Kurtyılmaz ile vücut geliştirme üzerine

Bu haftaki röportajımızda kariyerinde birçok şampiyonluk ve derece elde etmiş olan kişisel antrenör ve yarışmacı, Efe Kurtyılmaz ile gençlerin son trendi vücut geliştirme üzerine konuştuk


  • Oluşturulma Tarihi : 06.03.2017 08:56
  • Güncelleme Tarihi : 06.03.2017 08:56
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Kurtyılmaz ile vücut geliştirme üzerine

ONURHAN ALPAGUT-ÖZEL RÖPORTAJ

Bu haftaki röportajımızda gençlerin son trendi Body Building (Vücut geliştirme) sporu üzerine Efe Kurtyılmaz ile konuştuk.

20 Yıllık vücut geliştirme kariyerine dünya şampiyonluğu da olmak üzere çok sayıda ulusal ve uluslar arası derece elde etmiş bir yarışmacı ve antrenör olan Kurtyılmaz, röportajımızda vücut geliştirmenin sağlık açısından faydalarına değinerek, "En önemli faydası iç sağlık sağlamasıdır. Birçok kişi fiziksel sıkıntılarından ötürü vücut geliştirmeye başlar. Özellikle kilolu insanlar. Ancak içerisindeki ürik asidin yüksekliğinden, karaciğerin yağlanmasının oranından, kalbe giden damarların tıkanıklık derecesine kadar birçok şeyden bir haberdir. Yaptığımız spor, kolesterol başta olmak üzere bir çok hormonu düzenlediği için çok sayıda rahatsızlığın engellenmesine ya da artmasına engel olur" dedi.

Bize kısaca kendinizden söz eder misiniz?

1979 İzmir doğumluyum. Eğitimimi biyokimya üzerine tamamladım. Gönül verdiğim spora 1997 yılında başladım. Antrenör ve yarışmacı olarak devam ediyorum. Sporculuk kariyerim, vücut geliştirmeden önce atletizm ile başladı. Sonrasında vücut geliştirmeye yöneldim. 38 yaşındayım. Yaklaşık 20 senedir bu sporun içerisindeyim. Kendi branşımın milli sporcusuyum. Kariyerimde Dünya şampiyonlukları ve Avrupa dereceleri var.

ONUN İÇİN SPOR HER ZAMAN BİR TUTKU

Vücut geliştirmeyi seçmenizdeki temel etken neydi? Hikayenizi sizden dinlemek isteriz.

Küçük yaşlardan beri sürekli sporla iç içe büyüdüm. 8 yaşında atletizme başladım. Bu durum okul takımı vs. devam etti. Üniversite hayatı derken, sürekli sporun içerisindeydim. Eğitimimi Biyokimya üzerine aldım. Spor bir amaç ve tutku olduğu için hiçbir zaman vazgeçmedim. Takım sporları uzun bir kamp süreci istediği için bireysel sporlara yönelme gereği duydum. Salon sporları, zamanını istediğiniz gibi ayarlayabileceğiniz bir branş, spor dalı… Vücut geliştirmeye böyle başladım. Devam etti. Atletizmden gelen bir kas altyapım olduğu için vücut geliştirmede ilerlemem zor olmadı. Spor tutkusu yaptıkça daha da arttı. Akabinde antrenörlük eğitimleri almaya başladım. Çeşitli kurslara ve seminerlere giderek kendimi geliştirdim. Biyokimya altyapımda, bunu bilimsele dayandırarak yapmamı sağladı. Devamında bireysel başarılar, antrenörlük başarıları peş peşe geldi. Bu da kendi branşımda Türkiye çapında tanınmamı sağladı. Dünya şampiyonlukları, dereceleri peşi sıra gelmeye başladı.

