Közlenmiş duyguları alevlendiren kitap!

Hepsi Hikaye Geç Bunları, Demeyin adlı kitabında kısa ve düşündürücü hikayeleri sayfalarına taşıyan, yazar Ergün Dur, kitabının közlenmiş olan duygularımızı alevlendiren hikayelerden oluştuğunu söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 06.02.2017 06:57
  • Güncelleme Tarihi : 06.02.2017 06:57
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Közlenmiş duyguları alevlendiren kitap!

TANER UYANIKER - ÖZEL HABER

Yazar Ergün Dur, “Hepsi Hikaye Geç Bunları, Demeyin” kitabıyla 7’den 70’e herkesin ilgisini çekeceği hikayeleri kitabına taşıyarak hatırı sayılır bir okur kitlesine ulaştı.

Son günlerce 12. baskısı yapılan kitap bir dönem Manisa Emniyet Müdürlüğü tarafından sürücülere ücretsiz dağıtılarak ilgi çekmişti. Manisa Valiliği tarafından 251 bin Bin Dev Öğrenci Projesi kapsamına alınan kitap kısa ve etkileyici hikayeleriyle insanları bam tellerinden yakalamayı başarıyor. Aynı zamanda 30 Ağustos İlkokulu müdürlüğü görevini sürdüren Dur, burada öğrencilere yönelik okuma ve yazma çalışmaları ile herkesin takdirini topluyor. Kitap okumanın öneminin altını tekrar tekrar çizerek hatırlatan Dur, okumayı ise  “Okumak bir dağa çıkmak gibidir. Okudukça görüş açınız genişler” ifadeleriyle tasvip ediyor.

Kitabının isminin okuyucular tarafından ilgi çektiğini belirten Dur, halk arasında “Hepsi hikaye geç bunları” sözünün çok kullanıldığını kitapta ise hayata, dostluğa, vefaya dair, kısacası geç bunları dememeye dair her şeyin yer aldığını söyledi. Kitabın bir sloganının da okumayı sevmeyenlere yönelik olduğunu belirten Dur, “Okuyucuların kitabı baştan başlayıp okumaya devam etmeleri gerekmiyor. Ortadan, sondan nereden isterseniz açıyorsunuz bir kısa hikaye okuyorsunuz. Kitap, közlenmiş olan duygularımızı alevlendiren hikayelerden oluşuyor. Çünkü bir özlü sözle, bir kısa hikayeyle, bir resimle çok insanın değiştiğine tanık oldum. Benim insanları değiştirmek gibi bir haddim olamaz fakat bir parça kaybolan değerlerimize (dostluk, vefa, sevgi) bir nebze katkım olursa kendimi mutlu hissedeceğim” dedi.

GELİRİYLE UZAY GÖZLEM EVİ

Kitabı yazmaya karar verme sürecini ise yazar Dur, şu şekilde açıkladı: “Veli toplantılarında ya da öğretmen arkadaşlarımla toplantılarda kısa kısa hikayelerle örnekler verirdim. Bunları kitaba dönüştürsene dediklerinde aklıma yattı. Kitabında bu duyguyla çıkması nedeniyle müthiş bir macerası oldu. 2011 yılında Manisa Valimiz kitabı 251 Bin Dev Öğrenci Projesi kapsamına aldı. Mümin Sekman biz ve iki tane yabancı yazarın kitabının -öğrencilere ücret karşılığı verme kaydıyla-  onun gelirinden uzay gözlem evi yapıldı. Belki de geleceğin Farabileri oradan çıkacak. Yine aynı dönemde Manisa trafik polisleri sürücülere benim kitaplarımı dağıttı. Manisa’nın ilçelerine söyleşilere gittim. Öğrencilere okumayı, yazmayı sevdirmeye, bir parça olsun farkındalık sağlamak için çabaladım.”

HAYATA DAİR NE VARSA

Kitabı yazma aşamasında insanlara faydalı olma açısından titiz davrandığını ifade eden Dur, “Hikayeleri balın süzmesi misali, arının çiçekleri gezmesi misali, derleme hikayeler, benim yaşadıklarımdan alıntılar, hayata dair ne varsa detaylı çalışarak kitabımda yer vermeye çalıştım.  Sabaha kadar hikaye derleyip, sabahta onları sildiğim çok oldu. Titiz bir çalışma yürüttüm insanlara bir nebze olsun faydası olsun diye çabaladım” dedi.

OKUMA KÜLTÜRÜ YOK

Ülkede ne yazık ki okuma kültürünün oluşmadığını ifade eden Dur, bu durumu örneklendirerek bir anısını aktardı. Dur, “Eğitim çalışması için Fransa’nın Paris şehrine gitmiştim. Orada da evsiz yuvasız insanlar var. Bir aralık ayıydı. Saç sakal birbirine karışmış, omzunda bir battaniye evsiz yurtsuz birisinin elinde bir kitap vardı. Okumaması için onlarca nedeni var. Evi yok, sevdikleri yok gibi ama okuyor. Bizde bu eksik. Okumak bir dağa çıkmak gibidir. Okudukça görüş açınız genişler” dedi.

