Sayfa Yükleniyor...
Eylem Akay ve İsa Filiz, görme engellerini engel kabul etmiyor, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinde ameliyathanelerde kullanılan en hassas malzemelerin hazırlanmasına yardım ediyor
EMİRCAN IŞILDAK ÖZEL HABER
Eylem Akay ve İsa Filiz, görme engellerinin iş yapmalarına engel teşkil etmediğini en güzel örneğiyle birlikte gözler önüne seriyor.
İkili, Dokuz Eylül Üniversitesinde hastanedeki tüm malzemelerin temizlenip hazırlanma sürecinin işletildiği merkezi sterilizasyon bölümünde görev yapıyor. Akay ve Filiz, ameliyathanelerde kullanılan ve x-ray cihazında içindeki mikronluk ürünlerin görülebildiği tampon ve benzeri malzemeleri operasyonlar için hazırlıyor. Oluşturdukları sayı ve kontrol mekanizması sayesinde, ameliyat esnasındaki istenmeyen kazaların da önüne geçen ekip engellilerin iş hayatında ne kadar başarılı olabildiklerini de gösteriyor. Bölümün Sorumlusu Hülya Erbil de hastanenin en hassas işlemlerinin yapıldığı bu özel bölümde ikiliye güveniyor.
DOKUZ EYLÜL ÖNCÜ BİR ÜNİVERSİTE
Dokuz Eylül Üniversitesindeki bu önemli merkezin Bölüm Sorumlusu Hülya Erbil, öncelikle merkezin ne denli önemli olduğunu bilmeyenler için aktardı. Üniversitenin bu anlamda Türkiyede öncü bir kuruluş olduğunun da altını çizen Erbil, Ünitemiz hem yaptığı iş hem de Türkiyede bir ilk olması nedeniyle özel bir ünitedir. Dezenfeksiyon ve sterilizasyon işlemlerinin tümünü bir merkezde yaptığı için özellikli bir ünite. Ülkemizdeki hastanelerin çoğunda bu tarz işlemler farklı alanlarda yapılır. Çok az sayıda hastanede sterilizasyon merkezi var. Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi de 1997 yılında ilk defa bir merkez kurarak Türkiyede ilk olma özelliği taşımaktadır. Avrupadan örnek alınarak yapılmıştır dedi.
TÜM ALETLER BU BÖLÜMDE STERİL HALE GELİYOR
Hastanede kullanılan malzemelerin tüm temizlik ve sterilizasyon işlemlerinin bu bölümde yapıldığının altını çizen Erbil, Yapılan işlemler tıbbi ve teknik işlemler. Hastanenin her bölümünde yani poliklinikler, servisler, ameliyathane ve doğumhane ile gündüz hastanesinde yapılan tıbbi tedavi ve uygulamalarda kullanılmış olan aletlerin elden geçirilip dezenfeksiyon yapıldığı bir merkez. Hastanelerde kullanılan aletlerde bolca mikroorganizma bulunuyor. Bizim ünitemizde bu malzemelerin üzerindeki mikroorganizmaları uzaklaştırıp, steril hale getirilerek tekrar hastalar için kullanımına sunuyoruz. Bize bölümlerden kullanılmış malzemeler geliyor, biz temizliğini yapıyoruz. Temizlemeden sonra dezenfeksiyon, kurulama, paketleme ve son olarak sterilizasyon dediğimiz mikropların öldürülmesi işlemini yaptıktan sonra en güvenilir şekilde hasta için kullanıma iletiyoruz. Tıbbi malzemelerden, tekstil ürünlerine, çeliklerden plastiklere kadar her malzemeyi temizliyoruz. Bin metrekarelik bir alanda ünitemiz kurulu. Cihaz parkımız çok fazla. 24 saat esasına göre çalışıyoruz. 32 kişilik bir ekibimiz var. İki arkadaşımız görme engelli. Ekip olarak hafta sonu ya da bayram demeden aralıksız olarak çalışıyoruz. Bizim için tatil yok diye konuştu.
İSA VE EYLEM BİZE YARDIMCI OLUYOR
Bölümün çalışma şekliyle de ilgili bilgi veren Erbil, İsa ve Eylem isimli görme engeline sahip çalışanların da bölümde önemli işleri hallettiğini dile getirerek, Asla elde hiçbir işlem gerçekleştirmiyoruz. Bu işlemler için tam otomatik makineleri kullanıyoruz. Bu makineler buharla, ısıyla dezenfeksiyon işlemini sağlıyor. İşlem bittiğinde malzemeler temiz bölgeye geçiyor. Elle dokunulur hale geliyor. Sonra arkadaşlarımız tarafından set haline getirilerek paketleniyor. En son da kapalı paketlerimiz sterilizasyon işleminden geçiyor. Bunların yanı sıra tıbbi sarf malzemeleri dediğimi bir bölümümüz var. İsa ve Eylem arkadaşlarımız da bu bölümde çalışıyor. Hastanenin genelinde ameliyat ve pansumanlarda yapılan işlemlerde tampon ped dediğimiz malzemelerin hazırlanmasında rol alıyorlar. Örneğin arkadaşlarımızın ameliyathaneler için hazırladığı malzemelerde x-ray özelliğine sahip içerisinde röntgen çekiminde görülebilecek olan ürün var. Bunlar yalnızca ameliyathaneler için hazırlanıyor. Tabi bunların dışında diğer servisler için hazırlanan malzemeler de mevcut değerlendirmesini yaptı.
