İzmir’in uçan kızı

Bayanlar yüksek atlamada sayısız Türkiye şampiyonluğuna imza attıktan sonra spor hayatına bir süre nokta koyan iki çocuk annesi Aycan Tuncayengin Kurtcan, veda ettiği pistlere dönerek yeniden zirveye çıktı


  • Oluşturulma Tarihi : 21.04.2016 07:38
  • Güncelleme Tarihi : 21.04.2016 07:38
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İzmir’in uçan kızı

E. ÇAĞLA GENİŞ

İzmir’in yetiştirdiği, Türkiye’nin en önemli atletlerinden Aycan Tuncayengin Kurtcan, atletizmde dünya çapında başarı isimlerden biri. Atletizmin gelişmesi, kız çocukları ve kadınların atletizmle buluşması için yaptığı çalışmalar ile “Avrupa Atletizm Kadın Lideri” listesine giren Kurtcan, İzmir Atletizm Spor Kulübü Başkanı olarak bu yönde çalışmalar yapmaya devam ediyor. Atletizm branşında sayısız rekora imza atan Kurtcan, uluslararası master yarışmalarında ülkemizi başarıyla temsil etmeye devam ediyor.

BABAM ÇOK ISRARCIYDI

Öğretmenlerinin ‘sınıfta yerinde duramayan, sürekli ayakta dolaşıp hatta bir de çok konuşan öğrenci’ olarak yaptıkları tanımın hakkını vermiş Aycan Tuncayengin Kurtcan. Henüz 6 yaşındayken avukat olmayı kafasına koyan fakat okul dışı faaliyetlerden de geri duramayan Kurtcan, atletizm ile buluşmasını şu sözlerle anlatıyor: “9 yaşında Ankara’da jimnastik seçmelerine girdiğimde bana ne kadar önemli bir alt yapı oluşturacağının farkında bile değildim. İki sene aldığım alt yapı eğitiminden sonra voleybol oynamaya başladım. Babam bacaklarımın uzun olduğundan, iyi bir uzun mesafe koşucusu olacağım konusunda o kadar ısrarlıydı ki onu dinleyerek, milli güreşçi Ziya Suvar’ın desteği ile Ankara’da atletizmle tanışığımda 13 yaşındaydım. Antrenörüm engelli koşular için ideal esnekliğe sahip olduğum inancındaydı ve beni hemen sporcularına dahil etti.”

DOLU DOLU BİR HAYAT

Kurtcan’ın antrenörü rahmetli Orhan Altan, sprint, engel ve atlama branşlarında milli takımın bel kemiğini oluşturan sporcuları yetiştiren Türkiye’nin en iyi antrenörlerinden biriydi. Kurtcan, yalnızca 4 ay sonra katıldığı Türkiye Şampiyonası’nda uzun atlamada 1’inci olunca şaşkınlık ve sevinç bir arada yaşandı. Kurtcan, antrenörünü şaşırtmaya devam ederek sadece bir yıl sonra yüksek atlamada yıldızlar Türkiye rekorunu büyük bir farkla kırarak artık yolunu da çizmişti; atletizm hayatına yüksek atlama için özel antrenman yaparak devam edecekti. İzmir’e, döndüğünde antrenörü, çalışmalarına devam edebilmesini sağlamak için onu Dr. Hikmet Kandeydi’ye teslim etti. Aynı dönem akademik olarak da hedefine ulaşan Kurtcan, “Üniversitede ilk tercihim olan Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazanmam kendime olan güvenimi daha da arttırdı. Okul, spor ve sosyal hayatım başarılarla dolu dolu geçiyordu. Türkiye’de başarılması zor bir şeye daha imza atmanın haklı gururunu yaşıyordum. Okul, spor ve sosyal hayatta başarı, sonuç, dengeli, mutlu ve dolu dolu bir hayat…” diyor.

