih edenlerdenim. Yaklaşık 3 yıl önce bir reklam ajansı kurdum. Bu süreç içerisinde amacım tasarımın yanında daha çok çizim ve karikatür konusunda üretimler yapmak. Bu zamana kadar maddi olarak çok tatmin etmese de sağlayabildik. Sanatçıların maddi olarak belli bir standarda kavuşması üretimlerin kalitesine de ciddi katkı sağlayacaktır.

GENÇLERE SESLENDİ

Son olarak gazetemizi okuyan ve bu sanata ilgi duyan hevesli gençlerimize neler söylemek istersiniz?

Gençler için karikatür ve sanatla uğraşmak çok önemli. Ders verdiğim öğrencilerime de sık sık dile getiririm bu işlerin en önemli noktaları ilgi duymak, çalışmak ve keyif almaktır. Bunları sağlamaları çok önemli. Bu işi sevdiğiniz ve emek verdiğiniz sürece karikatür size karşılığını verecektir. Bazı şeyler zaten kişisel anlamda doğal bir şekilde gelişiyor. Bu işe başladıklarında ister istemez gözlem yapıp, daha çok araştırmaya başlıyorlar. Bir de karikatürle uğraşmaları onların pratik zekalarının gelişmesine katkı sunacaktır. İleride ne iş yaparsa yapsınlar genç yaşta karikatür sayesinde kazanacakları pratik zeka hayatlarının her alanında onlara kolaylık sağlayacaktır.

Haber Merkezi