- Yaşam
- 16.05.2025 08:50
2 yıl önce yüksek tansiyon sonucu felç geçiren Aysel Sayın (62) ile 8 yıldır cihaza bağlı yaşayan KOAH hastası Hüseyin Sayın (69), ölümü tek çare olarak görüyor.
SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
“Kadın sustu.
Sarıldılar…
Bir kitap düştü yere.
Kapandı bir pencere.
Ayrıldılar…”
İki göz oda ve yan yana konulmuş iki yatak. Birinde iki yıl önce yüksek tansiyon sonucu felç geçiren 62 yaşındaki Aysel Sayın yatıyor, ötekinde 8 yıldır nefes darlığı yaşayan 69 yaşındaki eşi Hüseyin Sayın. Aysel Sayın rahatsızlığından dolayı ne konuşabiliyor, ne de anlayabiliyor. Burnuna takılı kablolarla yaşamını idame ettirmeye çalışan Hüseyin Sayın ise en fazla balkona kadar çıkabiliyor. “Aysel hastaneleri, hapları hiç sevmezdi. Limonla tansiyonunu düşürürdüm. Ama bu kez olmadı” diyen Hüseyin Sayın, kendilerini iki ayrı yatağa mahkum eden hastalıkları yüzünden artık sadece ölümü dilediklerini söyledi. Kirada oturmadıkları için kömür ve benzeri yardımların kesildiğini de söyleyen Sayın, “Söylenecek çok şey var da. Bu saatten sonra söylesem ne, söylemesem ne? Bu kış ölmezsem bakalım nasıl geçineceğiz?” dedi. Eşi Aysel’in eve tek bir tozun, kirin girmesine izin vermediğini söyleyen Hüseyin Sayın, “Şimdi ise evimiz sahipsiz. Kıştan kalan sobamız bile yerde, her taraf kir içinde” sözlerini kullandı. İşini dahi bırakıp tüm yaşamından vazgeçerek kendini ailesine adayan ve Sayın çiftinin tek çocuğu olan Ümit Sayın da anne ve babası için yardım bekliyor.
Foto Altı: Hüseyin Sayın: “Söylenecek çok şey var da. Bu saatten sonra söylesem ne, söylemesem ne? Bu kış ölmezsem bakalım nasıl geçineceğiz?”
SADECE BALKONA KADAR ÇIKABİLİYOR
Yaklaşık 4-5 senedir çok kötü durumda olduğunu belirten Hüseyin Sayın, “Kapı dışarı çıkamıyorum. Daha öncesinde yine bakkala falan gidiyordum. Ama kablolara bağlı olduğumdan beri balkona dahi zor çıkıyorum. Komşularımdan Allah bin kere razı olsun. Ne zaman ihtiyacımız olsa gelip yapıyorlar. Belediyeden gelen oluyordu bir ara temizliğe, yemeğe falan onu da kestiler. Üç kişi bu evde yaşıyoruz. Ben, eşim ve oğlum. Oğlum 28 yaşında. Çalışmıyor bize bakıyor. Söylenecek çok şey var da. Bu saatten sonra söylesem ne, söylemesem ne? Ev bize ait diye para yardımını kestiler. Evimiz olduğu için 2 yıldır kömür vermeyi de kestiler. 2 ayda bir 400 TL veriyorlar ama hepsini tekrar geri alıyorlar. 400 TL bize nasıl yetsin. Bu kış ölmezsem bakalım nasıl geçineceğiz o soğukta?” dedi. Deterjan kokularından rahatsız olduğunu dile getiren Sayın, şöyle ekledi: “Bayraklı Belediyesi tarafından gönderilen temizlik işçileri evi bir sürü deterjanla temizliyorlar, kokudan ölüyorum. Hele ki kış zamanı. Dışarıya da çıkamıyorum. Sadece suyla da temizleyemiyorlar. Deterjan kokularına dayanamam. Hiç gelmemeleri daha iyi. Hortuma bağlı olduğum için hiçbir yere çıkamıyorum. Sadece balkon. Taşınabilen bir cihazda değil. Yerinden oynatıldığı an iptal olur.”
“AMA BU KEZ OLMADI”
Eşi Aysel Sayın’ın yüksek tansiyon sonucu felç geçirdiğini kaydeden Hüseyin Sayın, “Bir tane hap içiremedim ona. Hastaneleri, hapları sevmezdi. Limonla tansiyonunu düşürürdüm. Ama bu kez olmadı. Aysel’in eve tek bir tozun, kirin girmesine izin vermezdi. Şimdi ise evimiz sahipsiz. Kıştan kalan sobamız bile yerde, her taraf kir içinde” diye konuştu. Bizleri aileyle tanıştıran AK Parti Bayraklı İlçe Teşkilatı Engelliler Birim Başkanı Hakan Aydın ise, “Biz istiyoruz ki bu engelli kardeşlerimize daha çok yardım çıksın, daha çok ihtiyaç sahibi olanlara ulaşılsın. Bizler kendi aracılığımızla ulaşıyoruz, Kaymakamlığa bildiriyoruz, 2-3 ay yardım yapılıyor, sonra kesiliyor. Bu insanlar ihtiyaç sahibi. Hüseyin amca ve yatalak eşi hastaneye gidemiyor. Biz belediyeden araba ayarlatıp onları hastaneye götürüyoruz. Belediye’de de ciddi sıkıntılar var. Belediyeyi arayıp sorduğumuz zaman 1 hafta önce randevu almamız gerektiğini söylüyorlar. Bu insanlar sonuçta engelli ve hasta insanlar. Bu insanların özel hastanelere, ambulanslara ya da doktorlara verecek paraları yok. Belediyelerin bu konuda daha hassas davranmaları gerektiğini rica ediyoruz. Onların araçları az ancak talep eden hasta fazla. Sağlık konusunda birçok nokta yetersiz kalıyor” dedi.
“30 İLÇEDE 4 BİN ENGELLİ”
Bayraklı’da bulunan 30 ilçede yaklaşık 4 bin engellinin olduğunu kaydeden Hakan Aydın, “Daha tespit edemediklerimizin haricinde tabi. AK Parti Bayraklı ilçe teşkilatlarımızın mahalle başkanları var. Mahalle başkanları bizlere telefonla ulaşır. Sonrasında bizler aileyle iletişim kurarız ve ziyaret ederiz. Ardından Kaymakamlıktan ya da Sosyal Politikalardan yardım bağlatıyoruz. Geçen Ramazan ayında tanıştık Sayın ailesi ile. Meclis üyelerini de yanlarına getirdim. Evlerini temizlemek amacıyla belediyeden temizlik işçileri getirildi. Hüseyin amca gibi birçok aile var. Bu insanlara yardım eli uzatılmasını istiyorum. Ben de bir engelli olarak elimden geldiğince o insanlara yardımcı olmaya çalışıyorum ama yetişemiyorum. Çünkü 1 ya da 2 tane değil. Günde 5-6 tane ev ziyareti yapıyorum. Herkesin durumunu teker teker dinliyorum. Ailelerin ne sıkıntısı varsa gidermeye çalışıyorum. Sadece İzmir değil, Türkiye’nin bütün bölgelerinden arayanlar oluyor. Fakat tek başıma olduğum için yetişemiyorum. Gene de gayret ediyorum, gecemi gündüzümü veriyorum. Sırf bu insanlar birazcık mutlu olabilsin diye. Bu konuda vatandaşlarımızın biraz daha duyarlı olmasını istiyorum. Maddi olmasa da manevi bir destek göstersinler” cümlelerini kullandı.