Sayfa Yükleniyor...
Hediyeleşmenin insanlar arasında duygusal bağlar kurduğunu belirten Sena Toros, hediyeleşmenin oksitosin hormonunu arttırarak; insanları birbirine yaklaştırdığını söyledi.
Bireylerin diğer insanlara verdikleri önemi simgelemesi açısından özellikle doğum günü, yılbaşı gibi özel günlerde aldıkları hediyeler, insanların sosyal yaşamında önemli bir yere sahipken; uzmanlara göre hediye sadece alan için değil veren kişi için de mutluluk kaynağı. Hediyeleşme sürecinin bireydeki psikolojik ve hormonal etkileri hakkında açıklamalarda bulunan Psikolog Sena Toros, hediyeleşmenin insanlar arasında duygusal bağ kurmanın önemli yollarından biri olduğunu dile getirdi. Hediyeleşmenin bağlanma hormonunun salgılanmasında önemli bir paya sahip olduğuna değinen Toros, hediye alan kişilerin kendilerine verilen değeri hissederek; minnettarlık duygularını arttırdıklarını söyledi.
Hediyeleşme sürecinin sadece sosyal ilişkiler açısından değil, bireyin beyin fonksiyonları açısından da önemli bir yere sahip olduğunu dile getiren Toros, hediyeleşme sırasında dopamin seviyesinin arttığını söyledi. Dopamin hormonun kişiler arasında güçlü bir bağ oluşturduğunu söyleyen Toros, “Hediyeleşme, insanlar arasında duygusal bağlar kurmanın ve bu bağları güçlendirmenin etkili yollarından biridir. Bu süreç, sadece sosyal ilişkiler üzerinde değil, bireyin beyin fonksiyonlarında da önemli etkilere sahiptir. Psikolojik araştırmalar ve nörobilim çalışmaları, hediye verme ve alma davranışlarının beyindeki ödül sistemi, empati mekanizmaları ve mutlulukla ilişkili hormonların salınımını nasıl etkilediğini gösteriyor. Hediyeleşme sırasında hem hediye veren hem de alan kişilerde beyinde dopamin salgılanır. Dopamin, mutluluk ve ödül duygusunu artıran bir nörotransmitterdir. Hediye verdiğimizde, karşı tarafın yüzündeki mutluluğu görmek beyindeki ödül mekanizmasını tetikler ve bize içsel bir tatmin hissi verir. Aynı zamanda bir diğer önemli etkisi, ‘bağlanma hormonu’ olarak bilinen oksitosin üretimini artırmasıdır. Oksitosin, sosyal bağları güçlendiren ve insanları birbirine yakınlaştıran bir hormondur. Hediyeleşme sırasında oksitosin seviyesi yükselir, bu da hem hediye veren hem de alan kişi arasında daha güçlü bir bağ oluşmasını sağlar” diye konuştu.
Birine verilen hediyenin sonucunda hediyeyi veren kişinin de mutluluk seviyesinde artış yaşandığına dair araştırmaların olduğunu dile getiren Toros, hediye alan kişilerin de kendilerine verilen değeri hissettiğini belirttiği açıklamasını şu sözler ile bitirdi: “Birini düşünerek bir eylemde bulunmanın pozitif psikolojideki ‘yardımseverlik coşkusu’ kavramıyla da ilişkisi vardır. Yapılan bir araştırmada katılımcılar iki gruba ayrılmıştır: Bir grup kendileri için para harcarken, diğer grup başkalarına iyilik amacıyla para harcamıştır. Gün sonunda, başkalarına iyilik yapanların mutluluk seviyelerinde anlamlı bir artış gözlemlenmiştir. Yine bir başka araştırmada birine iyilik yapmanın kısa ve uzun vadeli mutluluk üzerindeki etkileri incelenmiştir. Katılımcılardan, bir hafta boyunca her gün küçük bir iyilik yapmaları istenmiştir. İyilik yapan katılımcılar, mutluluk seviyelerinde anlamlı bir artış bildirmiştir. Etki yalnızca kısa vadeli değil, aynı zamanda uzun vadeli mutlulukla da ilişkilendirilmiştir. Araştırma, düzenli iyilik yapmanın eudaimonik (anlamlı yaşam arayışı) mutluluğu artırabileceğini gösteriyor. Birine iyilik yapmak, bireyde pozitif bir enerji yaratır ve bu enerji, genel mutluluk seviyesini artırır ve şükran duygusunu teşvik eden bir davranıştır. Hediye alan kişiler, kendilerine verilen değeri hisseder ve bu, minnettarlık duygusunu artırır. Minnettarlık ise, bireylerin psikolojik dayanıklılığını güçlendiren ve yaşam kalitesini artıran bir duygudur.”
BERKAY ERDEN