“UÇAN KIZ” OLARAK ÜN SALDI

Kurtcan, 12 yıl süren profesyonel atletizm hayatında, yüksek atlamada 18 Türkiye rekoruna imza attı. Türkiye’de çıtayı ilk olarak 1.80 metre yüksekliğe koyduran atlayıcı oldu. Küçük yaşta o kadar büyük başarılara imza atmaya başladı ki, her yarışta ya rekor kırıyor ya da egale ediyordu. Bu sayede “uçan kız” olarak atletizm tarihine adını yazdırdı. Balkan, Avrupa, dünya şampiyonaları ve üniversite olimpiyatları dahil olmak üzere uluslararası yarışmalarda ülkesini başarı ile temsil etti. Akademik ve sportif başarıları nedeni ile rahmetli Sakıp Sabancı’ya yazdığı ve kendini anlattığı bir mektup sonucu Sakıp Sabancı bursu ile okuduğu hukuk fakültesinden de 1992 yılında mezun oldu. Bu profesyonel spora veda ve hem mesleki yaşama hem de evliliğe merhaba idi. Avukatlığa hedefi ve baba mesleği olduğu için rahatlıkla ve çok çabuk adapte olduğunu belirten Kurtcan, pistlere geri dönüşünü şöyle anlatıyor: “1995 ve 1997 yıllarında iki erkek çocuk doğurdum. İki çocuğumla da sevgi, hoşgörüye en fazla ihtiyacı oldukları dönemlerde ve kişisel gelişimlerinde annenin rolünün ne kadar önemli olduğunu düşünerek işime ara verdim ve kendim ilgilendim. Spordan hele ki atletizmden kopmak, hele ki size bu kadar güzel ve mutlu şeyleri yaşatmışsa ve değer katmışsa ne mümkün… Antrenörümün ‘Hadi artık zamanı geldi, pistlere dönüyorsun’ komutu ile kendimi 12 sene sonra tekrar yüksek minderin üstünde buldum. Büyük bir heves ve sevinç ile haftada 3 gün antrenman yapmaya başladım. Artık veteran/master atlet olarak da ülkemi uluslararası yarışmalarda temsil etmeye başladım. İlk olarak 35-39 yaş grubu yüksek atlama Türkiye rekorunu kırarak hızlı bir dönüş yaptım. Hemen ardından Balkan Şampiyonası’nda Balkan rekorunu kırarak 1’inci oldum.”

HASTANELERİ BOŞ, SPOR ALANLARI DOLU

Kurtcan, atletizmin bir ülkenin gelişimdeki en etkin ve etkili spor branşı olduğu inancı ile yayılması ve tanıtımı çalışmalar yürütüyor. Bu çalışmalar doğrultusunda özellikle önce anne-babaları bilinçlendirerek, bu bilincin artması ile çok daha güçlü bir atletizm geleceği inşa edileceğine inanıyor. Halen lisanslı atlet olan Kurtcan, Türkiye atletizmine hizmet etmek için master atlet olarak da pistlerde olmaya gayret ediyor. Böylece özellikle kadınların, kız çocuklarının atletizme özenmesi ve yönlendirilmesi hususunda güven duyabilecekleri bir spor ortamı yaratmaya çalışıyor. Düzenledikleri ulusal ve uluslararası yarışmalarda her yaştan, her meslekten, her sosyal çevreden insanı ‘Sağlıkla ve kaliteli yaşa, atletizm yap’ sloganı etrafında birleştirdiklerini anlatan Kurtcan, “Gelişmiş toplumlar sporu bir hayat biçimi olarak benimsemiş, hastaneleri boş, spor alanları dolu olan sağlıklı ve mutlu insanlardan oluşur. 2011-2013 yıllarında 2 yıl süresince de, İzmir Masterler Atletizm Kulübü Derneği Başkanı olarak görev yaptım. Bir yandan atletizm sevgisi, bilinci ve kültürü oluşturmaya çalışırken diğer taraftan da atletizmin 7’den 77’ye hatta 90+ ya kadar herkes tarafından yapılabilecek çok özel ve çok önemli bir spor olduğu mesajını vermeye çalıştık. Yaptığımız çalışmalar ile 92 yaşında Amerika’da yaşayan Genel Cerrah Prof.Dr. Naci Yıldızalp, 2012 yılında İzmir’de, 2013’de Zagreb’de Balkan şampiyonalarında yarışarak madalyalar kazandı” diye belirtiyor.

“AVRUPA ATLETİZM KADIN LİDERİ” ÖDÜLÜ

Kurtcan, spor sevgisinin yayılması ve atletizmin herkesin yapabileceği bir spor dalı olduğunu göstermenin yanı sıra, her uluslararası organizasyonda Türk bayrağının dalgalanmasını sağlamak ve Türk kadınının beceri ve yaşam kalitesinin ne kadar yüksek olduğu mesajını iletmeyi kendine görev kabul ediyor. Türk sporunda yoğun olarak yaşanan cinsiyet eşitsizliğine dikkat çeken Kurtcan, “Yetenekli kız çocuklarının sporla buluşmasına ciddi engel teşkil etmektedir. Oysa ki sporla sağlanan beden ve ruh gelişimi ile kadınların sosyal olarak hayata katılmalarının ve yaşam kalitelerini arttırmanın en basit ve en faydalı yöntemidir. Kız çocuklarının ve kadınların eşit şartlarda ve eşit haklara sahip olarak spora katılımlarının sağlanması ise hedeflerini gerçekleştirmiş bizler gibi yönetici ve sporcular ile buluşmaları ile daha etkili olacaktır. Hayallerini gerçekleştirmek için daha cesur ve kararlı olacaklardır” diyor. Aycan Tuncayengin Kurtcan, atletizmin gelişmesi ve kız çocuklarının atletizme başlaması, özellikle kadınların atletizmle buluşarak boş zaman aktivitelerini faydalı ve toplumsal dinamiğe katkı sağlayacak bir aktivite ile atletizm yaparak değerlendirmesine ilişkin projeler ile insanların sağlıkla ve mutlu yaşama becerilerinin gelişmesine dair verdiği hizmetlerden dolayı Türkiye Atletizm Federasyonu tarafından “2013 yılı Türkiye Yılın Atletizm Kadın Lideri” seçilerek, Avrupa Atletizm Birliği’ne (EAA) 2013 yılı Avrupa Atletizm Kadın Lideri Adayı gösterildi. Avrupa Atletizm Birliği (EAA) kriterlerine uygun olarak; atletizmin ülkesindeki gelişimi için katkı sağlayarak, özellikle genç atletlere rol-model olarak onların gelişiminde katkısı bulunan 22 Kadın Liderden biri olarak “2013 yılı Avrupa Atletizm Kadın Lideri” ödülü aldı.

