Horiepiskopos Akyüz ile Süryani tarihi üzerine

Horiepiskopos Gabriel Akyüz, Süryani tarihini, edebiyatını ve medeniyetini anlattı


  • Oluşturulma Tarihi : 25.04.2016 08:27
  • Güncelleme Tarihi : 25.04.2016 08:27
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Horiepiskopos Akyüz ile Süryani tarihi üzerine

ONURHAN ALPAGUT

Horiepiskopos Gabriel Akyüz ile 21. İzmir Kitap Fuarı'nda Süryani tarihi ve edebiyatı üzerine bir röportaj gerçekleştirdik.

Oldukça samimi geçen röportajımız esnasında, Süryani medeniyeti üzerine pek çok bilgi edindik.

Bize kendinizden çok kısa bir biçimde bahseder misiniz?

Gabriel Akyüz, 1959 senesi Mardin Midyat doğumluyum. Mardin Kırklar Kilisesi’nde horiepiskopos olarak görev yapmaktayım.

ÜÇ TEMEL İLKE

Horiepiskopos olma sürecinizden kısa bir biçimde sizin ağzınığınızden dinleyecek olursak…

Süryani kilisesinde 3 temel rütbe vardır; diakosluk, papazlık, piskoposluk. Her rütbe de kendi bünyesinde birçok dala ayrılır. Diakoslukta beş, papazlıkta üç, piskoposlukta da dört rütbe vardır. Ben papazlık rütbesinde bulunmaktayım. Papazlık kendi içerisinde papazlık ve başpapazlık olarak ayrılır. 2003 yılında Kadasetli Patrik Moran Mor İğnatiyos I Zekka Ayvas'ın emirleri doğrultusunda, 04 Mayıs 2003 tarihinde Mardin Metropoliti Mor Filüksinos Saliba Özmen tarafından horiepiskopos rütbesine terfi edildim. Süryani kilisesi, tam demokratik bir kilisedir. Papazlık da kendi içerisinde rahiplik ve papazlık olarak sınıflara ayrılar. Statüleri birbirinden farklıdır. Kilisemizde birinin papaz olabilmesi için evli olması şarttır. Rahip olabilmek içinse 3 farklı özelliğe sahip olmanız gereklidir. Bunlar; bekarlık, fakirlik ve mütevaziliktir. Bu 3 temel ilkeyi benimseyebilecek bay ve bayan fark etmeksizin rahip veya rahibe olabilir. Seçim veya atama ile gerçekleştirilmez. Bunun sebebi bu 3 temel ilkenin kabulünün zor olmasıdır. Kimse sorumlu tutulamaz. Ana ve babayı terk eder, mal mülk edinmez ve manastır hayatı yaşarlar.

MÖ HER BİN YILDA BİR İSİM DEĞİŞTİRDİLER

Birazda Süryani tarihinden bahsedelim isterseniz…

Süryani tarihinin 6000 yıllık bir geçmişi vardır. MÖ ve MS olarak 2'ye ayırırız. MÖ ki süreç 4000 bin yıldır. MS ki süreç ise 2000 bin yıldır. Süryanilerin her 2 zaman diliminde de pek çok özellikleri vardır. Dünya medeniyetine yön veren Süryanilerdir. Bizler MÖ ki süreç üzerinde fazla durmayız. Çünkü çok teferruatlı ve detaylıdır. Her bin yılda bir isim değiştirerek, farklı medeniyetler ve ülkeler kurmuşlardır. Varlıklarını putperest olarak sürdürmüşlerdir. Değişik inançları vardı. İnançları gereği insanlara haksızlık yapmışlardır. Yırtıcı kurtlar gibi insanlardı. Biz bunu kabul ederiz. Ancak Hıristiyanlığa geçiş yaptıktan sonra o yırtıcı kurtlar kuzu haline geldi. Hıristiyanlık inancı sevgiye, barışa ve hoşgörüye dayalıdır. İnançlarını bu kültürden almalarından dolayı bir değişim yaşamışlardır. Bugüne kadar Süryaniler, ruhsal hayata önem vererek, Hıristiyanlık inancında önemli reformlara imza atmışlardır. Eğitimle ve ruhsal hayat ile ilgilenmişlerdir. Dünya hayatını boş bulmuşlardır. Süryanilerin en büyük özelliği ruhani hayata önem vermeleridir. Süryani dilini uluslararası bir hale getirmişlerdir, edebiyatı zirveye taşımışlardır. Bugün dünyanın en eski yasası olarak bilinen Hamurabi kanunları Süryanice dili ile korunmaktadır.

BAHİS DAHİ EDİLMİYORDU

21. İzmir Kitap Fuarı sizin için nasıl geçti?

Ne yazık ki insanlarımız Süryani kültürünü bilmiyorlar. Biz buraya kültürümüzü tanıtmaya geldik. Türkiye'de bu kültür yokmuş gibi sayılıyor. 15 yıl öncesine kadar daha Süryaniler, bahis dahi edilmiyordu. Ama bugün azda olsa Süryaniler tanınmış hale gelmiş ve Süryanilerden söz ediliyor. Üniversitelerde artık Süryani sanat kültürü, dili ve edebiyatı dersleri veriliyor.

PASİF KALDI

Bu kadar köklü bir medeniyet neden Ortadoğu'da yok olmaya yüz tutmuştur?

Bugün Süryaniler dünyaya hükmetmesi gerekirken, pasif olarak kalmışlardır. Bunun sebebi Hıristiyanlığa geçişten sonra ruhani hayata verdikleri önemdir. Maddi dünyayı hiçe saymışlardır. Eski dönemlerde 2 süper güç olan Roma ve Pers imparatorlukları Süryani halkını hiçe saymışlardır. Süryaniler bu sebepten dolayı kendilerini korumak için dine yöneldiler. Gün geçtikçe, geriye doğru gittiler.