20 SENEYE SIĞAN ŞAMPİYONLUK

Hocam, birazda bireysel başarılarınızdan ve ödüllerinizden söz edelim…

İlk yarışmamı 2000 senesinde yaptım. Gençler şampiyonasıydı. Orada Türkiye 3'üncüsü oldum. Sonrasında yarışmalara katılmaya devam ettim. Seneleri tam hatırlamamakla beraber kariyerimde Türkiye 2'ncilikleri var. Bir ara askerlik dolayısıyla spora ara verdim. Askerlik bitti kendime ait spor salonu açmaya karar verdim. 5 yıllık bir süre sonrasında 2012 yılında tekrar podyuma çıktım. O sene şampiyon oldum. Bunu branşım klasik vücut geliştirmede elde ettim. Sonrasında Milli Sporcu oldum. Yurt dışına gittim. Bulgaristan Sofya şehrinde yapılan yarışmada dünya 9'unculuğu elde ettim. İlk Uluslararası müsabakamdı. Tecrübe ve deneyim yarışarak kazanılıyor. Sonrasında dereceler gelmeye devam etti. 2013'de Kocaeli'nde düzenlenen yarışmada Türkiye Şampiyonluğu, Almanya NAC Universe Yarışması'nda dünya 7'inciği 2 adet, 2015'de NAC Dünya Şampiyonası'nda dünya 5'inciliği. Yaklaşık 6 ay önce Sırbistan'da düzenlenen yarışmada da dünya şampiyonu oldum. Yarıştıkça başarılar gelmeye başlıyor. Aynı zamanda antrenör olarak 3'üncü kademe vücut geliştirme antrenörüyüm. Bu şekilde çalışmaya devam ediyorum.

Bu sene içerisinde düzenlenecek bir yarışma var mı? Katılmayı düşünüyor musunuz?

Nisan ayı içerisinde Türkiye Vücut Geliştirme Milli Takım Seçme Müsabakası var. Müsabakayı kazanan sporcu ülkemizi Avrupa'da temsil edecek. Zamanımız kısa. Ön eleme dediğimiz, seçme müsabakalarına katılacağım. Orada şans arayacağım. Şampiyon olduğum takdirde Milli takıma seçilip, İspanya'da düzenlenecek şampiyonada ülkemizi temsil etmeye çalışacağım.

BİLİMİN EN ÇOK HİZMET ETTİĞİ SPOR DALI

Podyumlara çıkıyorsunuz, müsabakalara hazırlanıyorsunuz, dereceler elde ediyorsunuz bu dönem sizin açınızdan nasıl geçiyor?

Her spor branşında olduğu gibi, vücut geliştirme sporununda teknik bir altyapısı ve hazırlanma süreci var. Kolay bir süreç değil. Antrenmanlığı sıklığı artıyor. Günde tek idmandan 2-3 antrenmana çıkıyorsunuz. Diyet faktörü var. Düşük yağ, düşük kalori diyetlere mutabıksınız. Tüm bunların hepsi vücudu belli bir forma sokmak için… Amaç, vücudu en hatlı hale getirmek. Mükemmel bir forma sokmak. Değişik varyasyonlarımız var. Çoğu kişinin bilmediği şeyler. Sporcu 2 gün su içmiyor. Karbonhidrat sıfırlaması var. 2 gün karbonhidrat almadan, bünyenize sadece protein alıyorsunuz. Bunların hepsi bir süreç. Su yükleme evremiz var. Önce 8-9 kilo su içiyorsunuz. Sonrasında suyu sıfırlıyorsunuz. Amaç burada vücudun en derin hattını ortaya çıkarmak.  Kas üzerindeki deriniz kelebek kanadı kadar ince kalıyor. Yapılması gereken çok sayıda varyasyon ve bilimsel evreler var. Bunları peşi sıra uyguluyorsunuz. Vücut geliştirme, bilimin en çok hizmet ettiği spor dalı. Tamamen vücut kimyası ile ilgili. Bilimsel gerçekleri art arda uygulayarak, vücudunuzu kusursuz formda podyuma taşıyorsunuz. Bu şekilde yarışmaya hazırlanıyorsunuz.

Hocam, peki sporcu hep o podyumdaki hali ile mi kalıyor?

Genel kanaat insanlarda budur. Sanırlar ki sporcu her zaman podyumdaki gibi kalır. O vücudun en kusursuz halidir. Bu forma girmek için belirli bir süreç vardır. Sürecin sonu podyumdur. Podyumdan indikten sonra, normal gıda alımı ile birlikte podyumdaki o görüntü olmayacaktır. Yine kaslı kalacaktır. Ancak derin ve hatlı görüntünden bir nebze uzaklaşacaktır. Podyum basamağın zirvesidir. O forma girmek için değişik varyasyonları uygularsınız. Dünyada genel kuraldır.