REKORTMEN KADIN

İlk olarak 35-39 yaş grubu yüksek atlama Türkiye rekoru, ardından Balkan rekoru kıran Kurtcan, 2004’de Avrupa Veteranlar Şampiyonası’nda da 3. lük, Avusturya’daki Dünya Masterler Salon Şampiyonası’nda 4’üncülük aldı. Torino’daki 2013 Dünya Master Oyunları’nda 19 bin sporcu arasında Türkiye’den “tek kadın sporcu-master” olarak 3 adım atlamada 4’üncü, yüksek atlamada 3’üncü olup bronz madalya kazandı. 2014’de ise Budapeşte’deki Dünya Masterler Salon Şampiyonası’nda 45 yaş grubu pentatlonda (5’li yarışma) Türkiye rekoru kırarak dünya 7’ncisi oldu. Ayrıca yüksek atlamada da Türkiye rekoru kırarak dünya 4’üncüsü oldu. 2013 yılında Zagreb’deki şampiyonada 45 yaş gurubu 80 metre engellide Balkan rekoru kırıp altın madalya kazanırken, yüksek atlamada Türkiye rekoru ile altın ve 3 adım atlamada Türkiye rekoruyla gümüş madalya ile 3 madalya kazandı. 2015 yılında yaşadığı sakatlık nedeni ile 1 yıl ara verdiği pistlere 2016 yılında tekrar dönmeyi başardı. Ve Bükreş’te yapılan 2. Balkan Masterler Salon Atletizm Şampiyonası’nda yüksek atlamada Balkan Oyunları rekoru kırarak şampiyon oldu. 2016 yılında İtalya’nın Ancona şehrinde yapılan Avrupa Masterler Atletizm Şampiyonası’nda 45-49 yaş gurubunda 3. olarak ülkeme bronz madalya kazandırdı. Halen yüksek atlama 35 yaş, 40 yaş, 45 yaş salon ve pist Türkiye Rekorları ve 40 yaş, 45 yaş 3 adım atlama, uzun atlama salon ve pist Türkiye rekorlarının da sahibi.

‘İYİ İNSANIN’ YETİŞTİRİLMESİNE EN ELVERİŞLİ ORTAM SPOR ORTAMIDIR

Kurtcan ve bir araya geldiği spor dostları, zaman içinde edindikleri profesyonel katkılarla olimpik ruhun gelişimi, yayılması ve spor kültürü olarak benimsenmesi, onları sporun güzellikleri, keyfi ile buluşturarak kaliteli bir yaşamın en önemli unsuru olduğu bilincinin yerleşmesine ve sürekliliğinin sağlanması hedefi ile 26 Aralık 2013 yılında İzmir Atletizm Spor Kulübünü kurdular. Kulüp, şimdilik atletizm, triatlon, hentbol, basketbol, güreş ve bisiklet olmak üzere 6 olimpik branşta faaliyete açık. Kulüpte yönetim kurulu başkanlığı görevini üstelenen başarılı atlet Kurtcan, “İnsanlar arasında barış ancak daha iyi bir dünyanın ürünü olabilir, daha iyi bir dünya ise ancak daha iyi insanlar eliyle kurulabilir. Rekabet, boy ölçüşme ve yenme dürtüsünün aşırılıklardan, düşmanlıktan arındırılmış, dostça yenme ve yenilgiye tahammül ile törpülenmiş, kurallara uygun, hakkaniyet ve dürüstlük duygusu benliğine sinmiş ‘iyi insanın’ yetiştirilmesine en elverişli ortam şüphesiz ki spor ortamıdır. Ve böyle bir ortamın oluşmasında, yayılmasında ve kökleşmesinde katkım olursa, ne mutlu bana!” diyor.

Haber Merkezi