Sayfa Yükleniyor...
76 yaşındaki Zehra Yanık, okuma azmiyle dikkat çekiyor. Yıllar önce evinde çıkan bir yangın sonucu iki çocuğunu kaybeden Yanık, yatalak eşine bakmak ve geçimlerini sağlamak için örgü örüp pazarda satıyor
SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Yaşına aldırış etmeden Bayraklı Belediyesinin vermiş olduğu okuma-yazma kurslarına katılan 76 yaşındaki çocuk gelin Zehra Yanık, 15 yaşında sevginin ne olduğunu bilmeden anne oldu. Henüz kendi çocukken çocuk sahibi olan Zehra Teyze, yıllar önce iki evladını evinde çıkan bir yangın sonucu kaybetti. Dünyası başına yıkılan Zehra Teyze, kocasının yatalak olmasıyla ikinci bir şok daha yaşadı. Örgü örerek Bostanlı Pazarında satan Zehra Teyze, elde ettiği kazançla geçimini sağlıyor.
Gelinliği giydiğinde hiçbir şeyin farkında olmadığını anlatan Zehra Teyze, hikayesini şu şekilde anlattı: 13 yaşında evlendirildim. Öksüz kalmıştık. Annemin 6 tane çocuğu vardı. Sokakta oyun oynuyordum. Annem içeriye çağırdı ve Gelinlik giyeceksin, gelin olacaksın dedi. İki tane yaşlı kadın beni, başıma çiçek takıp süslediler. Gelinliği giydiğimde hiçbir şeyin farkında değildim. Oyun oynuyorum sandım. Gerçi artık evlilikte oyuncak oldu. Kasım 1956 yılında 13 yaşındayken teyzemin oğlunun ikinci karısı oldum. Ben böyle gelin gittim teyzem başka yerlere. Hayatın tadını bilmeden 15 yaşında anne oldum. İlk çocuğumu taşıyamadım öldü. 16 yaşında tekrar hamile kaldım ve ilk çocuğumu dünyaya getirdim. Ardından ikinci çocuk.
İLAÇLAR İÇİN OKUMA-YAZMA ÖĞRENDİ
Tam bazı şeyler yoluna giriyor derken Zehra Teyze yıllar önce evinde çıkan bir yangın sonucu çocuklarını kaybetti. Evlat acısının ne denli zor olduğunu ve o acı duygularını gözleri dolarak bizlerle paylaşan Zehra Teyze, Tam olarak ne zaman gerçekleşti hatırlamıyorum. Yaşlılık işte ya da unutmak istedim bilmiyorum. Soba kullanıyorduk. Gece bir şeyler oldu ev tutuştu. Biz kocamla sağ çıktık ama iki evladım zehirlenerek öldü. Keşke o gün ben de onlarla ölseydim dedi. Çocuklarının ölümünün ardından kocasının hastalığı da boy göstermeye başladı. Gördüğü tedavilere rağmen yatağa bağlı kalan eşinin ilaçlarını alabilmek ve hastanelerde doğru iletişim kurabilmek için okuma yazma öğrenen Zehra Teyze, Bayraklı Belediyesinin kurslarına gitmeye başladı. Kendini ifade etmeye yetecek kadar okuma-yazma öğrenen Zehra Teyze, tezgahının başında da azmini devam ettiriyor. Tezgahın başında diyoruz, çünkü Zehra Teyze en iyi bildiği işi yapıyor. Bebekler için kazak, atkı, şapka ören Zehra Teyze, Bostanlı Pazarında ördüğü örgüleri satarak geçimini sağlıyor.
YAZIK ETTİLER
40 sene boyunca terzilik yapan ve yaşadığı zorlu süreçlerden bahseden Zehra Teyze, yaparken mutlu olduğu şeyleri şöyle dile getirdi: Kocam böyle olmadan önce terzilik yapıyordum. 40 sene dikiş diktim. Kalemle ölçü alır, numaralandırırdım. Numaraya göre de makas atıp keserdim. Okumayı çok istedim. Tarihi yerleri çok seviyorum. Tarihi turlara katılıyorum. Fotoğraf makinam var. 1956 senesinden beri gittiğim yerlerde siyah beyaz fotoğraf çekerim. Yine 56lı yıllarda el makinam vardı. Onunla dikiş dikerdim. Gene dikerim ama gözlerim şekerden dolayı görmüyor. Ancak böyle örgü örüyorum diye konuştu. Sözlerine Yazık ettiler diye devam eden Zehra Teyze, Şimdi genç olsaydın ne yapardın? sorusuna, Aşkın ne olduğunu sevginin ne olduğunu bilmedim. Gözümü açtığımda anne olmuştum. Hayat tozpembeymiş. Yazık oldu. Gençliğim şimdi olsa dört dörtlük yaşardım. Eşimi kendim seçerdim. Onu sevmesini bilirdim. Ne yazık ki yaşayamadık. 76 yaşındayım hala elimden geleni yapıyorum. Gözümüzde kaldı her şey. Kocam kızar diye laf söylemeye korkardım. Ben buradan söylerdim o dama çıkar bağırarak cevap verirdi. Yaşlıydı bilgisizdi. Yalnızdım. Yaşayamadım hayatımı içimde kaldı.
Haber Merkezi