İnternet çağının yaygınlaşmasıyla insanlarda ciddi bir odaklanma eksikliğinin oluştuğunu vurgulayan Dur, bu durumunda insanları kitaptan uzaklaştırdığını ifade etti. Dur, “İnsanlar uzun cümlelerden ziyade ‘ok’, ‘yes’ gibi kısa kelimeler kullanıyor. O cümleler gitti yerine daha sığ kelimeler geldi. Okumak bu direnci sağlayacaktır kanımca. Okuma konusunda Avrupa’nın gerisindeyiz. Bir veriye göre Avrupa’da en az okuyan ülke İtalyanlar. Bize benziyorlar. Bir kişinin kitaba harcadığı para yılda 44 dolar. Türkiye’de bu oran 50 cent deniliyor. Okuma da ciddi sorun var. Bu aynı zamanda biz eğitimcilerin de sorunudur. Biz tabi şikayet makamı değiliz, çocuklara kitap okuma sevgisini aşılamamız lazım” ifadelerini kullandı.

GELECEĞİN YAZAR ADAYLARI

Okullarında çocukları okuma ve yazmaya teşvik etme amacıyla çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Dur, şunları söyledi: “30 Ağustos, 30 yazar, 30 hikaye diye bir çalışma gerçekleştirdik. Bu çalışma sonunda 30 hikayemizi kitap haline getirdik. Bu kitabımız Kültür Bakanlığından ilgi gördü. Şu an Türkiye’nin tüm halk kütüphanelerinde hikaye kitabımız var. 2 Aralık’ta Cumhurbaşkanlığımız tarafından 30 öğrencimiz, emeği geçen Türkçe öğretmenlerimiz ve biz Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne davet edildik. Orada öğrencilerimiz gezdirildi. Belki de geleceğin yazarları çıkacak aralarından. Bu 30 hikayeyi seçerken de titiz davrandık. Öğrencilerden 500 hikaye geldi. O hikayeler arasından, 10 öğretmenimiz bu rakamı 100’e indirdi. Sonra kendi aralarında bağımsız oylama yaparak en çok puan alan otuz öğrenciyi seçtiler.”

Kitaptan kısa hikayeler:

  • Hz. Ali mezarlığa neden sık gittiğini soranlara şu cevabı vermiş: "İki sebebi var: Anlattıklarıma itiraz etmiyorlar ve arkamdan konuşmuyorlar."
  • Hayvanlar birgün kim daha çok çocuk doğurabilir diye çekişmeye başlarlar. Hep birlikte dişi aslana sorarlar “Sen kaç çocuk doğurabiliyorsun?” diye. “Bir” diye cevaplar dişi aslan "Fakat ben aslan doğururum." Nitelik nicelikten önemlidir.
  • İranlı şair der ki; - Aşka uçma kanatların yanar… Mevlana da der ki; - Aşka uçmadıktan sonra kanat neye yarar...
  • Terslik Aslan için ceylan güzel bir sofra… Ceylana göre ise aslan korkunç bir mahluk… Bu iki farklı değerlendirme de insan kendi aklınca, ceylana hak verir gibi olur. Ama ne var ki, bu hükmünü verirken, az önce pişirdiği tavuğu yemekle meşguldür… Kapısını kilitleyen hırsız… Sigara içen oğluna kızan sarhoş… Aldatılmaya köpüren sahtekar… Arkasından konuşanlara öfkelenen dedikoducu…
  • Yazar Kazancakis bir ihtiyara "Nereye bakıyorsun?" diye sorduğunda, ihtiyar adam gözlerini akan sudan ayırmadan şu cevabı verir; Hayatıma oğlum, akıp giden hayatıma…"
  • Genç adamın gece telefonu çalar, bakar ki karşısındaki ses annesinindir. Telaşla sorar “Anne hayır mı?” der. Oğlum der; “Sesini duyayım istedim” –“Anne bu saatte mi?” der oğlu. –“Rahatsız mı ettim oğlum?” der. – “Yani gecenin bu saatinde aradın” der. Annesi “Oğlum sende 30 yıl önce beni tam bu saatte rahatsız etmiştin doğum günün kutlu olsun” der.

Ergün Dur kimdir?

1973 Malatya doğumlu olan Ergün Dur, ilköğrenimini Kahramanmaraş'ın Afşin İlçesi’ne bağlı Çoğulhan kasabasında, orta ve liseyi Düziçi Öğretmen Lisesinde, üniversiteyi ise Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesinde tamamladı. Çeşitli mezra, köy, kasaba ve şehirlerde öğretmenlik ve yöneticilik görevlerinde bulundu. Çalıştığı okullarda, parçalanmış aile ve göç mağduru çocuklar üzerine farklı projeler geliştirerek, onları topluma kazandırmayı hedefledi.

Şu anda 30 Ağustos İlkokulu Müdürü olan Dur, Türkiye-Fransa işbirliğiyle düzenlenen, 'Projeye Dayalı Okul Yönetimi' çalışmasında Fransız uzmanlarla çalışıp Poitiers ve Nyon şehirlerine eğitim ziyaretlerinde bulundu. Almanya'nın Düseldorf, Solingen ve Wupertal şehirlerinde, 'Aile Eğitimi' ile ilgili seminerlere katıldı.

 

Haber Merkezi