EN BÜYÜK SIKINTI EĞİTİMSİZLİK

Vücut geliştirme sporu Türkiye'de ne durumda?

Şu an giderek yükselen bir trend. Eskiden vücut geliştirme sporu haltercilerin, güreşçilerin tek elinde olan bir spor olarak görülürdü. Vücut geliştirme salonları, halter salonu olarak algılanırdı. Çoğu aileler, çocuklarının boyu kısalır diye yazdırmak istemezdi. Kadınlar hiç rağbet etmezdi. Şimdi vücudu geliştirme, güzelleştirme olarak algılandığı için ideal fiziğe ulaşmak isteyen herkes vücut geliştirmeyi yapıyor. Bunda sosyal medyanın da etkisi var. İnternetin yayılması, yurtdışındaki insanların sporun neresinde olduğunu anlamamız, görmemiz, buna ulaşmak isteme çabası ve spor tesislerinin artması, sporu sevdirmeye başladı. Özellikle kadınların katılımı arttı. Bu durumu yarışmalarımızda da görüyoruz. Eskiden 3 kadın sporcumuz varken şimdi 70-80 tane oldu. Önceki zamanlarda vücut geliştirme, çok yiyen az düşünen kaba bir gurup insanın yaptığı bir şey olarak görülürdü. Şimdi entelektüel insanların da yaptığını görüyoruz. Yaygınlaşamaya başladı. Vizyonumuz genişledi. Olumlu ve hızlı bir ilerleme var.

Kısa bir şekilde yerel için neler söylersiniz?

Son beş sene itibarı ile katılımcı sayısında artış var. Özellikle büyük fitness kulüplerinin açılması sporu yaygınlaştırdı. Giderek yükselen bir trend. İzmir giderek yükselmeye devam ediyor.

DÜNYAYA GÖRE GERİDEYİZ

Dünya ile kıyasladığımızda ne durumdayız?

Her konuda olduğu gibi dünyanın gerisindeyiz. Bunun en büyük sebebi bilgi kirliliği. Gerçekten eğitim almış eğitmenimiz yok. Spor salonu, aletlerin olduğu bir mekandır. Bu aletlerle 6 ay bir antrenman yapan kişi kendini antrenör kisvesi altına sokabiliyor. Bizde en büyük sıkıntı eğitimsizlik. Tesis ve alet çok ama eğitim geri planda. Bununla birlikte başarıda çok fazla gelmiyor.

Bu sporda amacınıza ulaştığınıza inanıyor musunuz? Yoksa daha gerçekleştirmek istediğiniz hedefleriniz var mı?

Spor, müsabaka, maç kazanma sonu gelmeyen şeyler… Futbol takımından örnek verecek olursak; bir sene şampiyon oluyor, ertesi sene bir daha olmak istiyor. Spor, hem kariyer hem de tatmin açısından önüne geçilmez bir durum. Kendimden yola çıkacak olursam… Dünya Şampiyonluğu elde etmiş bir sporcuyum. Ama tekrar o podyuma çıkmak ve izleyicilerle buluşmak, başarılarıma yenisini eklemek tutkusunun önüne geçemiyorum. Her zaman yenisini istiyorum. 20 yaşında yarıştım. 38 yaşında yine yarıştım. 60 yaşında ağabeylerimiz var onlarda yarışıyor. Bu bir tutku. Hedeflerim var devam ettireceğim.

80’LERİN 90’LARIN RUHU

Birazda istiyorum ki şu an bulunduğumuz size ait olan Karşıyaka GYM'den bahsedelim… Nedir buranın hikayesi?

Burası yeni bir kuruluş. Yaklaşık 18 ay önce kuruldu. Body Building'ten geldiğimiz için burayı da onun temelleri üzerine kurduk. Her spora saygımız var. Ama bizim anladığımız iş vücut geliştirme. Bir pilates vs değil. Anladığımız işten yola çıkarak, bildiğimiz işi en iyi şekilde yapmak istedik. Belli bir altyapımız olduğu için bünyemize katılan sporcularda kariyeri olan, belli bir kariyer elde etmek isteyen arkadaşlarımız. Yeni açılmamıza rağmen çok sayıda milli sporcu yetiştirdik. Sporcularla, ticari menfaatten uzak manevi yolda ilerliyoruz. Biz böyle gördük. Gördüklerimizi burada uyguluyoruz. Salon işlevsel ve mental olarak işini ciddiye alan bir salon. Sporcuya fayda sağlamak isteyen bir yer. Her sporcunun özel antrenmanı vardır. Kişiye göre program yazılır. Basmakalıp düzen yoktur. Elimizden geldiği kadar birebir antrenörlük yapmaya çalışıyoruz. Kişinin gelişmesine göre antrenman değiştiriyoruz. Salonumuz bulunduğu konsept itibarı ile diğer salonlardan ayrılıyor. 80-90'ların Body Building ruhunu yaşatan bir salona sahibiz. Yolumuzda devam ediyoruz.

