Sayfa Yükleniyor...
İzmir’de bir grup bisikletsever, yaklaşık 4 yıldır otizmli çocuklara bisiklet eğitimi veriyor. En büyük destekçileri ise 17 yaşındaki otizmli Selin Çelik. Küçük yaşlarda bisiklete binmeye başlayan Selin, şimdi bisiklet sürmeyi öğretiyor
E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Onlar, otizmli çocuklarda denge becerilerinin geliştirilmesinin önemli olduğunun bilinciyle yaklaşık 4 yıldır İzmir’deki Moris Bencuya Otistik Çocuklar Özel Eğitim Uygulama Merkezi’nde otizmli çocuklara bisiklet eğitimi veriyor. Kendilerini, ‘Otizmli Çocuk Gönüllüleri’ adıyla tanıtan bir grup bisikletsever, evde duran ve kullanmadıkları bisikletleriyle şimdiye kadar yaklaşık yüz otizmli çocuğa bisiklete binmeyi öğretti. Dengede durmak ve bisiklet sürmenin verdiği özgürlük hissi ile onları gülümseten gönüllüler, aynı zamanda pek çoğunun takıntılı davranışlarını bırakmalarını sağladı. Bu süreçte en büyük destekçileri ise 17 yaşındaki otizmli Selin Çelik oldu. Küçük yaşlarda bisiklete binmeye başlayan Selin, şimdi kendi gibi otizmli miniklere verilen bisiklet eğitimlerine destek oluyor. Selin Çelik, 17 yaşında bir birey, otizmli. Uzun yıllar Almanya’da yaşadı. Temel eğitimini orada aldıktan sonra, 6 yıl önce ailesiyle birlikte Türkiye’ye geri döndü. Bir süredir Moris Bencuya Otistik Çocuklar Özel Eğitim Uygulama Merkezi’nde eğitimine devam ediyor. Küçük yaşlarda bisiklete binmeyi öğrenen Selin, şimdi kendi gibi otizmli miniklerin eğitimlerine destek oluyor. Selin, “Bisiklet sürmeyi Almanya’da öğrendim. Şimdi de buradaki benden küçük arkadaşlarıma öğretiyorum. Bisikleti çok seviyorum. Onun üzerindeyken kendimi çok özgür hissediyorum” dedi.
ÇOCUKLARIN DESTEĞE İHTİYACI VAR
Eğitim başladıktan sonra çocuklarla iletişimlerinin geliştiğini, çocukların ilgisinin her geçen gün arttığını söyleyen gönüllü Serhat Değimli, “Otizm başlı başına zor bir konu. Öğretmenler yılgınlığa düşüyor, aileler yılgınlığa düşüyor ve yoruluyorlar. Biz haftada bir gün burada toplanıyoruz. Amacımız çocukların denge becerilerini geliştirebilmek. Bisiklet ile koordinasyon becerilerini geliştiriyorlar. Bu başka kapıları da açıyor. Bisiklet sürmeye başlamadan önceki halleri ile sürmeye başladıktan sonraki hallerini çok net ayırt edebiliyoruz. Çok büyük mesafe kat ediyorlar. Dört senedir bu çalışmaları yapıyoruz. Bu okulda daha zorlu otizmli çocuklarımız var. Bu bizim başarımızı daha görünür kılıyor. Bu çocukların daha fazla desteğe ihtiyacı var. Şimdiye kadar yaklaşık 100 çocuğa bisiklete binmeyi öğrettik. Evdeki fazladan bisikletlerimizi getirerek bu eğitimleri vermeye başladık” diye konuştu.
ÖZGÜVENLERİ ARTTI
Otizmli çocuklara bisiklet eğitimi verebilmek için özel pist hazırladıklarını ifade eden Türkiye Bisiklet Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Aysel Ataş ise, “Bir ilki gerçekleştirdik ve otizmli çocuklara bisiklet eğitimi verebilmek için bir pist hazırladık. Çocukların denge becerisi kazanması için sadece bir omzundan tutuyorum. Çocuklar kendilerine güvenmesi için çok destek vermeden güvende hissetmesi çok önemli diye. Down sendromlu bir yeğenim vardı. Ona da bu şekilde öğretmiştim. Çocuklar harıl harıl bisiklet kullanmaya başladılar. Bu başarılarını gördüğümüz zaman ağlıyorduk. Bu bize çok büyük mutluluk veriyor. Her çocuk farklı. Kolay değil ama çok zevkli bir iş. Özgüvenleri çok arttı. İlk geldiğinde pedala bile basamayan çocukları şimdi bisikletten indiremiyoruz. Çalışmalarımız haftada iki saat şeklinde devam ediyor. Hedefimiz eve hapsolmuş çocuklara da ulaşmak” dedi.
