Sayfa Yükleniyor...
Deprem gibi büyük travmaların ardından psikolojik iyileşme süreci zaman alabilir. Depremin psikolojik etkilerinden söz ederken, deprem psikolojisiyle baş etmenin yollarına yer verdik.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat tarihinde gerçekleşen ve büyük bir yıkıma neden olan depremin üzerinden tam 2 yıl geçmesine rağmen üzüntüsü dün gibi tazeyken, öte yandan Ege Denizi’nde günlerdir ardı arkası kesilmeyen depremler halkı panik ve endişeye sürüklüyor. Bir deprem ülkesinde yaşamak ve zaman içerisinde birden fazla kez depremin yarattığı tahribata şahit olmak, bireylerin psikolojisinin olumsuz etkilenmesine neden oluyor. Geçmişte yaşanmış olan depremlerde kayıp verenler bu durum ile baş etmeye çabalarken, deprem endişesi yaşayan ve mental olarak hayatın akışında kalamayan çok sayıda insan var. Bu içeriğimizde deprem psikolojisine ve depremin psikolojik etkilerine yer veriyor olacağız. Deprem korkusunu nasıl yenebiliriz? İşte detaylar…
Deprem, sadece fiziksel bir yıkıma neden olmakla kalmaz, aynı zamanda psikolojik açıdan da ciddi etkiler yaratabilir. Bu tür doğal afetler, kişilerin mental sağlığını olumsuz yönde etkilerken, uzun vadeli travmalar yaşamalarına neden olabilir. Depremin psikolojik etkilerinden şu şekilde bahsedebiliriz:
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB): Deprem gibi korkutucu ve sarsıcı bir olay yaşamak, kişilerde TSSB oluşumuna neden olabilir. TSSB yaşayan kişiler, korku, anksiyete, uyku problemleri ve sürekli gergin olmak gibi belirtiler gösterirken, tekrarlayan travmatik anılar sürekli olarak bu kişilerinzihinde döner durur.
Anksiyete ve Depresyon: Deprem esnasında veya sonrasında, kayıp yaşamış ve büyük bir korku içerisine girmiş olan bireylerde depresyon ve kaygı bozuklukları yaygın olarak görülür. Bireyler gelecekle ilgili belirsizliklere karşı duyarlı hale gelirler ve yaşamlarına dair karamsar bir bakış açısına sahip olurlar. Sürekli olarak deprem olma ihtimaliyle yaşamaya çalışmak da bu korkuyu ve beraberinde getirdiği anksiyeteyi tetikler. Bu nedenle kişilerin ‘ya deprem olursa’ endişesi yaşaması depresyonu doğurabilir.
Bilinçaltı Travmaları: Depremde yaşanan korku, kayıplar ve yıkım, kişinin bilinçaltında derin izler bırakabilir ve bireylerin gelecekteki yaşantılarında tekrar travma yaşama riskini artırabilir.
Toplumsal ve Ailevi Stres: Aile üyelerini kaybetmek veya bölgede bulunan sosyal yapının çökmesi, toplumda psikolojik bozukluklara neden olabilir. Bireyler, sevdiklerinin kaybı, evlerinin yıkılması ya da belirsizlik nedeniyle depresyon ve anksiyete yaşayabilirler.
Güvenlik Kaybı: Deprem, güvenlik hissini zedeleyen bir durumdur. Bireyler, evlerinin ya da iş yerlerinin güvenliğini sorgulamaya başlayabilir, süregelen artçı depremler nedeniyle sürekli bir tehlike hissi yaşayabilir ve hep tetikte bekler vaziyette bulunabilirler.
Fiziksel Belirtiler: Tüm bu psikolojik tahribatın yanı sıra çeşitli fiziksel belirtiler de kendisini gösterir. Stres, baş ağrısı, mide problemleri, yorgunluk gibi fiziksel belirtiler, psikolojik rahatsızlıkların vücuda yansıyış biçimi olabilir.
Deprem gibi büyük ve travmatik bir felaketin ardından, kişilerin psikolojik olarak iyileşme süreçleri zaman alabilir. Herkesin yas süreci, acısını yaşama ve atlatma biçimi birbirinden farklı olabileceği gibi, depremin psikolojik etkilerini atlatmak için çeşitli yöntemler bulunur. Herkesin kendi sürecini atlatmak için izleyeceği yol farklıdır ancak, öneri olması açısından deprem psikolojisiyle başa çıkma noktasında uygulanabilecek bazı yöntemleri bir araya getirdik:
DUYGUSAL TEPKİLERİ NORMALLEŞTİRMEK
Deprem gibi büyük bir travma sonrası hissedilen korku, öfke, üzüntü ve kayıp duygularının tamamen normal olduğunu kabul etmek, iyileşme sürecindeki en önemli adımdır. Bu duygularla başa çıkarken kendinize karşı nazik olmaya ve duygusal tepkilerinizi bastırmamaya çalışın. Hissettiklerinizin geçici olduğunu ve iyileşme sürecinin bir parçası olduğunu kendinize sık sık hatırlatın.
DESTEK ALMAKTAN ÇEKİNMEMEK
Bu süreci tek başına sırtlamak zorunda değilsiniz, iyileşme sürecinizde destek isteme konusunda çekinmeyin. Aile üyeleri, arkadaşlar veya yakın çevrenizle duygusal desteği paylaşın. Kendinizi yalnız hissetmemeniz bu süreçte önemlidir. Bazen yalnızca birinin dinlemesi bile büyük rahatlama sağlayabilir. Bunun yanı sıra, profesyonel bir terapist veya psikologdan yardım almayı düşünebilirsiniz. Psikolojik destek, travma sonrası stresin yönetilmesinde yardımcı olabilir.
RUTİN OLUŞTURMAK
Deprem sonrası hayatın yeniden düzene girmesi zaman alabilir. Ancak, günlük yaşantınıza küçük rutinler eklemek, kendinizi güvende hissetmenize ve bir şeylerin sizin kontrolünüzde olduğunun farkına varmanıza yardımcı olabilir. Bu küçük rutinler, uyku düzeni, yemek yeme alışkanlıkları ve sosyal etkinliklerle ilgili olabilir.
FİZİKSEL AKTİVİTE YAPMAK
Egzersiz yapmak, stresin azaltılmasına ve ruh halinin iyileştirilmesine yardımcı olan etkenlerden biridir. Düzenli yürüyüş, yoga veya hafif egzersizler zihinsel ve fiziksel sağlığınızı desteklerken, endişe ve gerginliğinizi azaltabilir. Bunun yanı sıra çeşitli nefes ve rahatlama egzersizlerine de başvurabilirsiniz.
BİLGİYİ KONTROLLÜ TÜKETMEK
Depremle ilgili haberleri sürekli izlemek veya sosyal medyada takılı kalmak, kaygınızı artırabilir. Bilgiye ulaşmak önemli olsa da, aşırı maruz kalmamak ve zihinsel sağlığınızı korumak adına kendinizi daha az maruz bırakabilirsiniz. Bu süreçte güvenilir ve pozitif kaynaklardan bilgi almak faydalı olacaktır.
ZAMAN TANIMAK
Depremin psikolojik etkilerinin hemen geçmeyeceğini ve iyileşme sürecinin zaman alacağını kendinize hatırlatın. Bu nedenle kendinize ve çevrenizdekilere sabır gösterin. Mental sağlığın da, fiziksel sağlığımız gibi zamanla iyileştiğini kabullenin.
HABER MERKEZİ