ASIL OLAN BESLENMEDİR

Hocam, bildiğiniz üzere spora yeni başlayan kişilerde supplementer tabir ettiğimiz destekleyici gıda alma isteği var. Sizce düzgün bir beslenme ve diyet uygulanmadan bu tür gıdaların faydası, etkisi var mı? Supplementer gıda nedir?

Supplementler işimizi kolaylaştırıyor. Supplement, temel besin özlerinin saflaştırılarak elde edilmiş formudur. Ancak şu var ki; asıl olan beslenmedir. Temel olan etin, sütün, yumurtanın vücuda girmesidir. Supplementler şu açıdan işlerimizi kolaylaştırıyor: Çalışan bireyler başta olmak üzere, beslenme süresi yeterli olmayan bireylerin öğününü kolaylaştırmaya yarıyor. Örneğin sporcu, spora gidip geldikten sonra işine gitmek zorunda. Bir öğün kovalamak veya yanında taşıma gibi bir durumu da yok. Bu durumda supplemente başvurabiliyor. Supplementi belirli dozda kullandıktan sonra bir zararı yoktur. Önemli olan dozdur. Doz aşımı her konuda olduğu gibi bunda da tehlikelidir. Fazla et yerseniz sıkıntı olacağı gibi fazla supplement alırsanız da problem yaşarsınız. Bu sebeple bir sporcunun supplement kullanmadan önce antrenörü ile bir görüşme yapması gerekmektedir. İnternet veya bazı ortamlarda her ürün farklı lanse edilmektedir. Göz boyama vardır. Buna kapılan biri bütçesinin büyük bir kısmını supplemente ayırabilmektedir. Buda kişiye ciddi zarar var. Ne gibi zararlar derseniz? Parasının büyük bir kısmını supplemente ayırdığı için iyi düzeyde beslenmesine para harcayamaz. Ya da gereksiz olan bir çok şeyi bünyesine alabilir. Buda fayda sağlamaz. Supplement, beslenmesini düzgün takip eden bir sporcu için elzem bir şey değildir. Çeşitli nedenlerden dolayı alınabilir. Sadece yardımcı bir besindir. Supplement firmaları bunu bir temel besin kaynağı olarak söylemektedir. Ama bu durum doğru değildir. Tamamen yardımcıdır.

SAĞLIĞINIZ İÇİN SPOR YAPIN

Son olarak vücut geliştirme sporunun bize faydaları nedir?

En önemli faydası iç sağlık sağlamasıdır. Birçok kişi fiziksel sıkıntılarından ötürü vücut geliştirmeye başlar. Özellikle kilolu insanlar. Ancak içerisindeki ürik asidin yüksekliğinden, karaciğerin yağlanmasının oranından, kalbe giden damarların tıkanıklık derecesine kadar birçok şeyden bir haberdir. Yaptığımız spor, kolesterol başta olmak üzere bir çok hormonu düzenlediği için çok sayıda rahatsızlığın engellenmesine ya da artmasına engel olur. Duruş bozukluğunun önüne geçer. Kişiyi istediği fiziğe soktuğu için özgüvenini artırır. Doğru yapılan spor, sizi sağlığınıza kavuşturur.

Eklemek istedikleriniz?

Spor, mutlaka yapılması gereken bir olaydır. Eskiden tesis, imkan yoktu. Şimdi hepsi var. Kişiler olarak şu anımızı düşünüyoruz. 5-10 sene sonrasına bakmıyoruz. Sağlıklı bir nesil için spor yapılmalıdır. Spor, mutlaka yaşamın içerisine sokulmalıdır. Her yaşın ve her kişinin yapabileceği bir spor vardır.

 

Haber Merkezi