İzmir’de bitmeyen fayton işkencesi

İzmir’in sahil kenarlarında çalıştırılan faytonlar atlara eziyet olmaktan çıktı. Hayvanseverler, “Bu çağda atlar kamçılanırken insanların keyif alması hiçbir vicdana sığmaz” diyerek tepki gösterdi


  • Oluşturulma Tarihi : 05.08.2017 09:18
  • Güncelleme Tarihi : 05.08.2017 09:18
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İzmir’de bitmeyen  fayton işkencesi

SULTAN GÜMÜŞ-ÖZEL HABER

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun ilk kez kendisinin binerek hizmete açtığı faytonlar sabah 09.00 ile gece 24.00 saatlerine kadar çeşitli işkencelere maruz kalarak uzun süre koşturuluyor. Hele ki kavurucu yaz aylarında bu gezinti atlar için katlanılmaz bir hal aldı.

Özellikle de Kordon ile özdeşleşen fayton sefasına hayvanseverler büyük tepki gösteriyor. “Faytonun nostalji değil zulüm” olduğu görüşünde birleşen hayvanseverler, taşıyıcı olarak atlar yerine elektrikli fayton kullanılmasını önerdi.

BÜYÜKŞEHİR DİKKATE ALMIYOR

Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) İzmir Temsilcisi Esin Önder, belediye tarafından dikkate alınmadıklarını belirterek, “İzmir Büyükşehir Belediyesine elektrikli fayton konusunda sürekli öneri getiriyoruz ama dikkate alınmıyor. Bu kesinlikle hayvanlara yapılan bir zulümdür. Çünkü bu hayvanlara bakılmıyor. Avrupa’da da fayton kullanılıyor ama orada atlar daha bakımlı. Biz faytonlarda at kullanılmasına tamamen karşıyız” dedi.

Önder hayvan hakları yasasının da çiğnendiğini vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti: “Belediye 5199 sayılı hayvan hakları yasasını çiğniyor. Bu hem yasal olarak hem de vicdanen doğru değil. Günümüzde artık elektrikli araçlar var fayton yerine bunlar kullanılabilir. Atların bu zulümden kurtarılmasını istiyoruz. Bu nostalji değil. Eskiden denizde sandallar kullanılıyordu. Şimdi deniz ulaşımı için nasıl teknolojiden faydalanıyorsak faytonlar için de olabilir. Örnekleri var.”

KABUL EDİLEMEZ UYGULAMA
“İzmir Büyükşehir Belediyesine elektrikli fayton projemizi önerdik” diyen Önder, “Bu çağda atlar kamçılanırken insanların keyif alması vicdana sığmaz. Belediyelere bir kez daha çağrıda bulunuyoruz: Sizin sefanız onların cefası olmasın. Akülü fayton kullanılsın. Her mevsimde bu atlar işkence görüyor. Kışın soğuğunda yazın sıcağında. Hele ki yazın çekilmez çile. Dikkat ediyorum gölge vermek amaçlı çadır tarzı şeylerde açılmıyor. Sabah çalıştırılmaya başlanıyor geceye kadar. Başlarına gelen kazalar da ayrı konu. Yeni yaşanan olayı hatırlatayım. Antalya’da bir grup genç faytona biniyor ve alem yapıyorlar hayvanın üzerinde. Bir yandan alkol alıyorlar diğer yandan dans edip eğleniyorlar. Hayvancağız daha fazla dayanamayıp yere yığılıyor ve hayatını kaybediyor. Bunu yapan vicdansızlarsa yardım etmeden çekip gidiyorlar. İzmir’in Konak İlçesi’nde de fayton kazası yaşanmıştı. Sürücüsünün kontrolünden çıkan fayton, Kordon’u birbirine katmıştı. Daha bunun gibi nice vaka yaşanıyor, önlem alınmazsa yaşanmaya da devam edecek” açıklamasında bulundu.

AÇ SUSUZ KOŞTURULUYORLAR

Ege Hayvan Hakları Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Funda Bayrı Ersoy isekoşturulan atların çok fazla yememesi ve su içmemesi gerektiğini söyledi. Ersoy, “Atlarda çatlama diye bir durum var. Eğer yemek yiyip, su içip üzerine koşarlarsa çatlama yaşayabilirler. Bu nedenle aç ve susuz koşturuluyorlar. Çok acı bir şey bu. İnsanlar da sıraya giriyor, sonra üstlerine binip geziyorlar. Hamile atları, yeni doğum yapmış atları koşturuyorlar” diye konuştu.

