Sayfa Yükleniyor...
Dünyayı gezen youtuber Enes Aslanlı,”Gençler vizyonlu olursa eğer gözlerini açtıklarında dünyayı gezmenin bu kadar zor olmadığını fark edecekler. Dünyayı gezip dolaşmak sadece zenginlerin işi olarak algılanmasın. Dijital göçebe olarak dünyayı rahatlıkla gezebilirsiniz” diye konuştu.
Son dönemlerde hızla yükselen trendler arasında yer alan “dijital göçebe” kavramı pandemi döneminden sonra yaygınlaşmaya başladı. Kendi özgürlüklerini yaratan “Dijital göçebeler” her geçen gün artıyor. Bilgi ve İletişim teknolojisinin gelişmesiyle birlikte yeni jenerasyonun daha çok tercih ettiği çalışma sistemleri arasında online çalışma modelleri yer alıyor. Genç kuşak ofis ortamında çalışmaktansa hem online çalışıp hem de dünyayı gezmek istiyor. Peki, dünyayı gezerken nasıl para kazanabilirsiniz? Farklı ülkeleri ve toplumları gezmek sadece zenginlerin işi mi? Youtuberlar nasıl para kazanıp dünyayı gezebiliyor? Bu soruların cevabını bize dijital göçebe Enes Aslanlı veriyor. Genç youtuber, gezdiği ülkelerden videolar çekerek yeni neslin ilgisini çekiyor. Dijital içerik üreticisi Enes Aslanlı gazetemize özel açıklamalarda bulundu.
Dijital içerik üreticisi olarak youtuber olma serüvenin nasıl başladı?
Kuşak olarak dijital çağda yetiştim. 13 yaşındayken youtuber olmaya karar verdim. İlk başlangıçta dijital içerikler ürettiğimde bu işten para kazanma gibi hiç kaygım olmamıştı. Hobi olarak başladığım Youtube’da kendimi sürekli geliştirerek üzerine düştüm. İzleyip araştırdıkça dijital mecralarda farklı dijital göçebelerin olduğunu gözlemledim. Ünlü youtuber; Engin Özdemir’i ve Emre Durmuş’u örnek olarak benimsedim. Her ikisi de gezgin kişiler olarak benim ufkumu açarak idollerim arasında yer alıyor. Dijital mecrada üretim yaptıkça belirli bir zamandan sonra fark ettim ki online olarak dünyayı dolaşıp keşfedebiliyorsun. Farklı kültürleri ve farklı toplumları keşfetmek hep hayallerim arasında yer alıyordu. Bir cesaret ile gözümü kararttım ve sırt çantamı alarak yurt dışına gitmek istedim. Yurtdışında gezdiğim ülkelerden çok keyif aldım. Hiçbir ülkede herhangi bir sıkıntı ve problem yaşamadım.
Kendini dijital göçebe olarak görüyor musun?
İlk olarak tek yön Güney Kore’ye uçak bileti aldım… Hiçbir plan ve programım yokken 14 ay içerisinde yollarda kaldım. Böylelikle kendime dijital göçebe demeye başladım. Dijital göçebe kavramı Dünya’da artmaya ve yaygınlaşmaya devam ediyor. Dijital göçebelerin sayısı her geçen gün artıyor. Avrupa Birliğindeki ülkeler dijital göçebe vizesini çıkartıyor. Tabi ülkeden ülkeye değişiyor ama çoğunluk olarak ülkede oturum hakkını kazanıyorsunuz. Schengen vizesi ile istediğin ülkelere seyahat edebiliyorsun. Vize kriterleri bazı ülkelerde farklı olabiliyor. İspanya’da mesela dijital göçebe olduğuna dair yapığın işleri kanıtlaman gerekiyor. Avrupa’yı artık bu şekilde gezip dolaşmak istiyorum. Online çalışma işi pandemi döneminde arttı. Doğal olarak da dijital alanda içerik üreticileri hızlı bir şekilde yaygınlaştı. Dijital göçebe vizesini sadece youtuberlara vermiyorlar, farklı mesleklerle uğraşıp bilgisayardan ofis dışı çalışanlar dijital göçebe vizesini alabilir. İngilizce öğretmeni mesela dünyayı dolaşarak hem işine devam ediyor hem de geziyor.