DESTEK ALMADAN BİNİYORLAR
Yaklaşık dört senedir gönüllü olarak bisiklet eğitimi verdiğini söyleyen Cem Tabanlı, “İlk zamanlar tedirgindik, ne olacağını bilmiyorduk. İlk defa böyle bir deneyim yaşıyorduk. Birtakım eğitimler aldık ve onlara nasıl yaklaşmamız gerektiğini öğrendik. Teorik ve pratik çok farklı. Yaşadıkça her çocuğun farklı şeylerden etkilendiğini görüyorsunuz. Zaman geçtikçe biz çocukları, çocuklar da bizi tanıdı. Aramızda güçlü bir bağ oluştu. Bağ oluştukça birbirimizi daha yakın hissetmeye başladık. Sorumluluk hissimiz daha da artmaya başladı. Üç senedir birbirimizden kopamayarak eğitimi sürdürmeye devam ettik. Otistik çocukların hayatı denge üzerine kurulu bir şey. Şu anda burada 7 yaşından 16 yaşına kadar çocuklar var. Bu çocuklar buradan mezun olup ayrıldıktan sonra hayatlarımı idame edebilmeleri için birtakım denge kabiliyetlerine sahip olması gerekiyor. Denge çocukların günlük hayatlarındaki hareketlerini etkileyen bir şey. Dolayısıyla biz bisikleti tercih ettik. Gitme ve özgürlük hissi de var. Öğrencilerin büyük bir çoğunluğu artık destek almadan bisiklete binebiliyor” ifadelerini kullandı.
ARTIK KENDİNE ZARAR VERMİYOR
Okul Müdürü Ercan Mermer, eğitimin otistik çocuklarda motor becerileri geliştirme adına büyük önem taşıdığını ifade etti. Yaşları 8 ile 17 arasında değişen öğrencilerin kendi dünyaları dışındaki insanlarla iletişim kurmasını sağlamak için bisikleti bir araç olarak gördüklerini kaydeden Mermer, “Bisiklet rehabilitasyonun bir parçası. Dünyada yunuslarla rehabilitasyon çalışmaları var. Biz bunu mekanik bir araçla yapmaya çalışıyoruz. Sürekli kendine zarar verme davranışı olan bir öğrencimiz vardı. Bunu önlemek için çalışıyorduk, hekim desteği alıyorduk. Bisiklet sporuyla kendine zarar verme davranışını unuttu. Çocuk bisikletle kendini ifade edebildi, kanıtlayabildi, bir şeyler başarabildi. Bunun için o davranışları mutlulukla, özgüvenle ortadan kaldırdı” diye konuştu.
AİLECEK GELDİLER
Gönüllü eğitmenlerden Cengiz Çarkacı da, eşi Elvan Hanım ve 11 yaşındaki otizmli oğlu Boran ile çalışmalara katılıyor. Hem oğluna hem de diğer çocuklara bisiklete binmeyi öğreten Çarkacı, “2 yıl önce Boran’ın eğitimi için Trabzon’dan, İzmir’e geldik ve bisiklete binmeye başladım. Bisikletçi arkadaşlarımın gönüllü olarak çocuklara eğitim verdiğini duyunca ben de katılmak istedim. Boran’a buraya gelmeden önce de bisiklete binmeyi öğretmeye çalışıyorduk. Özel eğitim okullarında çok ilerleme kaydedemedik ama spor ve bisikletle kol bacak koordinasyonun hızlı gelişmeler oldu. Bir de kendine olan güveni artmaya başladı” dedi. Elvan Çarkacı ise, “Ben de bisiklet sürmeyi bilmiyordum. Buradaki gönüllü arkadaşlardan öğrendim. Boran çok cana yakın bir çocuk. Ben boran’ın bu kadar hızlı ilerleyip bisiklet süreceğine inanmıyordum. Ama süreç inanılmaz hızlı ilerledi. İlk bindiğinde yapamayacağı konusunda kaygıları vardı ama şimdi ailecek bisiklet turlarına çıkıyoruz. Eğitmenlerimiz, çocuklara yalnızca bisiklet sürmeyi öğretmiyorlar, onların davranışlarına da çok olumlu katkı koyuyorlar” ifadelerini kullandı.
Haber Merkezi