İstanbul adalarda çalıştırılan atlara da değinen Ersoy, atların köle gibi teknelere tıkıldığını anlattı. Ersoy, “Yurdun çeşitli yerlerinde yetiştirilen atlar önce Kartal’a getiriliyor. Burada teknelere yüklenip adalara taşınıyorlar, köle gibi tıklım tıklım teknelerde. At çok hassas bir hayvan, korkup tekneden kendilerini de atabilirler ki belki böyle olaylar da oluyordur. Yaralanmış, koşamayacak durumda olan atların denize atıldığına dair duyumlar da alıyoruz. Bunlar ne kadar doğru bilmiyoruz ama denizin dibinde at cesetlerinin görüntülendiği fotoğrafları gördük. Her yerde faytonlar var ama atların bakımını yapacak bir merkez, bir veteriner yok. Atlara araç muamelesi yapılıyor, faytonlar İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı fiyat tarifeleri belirleniyor ama sağlıklarına dair bir çalışma yok” dedi.

TAKSİ PLAKASI GİBİ KİRALIYORLAR

Başkan Ersoy, diğer şehirlerde olduğu gibi İzmir’de de faytonculuğun tekelleştiğini ve faytonların taksi plakası gibi kiralandığını söyledi. Ersoy, “Faytonların çoğu birkaç kişinin elinde. Taksi plakası kiralandığı gibi faytonlar da kiralanıyor. Mesela 6 aylığına belli bir ücret karşılığında faytonu kiralıyorlar, alan kişi de verdiği parayı çıkartabilmek için atları canı çıkana kadar sömürüyor. Atlar faytonu kullanan kişilerle birlikte kalıyor. Kaldıkları yerleri ziyaret ettik ve ne hayvana ne de insana için uygun olmayan yerler olduğunu gördük. İnsan sağlığı için de atlarla beraber yaşam koşulları uygun değil” ifadelerini kullandı.

500’DEN FAZLA AT ÖLÜYOR

Adalar başta olmak üzere yılda 500’den fazla at yaşamını kaybediyor. Buna dur demek isteyen Ersoy, Antalya’da yaşanan at faciasına da yer verdi: “İzmir’de faytonlar denetimsiz, kontrolsüz ve tamamen fayton sahibinin insafına bırakılmış çok kötü koşullara sahip bir ticaret alanı maalesef 7/24 insafsızca çalıştırılan, iş yapamaz hale gelen atların kesilerek yok edildiği bir alan tüm insanlığın içini sızlatsa da yetkililerin tüm kötü koşullara göz yumması inanılır gibi değil. En kısa sürede atlar, faytonlar ve fayton sahipleri için gerekli proje çalışmaları yapılmak zorunda. Her şeyden önce bu tür olaylar toplumda psikolojik patlama yapıyor. İnsanlar zaten doğanın yok olması, doğal afetler, toprak kayıpları ve suni gıdalardan dolayı öfkeli. Üstüne üstlük bu tür yürekleri sızlatan olayları yaşamak topluma acı ve öfke olarak dönüyor. Atın ölüp sahibinin hiçbir şey yapmadan kaçması insanın sadece maddeye endeksli bir yaratık olduğunun göstergesidir. Aslında atın ölmemesi için gerekli yasa ve ekip denetimleri devlet tarafından uygulansaydı o at ölmez, iyi koşullarda bakılır ve çalıştırılırdı.”