ONLARA GÜVENİYORUZ
Bu kadar önemli işlemi arkadaşlarımızın eline teslim ediyoruz. Onların yaptığı işe inanıp güveniyoruz. Arkadaşlarımız önce ameliyathanede bu göreve başladılar. Daha sonra merkezimize geldiler. Biz onlara tamamen güveniyoruz diyerek iki arkadaşa olan inançlarını ifade eden Erbil, bölüm ile ilgili konuşmasına şu şekilde devam etti: Bu tarz bir servisin bulunmadığı hastanelerde malzemeler genellikle ameliyathanelerde yer alan lavabolarda elde yıkanıyor. Ancak bizim servisimiz dünya standardında bir yer. Amerika ve Avrupada yapılan işlemlerinden eksiğimiz ya da farkımız yok. Aynı düzeyde işlem görüyoruz. Biz bu standardı uyguluyoruz. Hastaya en güvenilir malzemeyi ulaştırıyoruz. Yaptığımız işlemlerin gerçekten olup olmadığını, mikropların ölüp ölmediğini birçok farklı testle ölçüyoruz. Kontrol ve kayıt aşamamız var. Her yaptığımız işlemi kaydediyoruz. Hangi işlemi hangi görevlinin yaptığını belirliyoruz.
DOKUZ EYLÜLE MÜTEŞEKKİRİZ
İsa Filiz ise yaptıkları çalışmalarla ilgili konuştu. Engellilerle ilgili imkanın tüm kurumlar tarafından sağlanmasını istediklerini ifade eden Filiz, Biz bu tamponları tek tek sayarak iğne ile geçirip paketliyoruz. Basit bir işlem yapmıyoruz. Günde bir koli yapabiliyoruz ki kolide de 70 ila 80 tane tampon yer alıyor. Engelliler sadece santrale bağımlı insanlar değiller. Santral ya da başka basit iş kolundan farklı yerlerde de pek ala çalışabiliriz. Bu imkan diğer kurumlar tarafından da görme engellilere tanınsın. Bu hususta Dokuz Eylül Üniversitesine çok müteşekkiriz. Bizim hastanemiz bu konuda bize kıymet veriyor. Keşke her kurum aynı hassasiyetle bizlere yaklaşabilse. Engelli deyince insanlar santral gibi yerlere atılıp, atıl bir köşede günde bir iki kez gelecek telefona bağımlı hale getiriliyor yorumunu yaptı.
ENGELLİLER HERKESLE BİR ÇALIŞMALI
Eylem Akay da engellilerin toplumla kaynaşmalarının gerekliliğine atıf yaptı. Engelli vatandaşların yalnızca engellilerle bir arada olmasının çözüm olmadığını, kendilerine herkes gibi imkan sağlanması gerektiğini söyleyen Akay, Engellilerin diğer insanların yanında çalışması gerekiyor. Engelli vatandaşı bir köşeye atmaktansa diğer sağlıklı insanların yanında iş ortamını paylaşarak başka bir iş üretebilmeleri sağlanmalı. Yararlı olmalarına imkan verilmeli. Engelliler iş ortamlarında daha sosyal ve verimli olabilmek için herkesle birlik içerisinde olmalı dedi. Akay ayrıca işe başlama ve öğrenme süreçleriyle de ilgili olarak, İşe ilk başladığımız zaman bize yaklaşık bir hafta eğitim verildi. İşin nasıl yapılacağı gösterildi. Bu süre zarfında da biz öğrendik. Şu anda elimizden gelen en iyisini de yerine getiriyoruz şeklinde konuştu.
OLASI KAZALARIN ÖNÜNE GEÇİLİYOR
Bölümde Filiz ve Akayın çalıştıkları alanda hayata geçirdikleri sayı ve kontrol mekanizması sayesinde operasyonlarda olası kazaların da önüne geçiliyor. Hemşirelerin kullandıkları tamponların sayılı ve kontrollü olarak hazırlandığını ifade eden Hülya Erbil, Eylem ve İsa arkadaşlarımızın hazırladıkları paketler doğrudan ameliyathaneye çıkıyor. Hemşirelerimiz bu paketleri operasyon sırasında açıyor. Paketin içerisinde 10ar taneden 5 paket yer alıyor. Operasyon başlar başlamaz iğneyi paketten ayırıp ilk 10 taneyi kullanıyor. Kullanılan atıklar sayılarak kutulara atılıyor. Ameliyat boyunca da sayılarak yapılıyor ki herhangi bir şekilde hastanın içinde unutulmasın. Böylelikle de kontrol mekanizması sayesinde olası kazaların önüne geçiliyor diye konuştu.
Engelli dostu hastane: Dokuz Eylül Üniversitesi
Hastanenin Merkezi Sterilizasyon Bölümünde ikisi görme engelli olmak üzere 32 kişi görev alıyor. Ekip, 24 saat esasına göre aralıksız şekilde çalışıyor. Bölümde hastanenin başta ameliyathane olmak üzere tüm servislerinde kullanılan tıbbı ve teknik cihazlarla aletlerin temizlik işlemleri dünya standardında yapılıyor.
Haber Merkezi