Kadın örgütü: Tedbir kararları ve şikayetler kâğıt üstünde kalıyor, kadınlar öldürülüyor

Kadına yönelik şiddet ve cinayetler her geçen gün artarken, alınan tedbir kararlarının ve yapılan şikâyetlerin kâğıt üzerinde kalmasının kadınların hayatına mal olduğunu öne süren Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 2025 yılında resmi başvurularına rağmen korunmayan en az 12 kadının öldürüldüğünü belirtti.

Yalnızca faillerin değil, görevini yapmayan kurumların da sorumluluğunu vurgulayan platform, Ağustos ayına dikkat çekerek, en az 4 kadının, polis ve savcılığa şikâyetçi olmalarına ve tedbir kararları bulunmasına rağmen öldürüldüğünü açıkladı.

DEVLET KURUMLARI DA SORUMLUDUR

“Tedbir kararları ve şikayetler kâğıt üstünde kalıyor, kadınlar öldürülüyor” başlıklı açıklamada platform tarafından şu sözlere dikkat çekildi: “Ağustos ayında, tespit edebildiğimiz kadarıyla, 4 kadın, polis ve savcılığa şikayet etmelerine ve haklarında tedbir kararı bulunmasına rağmen öldürüldü. Bu tedbir kararlarını uygulamakla yükümlü olan kolluk kuvveti görevini yerine getirmeyerek kadınların yaşam haklarının ellerinden alınmasına sebep oluyor. TBMM’de çalışan Saliha Ozan, boşanmak istediği için öldürüldü. Karabük’te Semra Derya, cezaevinden izinli çıkan ve boşanma aşamasında olduğu erkek tarafından öldürüldü. Kadınları korumakla yükümlü kurumlar görevlerini yapmadıkça erkekler kadınları öldürmeye devam ediyor. 2025 yılında 12 kadın, resmi başvurularına rağmen korunmadığı için öldürüldü. Bu ölümlerden yalnızca failler değil, görevini yapmayan devlet kurumları da sorumludur.”

YAŞADIĞI TACİZİ ANLATAN HER KADIN…

Öte yandan aynı ay içerisinde yaşanan cinsel şiddet vakalarına da dikkat çeken platform, “Cinsel şiddet artıyor, cezasızlık failleri koruyor! Son birkaç haftadır kadınlar maruz kaldıkları tacizi, şiddeti ve en önemlisi failleri sosyal medyada ifşa ederek görünür kılıyor. Yaşadığı tacizi anlatan her kadın, bir diğer kadının sesini duyurmasına cesaret veriyor. Anlatılanlar münferit değil; kadınlar işlerinde, sokakta, evlerinde, sosyal medyada; yani yaşamın her yerinde eşitsizliğe maruz bırakılıyor. Kadınların yaşadığı bu şiddet günlük hayata o kadar entegre olmuş ki, sayısını tutmak imkânsız bir hal almış durumda. Yaşadığı şiddeti kamuoyu ile paylaşabilen kadınların yanında, sesini hiç duyuramamış ve medyaya yansımamış daha onlarca kadının hikayesinin olduğunu bizler biliyoruz… Biliyoruz ki bu yalnızca faillerden ibaret değil; onları koruyan, cezasız bırakan ve toplumda meşru kılan herkes ve her politika bu şiddetin parçasıdır. Yargıtay’ın Ceyda Yüksel davasında bu ay verdiği kararda Ceyda’nın cinsel birlikteliği reddetmesini haksız tahrik olarak kabul edip yerel mahkemenin kararını onadı. Kadınlara yönelik her türlü şiddeti, kadın cinayetlerini önlemekle yükümlü olan kurumlar kadınlar aleyhine kararlar veriyor. Kadınların ‘hayır’ deme hakkına gölge düşürülüyor. Şiddet faili kişiler ekranlara, sahnelere çıkarılmaya devam ediliyor. Biz kadınların ve bu sistematik şiddete maruz bırakılan herkesin yanında olmaya ve eşitlikçi politikalar üretmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Kaynak : SULTAN GÜMÜŞ KAYA