CAYDIRI BİR YASA YOK

Ersoy’a göre tam caydırı ve uygulanabilir bir yasa yok. Atların sahip olduğu hukuki haklarından bahseden Ersoy, “Aslında uygulansa Kaymakamlıklarca uygun koşullarda bakılmayan hayvan olarak 5199 sayılı yasanın 24. madde ve 14. Madde uygulaması kabahatler kanuna göre idari para cezası getirir. Bu nedir 700-1250 TL. arası bir meblağ. Yetersiz tabii. Atın sahibinin ağlama ve sızlaması ile ceza alınmayabiliyor. O zaman karşı taraf daha cesaretle hareket ediyor. Cezayı uyguladığınız vakit ata da el koyacaksınız ve atın bakımında ki iyi koşulları sağlayamayan sahibi bir daha at sahiplenemeyecek. Bunda da sorun el konulan atların nasıl bir yerde bakılacağı. Devlet el koyma olaylarında Çiftçi Mallarını Koruma Daire Başkanlığına olayı yönlendiriyor. Çiftçi Mallarını Koruma Daire Başkanlığı ise bu konuda yalnız. Nakliye aracı yok, atın kaldığı sürece beslenmesi için arpa yok, nalbant ve seyis çok önemli. Çoğu atın nalları eski ayağına gömülmüş, kanlar içinde koşturuluyor. Yani nalları yenilenmemiş. Bu olayları takip edecek denetleyecek ekipmanlar olmalı. Ama yok. Çünkü o bir at. Atalarımıza çok bağlıyız fakat atalarımızın emaneti olan atlar ne yazık ki zor koşullarda yaşam savaşı veriyor. Türkiye’de bir zihniyet var “önce insan!” Canlıya bakış tarzını belirliyor. Önce insan dediğiniz vakit tüm canlıların hakkını ihlal edersiniz.

DUR DİYECEK BİR PROJEYLE GELİYORUZ

Konuya tam vakıf, atların tüm haklarını gözetecek ve fayton olayını sonlandıracak bir çalışma yapılacağını belirten Ersoy, “Abdullah Tümbekçi ile proje çalışmasına girdik. Kendisi Çiftçi Mallarını Koruma Daire Başkanıydı. Maalesef vefat etti. Ege Üniversitesinde görevli Prof.Dr. Mustafa Kaymakçı ile proje hazırlıyorduk. İzmir Valiliğimiz de katılmıştı. Tüm bilgiler Abdullah Tümbekçi’de olduğu için proje yarım kaldı. 8 Mart Kadınlar gününde Başbakanımız Binali Yıldırım geldiğinde kendisine konuyla ilgili dosya verdim. İlgileneceğini söyledi” dedi.

Elektrikli faytonlara olumlu bakan Ersoy, çalıştırılmayacak atların durumu için nasıl bir tedbir alınacağını da merak ediyor. Ersoy, “Bunu sıkı bir şekilde takip edeceğiz. Çünkü İzmir Büyük Şehir Belediyesi eski atları İngiltere’den gelen atlar ile değiştirdiğin de eski atların kesilerek kafalarının ve iç organlarının mazgallara atıldığını yağmurda mazgalların tıkanması sonuncu öğrendik. Bir daha bu tür olaylar yaşansın istemiyoruz” ifadelerini kullandı.

ACIMASIZ CANAVARIN BAŞI EZİLMELİ

Kötü koşullarda çalıştırılan atlar için yetkililerden çok toplumun bilinçlendirilmesi gerekiyor. Ersoy’a göre insanın içinde ki o acımasız canavarın ezilmesi için de sert tedbirler alınmalı. Ersoy, “Ciddi cezalar gerekiyor. Atlarının bakımını 2 defa ihmal eden şahsın atına el konularak bir daha sahiplenmemesi sağlanmalı. Her şeyden önce tüm faytonlara plaka verilerek, kayıt altına alınarak rutin en az ayda bir resmi kurumlarca denetim getirilmeli. Tüm atlar ayrıca kayıt altına alınmalı. Çalıştırıldıkları saatler belirlenmeli. Büyük Ada’da at sahibi kazanç olarak gördüğü atı işi bitince sokağa bırakıyor. Atın beslenmesi, hastalığı, yaralanması ile hiç ilgilenmiyor. Öncelikle kaymakamlık ve belediyeden görevli ekipler eğitim almış konuya vakıf kişilerden olmalı. Neyi nasıl kontrol edeceğini bilmeli. Konuyla ilgili Tarım Bakanlığı eğitim vermeli. Eğitimsiz kişiler atın neyi var, ne eksik bilemez. Sadece bakar “nefes alıyorsa yaşıyor” zihniyetiyle arkasını döner gider. Bu böyle olmamalı. Hayvanların dili yok anlatamazlar. O nedenle uzman ekiple çok titiz çalışılıp denetim yapılmalı. Broşür, afiş ve reklam panolarında bilgilendirme yapılmalı. Televizyon programlarında sıkça atların nasıl koşullarda yaşaması gerektiğine geniş yer verilmeli.Atını kesen kişiye hem para hem de hapis cezası verilmeli” diyerek sözlerini sonlandırdı.

 

 

Haber Merkezi