Sayfa Yükleniyor...
Kişilerin sahip olduğu olumsuz düşünce ve davranışları başkalarına atfederek kendilerini iyi hissettirmeye çalışmaları, psikolojide yansıtma olarak biliniyor. Peki psikolojide yansıtma nasıl ortaya çıkar?
Hepimizin çevresinde, sahip olduğu olumsuz fikir ve davranışları başkalarına atfederek kendisini daha iyi hissettirmeye çalışan bireyler vardır. Örneğin bu kişiler, kendilerini yetersiz hissederken, karşısındaki kişileri yetersiz oldukları konusunda ikna ederler. Bu sayede kendilerini kandırırlar ve kısa bir süreliğine iyi hissederler. Bu durum psikolojide yansıtma, diğer bir adıyla projeksiyon olarak adlandırılır. Kişi, sahip olduğu eksiklikleri karşısındaki kişiye yansıtarak, kendi eksikliklerini örtbas etmeye çalışır. Bu içeriğimizde yansıtma konusunun detaylarına yer verdik. Peki psikolojide yansıtma nedir, nasıl ortaya çıkar? İşte detaylar…
Yansıtma, bireyin kendi içindeki olumsuz düşünce, duygu, istek veya özelliklerini farkında olmadan, bazen de bile isteye başkalarına atfetmesi durumu olarak ifade edilebilir. Psikolojide bir savunma mekanizması olarak açıklanan yansıtma, kişinin kendisini rahatsız eden duygu ve düşüncelerden kaçmak için bu unsurları başka kişilere yansıtmasıdır. Yani kişi, kendinde kabul etmekte zorlandığı olumsuz durumları başkalarına yükleyerek bir nevi zihinsel rahatlama sağlar.
Bu kavram ilk olarak Sigmund Freud tarafından ortaya atılmış olup, savunma mekanizmaları arasında önemli bir yere sahiptir.
Yansıtmanın temel noktasında bireyin içsel çatışmaları ve kendisiyle yüzleşmekten kaçınma isteği yer alır. Bu durumun ortaya çıkmasına neden olan faktörlerden bazılarını bir araya getirdik:
Kişi, kendini yetersiz hissettiği özelliklerini başkalarına yansıtarak bu durumu reddeder.
Kendi hatalarını kabul etmek istemeyen kişi, suçluluğunu başkalarına yönlendirerek hatalarının sorumluluklarından kaçar.
Kişi, içsel çatışmalarını farkında olmadan dış dünyaya yansıtır.
Bireyin çocukluk döneminde ebeveynleri ya da çevresi tarafından maruz kaldığı eleştiriler ve baskılar, yansıtma eğiliminde bulunmasını artırabilir.
Geçmişte yaşanan olumsuz deneyimler ve travmalar da, yansıtmanın tetikleyicisi olabilir.
Yansıtma yapan bir bireyde aşağıda yer alan davranış ve düşünce kalıpları görülebilir. İşte yansıtmanın gözlemlenen belirtilerinden bazıları:
Sürekli başkalarını eleştirme: Kendi zayıflıklarını ya da eksiklerini başkalarında görme eğilimi gösterme.
Sorunların kaynağını dışarıda arama: Yaşadığı problemler için kendisini değil, sürekli başkalarını ya da dış koşulları suçlama.
Sahte iddialar ve yanlış algılar: Kendi duygularını başkalarına yüklediği için gerçeklikten uzak suçlamalar yapma. -kıskanç bir bireyin, partnerinin kendisini kıskandığını iddia etmesi gibi-
Savunmacı davranışlar: Eleştirildiğinde aşırı tepki gösterme ya da inkâr etme.
Empati eksikliği: Kendi hatalarını ve sorumluluklarını kabul etmekten kaçınma eğilimi gösterme.
Yansıtmayı kontrol etmek ve bu davranışın farkına varmak kişinin ruhsal sağlığı için son derece önemlidir ve bir an önce kontrol altına alması gerekir. Bunun için atılabilecek adımlardan bazıları…
Öz Farkındalık Geliştirme:
Kişi, kendi duygularını ve düşüncelerini analiz etmeyi öğrenmelidir. “Gerçekten böyle mi hissediyorum, yoksa bu duyguyu başkasına mı yüklüyorum?” sorusunu sorabilmek kişi için faydalı olabilir.
Sorumluluk Alma Alışkanlığı:
Yaşanan problemlerde suçlayıcı bir tutumdan kaçınmak gerekir. Kişi, kendi hatalarını kabul edip sorumluluk almaya çalışmalıdır.
Empati Yeteneğini Geliştirme:
Başkalarının duygularını ve bakış açılarını anlamaya çalışmak, yansıtmanın azalmasına yardımcı olabilir. Kendini başkasının yerine koyarak düşünmek, bireyin kendi duygularını fark etmesini sağlar.
Psikoterapi Desteği Almak:
Bilişsel Davranışçı Terapi: Bu terapi yöntemi kişinin olumsuz düşünce kalıplarını fark etmesini ve değiştirmesini sağlar. Bir terapist eşliğinde duygularla yüzleşmek ve onları kabul etmek, yansıtmaların azalmasına fayda sağlayabilir.
HABER MERKEZİ