PEK ÇOK KATKI SUNDULAR

Süryani tarihinde önemli olaylar nedir?

Hıristiyanlık dünyasında reform yaptılar. İncil’i tercümeleri, kadın korosu kurmaları, müziği kiliseye almaları, ilk türcüleri tarihe kazandırmaları ve ilim ile uğraşmaları. Her zaman İncil’in ışığında tüm bunları yapmaları, tüm Yunan eserleri Süryaniceye kazandırmaları ve tüm bu eserleri Arapça’ya çevirmeleri, kısacası bugünkü dünya medeniyetine yön vermeleridir. En büyük özelliğimiz bunlar olsa gerek.

Hz. İsa ve annesi Hz. Meryem'in konuştukları dilin Süryanice olduğunu biliyoruz. Kökenlerini Süryani olarak nitelendirebilir miyiz?

Yahudiler, İsrailliler dünya üzerinde farklı isimlerle adlandırılıyorlar. Bunlar Arami kökenlidir. İsrailliler bizim evlatlarımız, biz böyle görüyoruz. Aynı ırktan geliyoruz. Bugün Süryanice ve İbraniceyi karşılaştıracak olursanız yüzde 80-90 oranında birbirine benzer. Araplar da Yahudilerin kardeşleridir. Biz hem Arapların hem de Yahudilerin atasıyız. Süryanicenin de Arapça ve İbranicenin atası olduğunu söyleriz. Hz. İsa doğduğu zaman bugünkü İsrail ve Filistin topraklarında Süryanice konuşuluyordu. Neden İbranice değil de Süryanice? Yahudiler İbranice de Arapça da biliyorlardı. Ama günlük konuşmaları Süryaniceydi. Hıristiyanlık öncesi Babil Kralı Nebukadnezar bugünkü İsrail'i işgal ederken buradaki Yahudileri sürgün etti. 70 yıl süre ile Yahudiler Babil'de kaldı. Pers Kralı Kureyş, Babil İmparatorluğu’nu yıkınca Yahudileri serbest bıraktı. Yahudiler kendi topraklarına gelmiş ve aradan 500 yıl geçmesine rağmen Babil'de öğrendikleri Aramice ve Süryaniceyi devam ettirmişlerdir. Hz. İsa doğduğu zamanda bütün Hıristiyanlık alemi Süryanice konuşuyordu. Tüm Hıristiyanlarda bunu kabul etmektedirler. Süryanice bu sebepten Hıristiyanlık aleminde kutsal bir dil olarak kabul edilmektedir.

HALK EDEBİYATINDA KULLANMADILAR

Süryanilerde neden halk edebiyatı geç oluşum göstermiştir?

Hıristiyanlık felsefesini öğretisini, yolunu tam manası ile yerine getirmemizden dolayı halk edebiyatı 1950'li yıllarda ancak oluşmuştur. Süryaniler, kendilerine bir aşk hikayesini kutsal saydıkları öz dilleriyle söylemeyi kendilerine yakıştıramadılar.

Biraz edebiyattan bahsedelim isterseniz…

Edebiyatımızı insanlar gözüyle görecekler ki dediklerimizi kabul etsinler. Yoksa bir hayal gibi kalır. İnandırıcı gelmez. O kadar geniş ve zengin bir edebiyatımız var ki saymak ile bitmez. Tümü İncil ışığındadır.

Süryanilerde minyatür sanatından kısaca bahsede bilir misiniz?

Deri üzerinde resim edilen minyatürler 1600 tarihinde başlamıştır. Bu rakamdan ne kadar üst tarihlere çıkacak olursanız, o derece fazla eser ortaya çıkacaktır. Günümüze kadar gelmişlerdir. Örnekleri Avrupa kütüphanelerinde mevcuttur.

EDEBİYAT YÜKSELMEYE DEVAM EDİYOR

Günümüzde Süryani edebiyatı ne durumda?

Tüm canlılığı ile yaşamaktadır. Örneklerini kiliselerimizde, saraylarımızda görmekteyiz. Halk edebiyatı da 60 yıldan beri devam etmektedir. Bu konuda edebiyatçılarımızı takdir ediyorum. Zevkle dinliyor ve okuyoruz. Dünyanın değişik yerlerinde edebiyatımız yükselmeye devam ediyor.

TOPRAK İÇİN SAVAŞIYORLAR

Kökenlerinin aynı olmasına rağmen birbiri ile sürekli savaşan İsrail ve Filistin halkları neden bu savaşı devam ettiriyor? Siz bu durumu nasıl yorumluyorsunuz?

İsrail ve Filistinliler kardeştir. Farklı kutuplardan gelmemişlerdir. Bu insanlar din için savaşmıyorlar. Toprak için savaşıyorlar. Dini kötü bir biçimde değerlendirerek, birbirlerine karşı silah olarak kullanıyorlar. Bu durum yanlıştır. Dinin amacı savaşmak değil kardeş yapmaktır. Eğer din bizleri birbirine düşman edecekse istemeyelim o zaman, bizler barışa yönelmeliyiz.

Süryaniler, toplumun yüzde 98'inin Müslüman olduğu bir ülkede rahat ibadet edebiliyorlar mı?

Türkiye, medeni kanunlar ile yönetilen bir ülkedir. Bizler azınlıkta değiliz. Herkes kanunlar önünde eşittir. Demokrasi esas olandır. Demokraside ayrıcalık yoktur. Böyle bir durum yoktur. Herkes ibadetinde özgürdür. Din bir yarışmadır, herkes iyilik için yarışmalıdır. Bu bizi zirveye taşır.

Haber Merkezi