Gezgin ruhlu bir dijital göçebe olarak genç arkadaşlarına neler söylemek istersin?
Gençler vizyonlu olursa eğer gözlerini açtıklarında dünyayı gezmenin bu kadar zor olmadığını fark edecekler. Dünyayı gezip dolaşmak sadece zenginlerin işi olarak algılanmasın. Dijital göçebe olarak dünyayı rahatlıkla gezebilirsiniz. Bana herkes soruyor Tayland’a nasıl gittin? Uzak doğu ülkelerine nasıl vize aldın? İnsanlar henüz birçok ülkenin vizesiz olduğunu bile bilmiyorlar. Tabi bazı ekonomik sorunlar var bunu anlıyorum fakat göründüğü kadar zor değil. Bir ülkeye gittiğiniz zaman aslında o ülkede daha uygun şartlarda bile yaşayabiliyorsunuz. Ekonomik olarak uygun yerler keşfediyorsunuz. Yol her zaman insanı açıyor, farklı düşünmenizi sağlıyor. O yüzden gençlerin bu yolda öncelikle online iş bularak cesaretli olup dünyayı gezmelerini tavsiye ediyorum.
Faklı kültürleri ve toplumları gördüm. Gözlemlerini bizimle paylaşır mısınız?
Japonların kültüründen çok etkilenmiştim. Oradaki insan ilişkileri bana çok farklı geldi. Çalışma kültüründe olan insanların en az iki veya üç işle meşgul olduklarını gözlemledim. Japon kültüründe samimiyet ve sıcakkanlılığı göremedim. Tayland, Kamboçya ve diğer uzak doğu ülkeleri bana daha sıcak geldi. Orada sohbet muhabbet benim daha çok ilgimi çekti. Öncelikle Avrupa’da bir karavan seyahati yapmak istiyorum. İspanya vizesi çıktıktan sonra 6 ayda karavan ile her yeri gezmek istiyorum. Daha sonra Güney Amerika’yı keşfetmeyi planlıyorum fakat yolun nereye götüreceğini tahmin edemiyorum. Naçizane bir gezgin olarak plan yapmıyorum. Yol bir şekilde insanı götürüyor. İnsanın kendini keşfetme süreci yolda gerçekleşiyor. İnsan kültürleri ve toplumları gördükçe önyargılarını kırıyor. Milyonlarca insan dijital ortamda çalışıyor. Daha önceden dijital göçebe diye bir kavram yoktu ama şu an tam tersi durumda. Dünya’yı gezmek gibi bir hayaliniz varsa online çalışma imkanına ulaşın…
Yol insana ne öğretiyor? Kariyerine Youtuber olarak mı devam edeceksin?
İnsanın yolda düz bir yaşamı olmuyor. Duygu durumunuz gittiğiniz ülkelere göre değişebiliyor. Yalnız başınıza yolda olduğunuzda her zaman arkadaşınız olamıyor. O depresyon süreçlerinde Kinyas ve Kayra kitaplarındaki karakterler ile kendimi özdeşleştirmiştim. Sosyal videolarda üretiyorum. Her mesleğin zorlukları olduğu gibi dijital içerik üreticisi olan youtuberların yaşadığı zorluklar olabiliyor. Marmara Üniversitesi’nde gazetecilik bölümü öğrencisiyim. Yapmak istediğim işi dijital ortamda tutkuyla yaparak para kazanmak beni mutlu ediyor. İçeriklerimi youtube kanalım üzerimden üretmeye devam ediyorum.
Haber Merkezi