- Yaşam
- 08.06.2025 10:39
Hayatını inşaatlarda ter dökerek kazanan ve savaşın açtığı yaraları bir nebze de olsa sanatla sarmaya çalışan Suriyeli mülteci Mouhemed Ehmed’in ilk şiir kitabı ‘Neyê’ (Gelme) 2019’da gurbette, İzmir’de basıldı
ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Mouhemed Ehmed, 22 yaşında Suriyeli bir genç. Ülkesindeki savaşın Kobane’ye sıçraması sonucu 6 yıl önce ailesiyle birlikte Türkiye’ye göç etti. Hayat şartlarından dolayı üniversite okuyamayan ve inşaatlarda ter dökerek hayatını kazanan Ehmed, savaşın açtığı yaraları bir nebze de olsa sanatla sarmaya çalışıyor. Sevdiği kızın savaşta öldüğünü öğrendiği gün, acısını dizelere dökmeye başlayan Ehmed, dört yıl boyunca yanından bir an olsun ayırmadığını defterine aşk, gurbet, göç, acı ve yalnızlığı anlatan onlarca şiir yazdı. İlk şiir kitabı ‘Neyê’ (Gelme) 2019’da gurbette, İzmir’deki Kil Yayınları tarafından basılan Ehmed, “Umarım bir gün dünya bize sadece ucuz işçi gözüyle bakmaz ve bizi yeteneklerimizle tanırlar. Çünkü mülteci ve göçmenler arasında çok yetenekli ve yüksek becerilere sahip insanlar da var ve ne yazık ki öylece kaybolup gidiyorlar” diyor.
BOMBA SESLERİNE UYANIYORDUK
Ehmed, Suriye’de ailesiyle birlikte normal bir yaşam sürerken savaşın başlamasıyla alt üst olan hayatını şöyle anlattı: “Suriye’de yaşadığımız yıllarda durumumuz iyiydi. Ben ve kardeşlerim okuyorduk. Mutlu bir yaşam sürüyorduk. Sonra savaş başladı ve yaşadığımız yer olan Kobane’ye sıçradı. Her gün patlama ve bomba seslerine uyanıyorduk, huzurumuz kalmamıştı. Her şeyimizi geride bırakarak, canımızı kurtarmak için kaçmaya karar verdik. Burada ne yaparız diye düşünmedik bile. Çünkü o an tek düşündüğümüz hayatta kalmaktı. 6 yıl önce, 14 yaşındayken mültecilikle tanıştım. Buraya ilk geldiğimizde uzun süre ev bulamadık. Mülteci olduğumuz için ev kiralamak istemediler. Ailemle birlikte Ayrancılar’da oturuyoruz. İş oldukça inşaatlarda çalışıyorum. Bizleri ucuz işçi olarak görüyorlar, biz de mecbur olduğumuz için çalışmayı kabul ediyoruz. Çünkü seçme lüksümüz yok. İnsanların iyisi de var kötüsü de. Bize burada yardım eden de oldu, istemiyoruz gidin diyen de. Şu an bir arayıştayım… Ekonomik koşulların zorluğu yüzünden Avrupa’ya gitmek istiyorum. Kiralar yükseliyor ama kazancımız azalıyor. Sosyal hayatım yok. Şiir ve edebiyat çalışmalarıma daha fazla zaman ayırmak istiyorum ama koşullar buna elverişli değil. Yolda ölmekten korkuyorum ama başka çarem yok. Herkes kendi toprağında yaşamak ister. Mültecilik evsizlik gibi. Mülteci olduğun zaman insanlar sana küçümseyen gözlerle bakıyorlar. Bir değerin olmuyor toplumda. Mülteci olmayı biz istemedik. Biz de bunları yaşamak istemezdik. Bizi anlasınlar. Memleketimi elbette özlüyorum. Anılarımızı orada bıraktık, sürekli onlarla yaşıyoruz.”
MÜLTECİLER HAYALLERLE YAŞAR
Savaşın onda açtığı yaraları bir nebze de olsa edebiyatla sarmaya çalıştığını söyleyen Ehmed, “Bütün eşyalarım ve kitaplarım Suriye’de kaldı. Yanımıza sadece birkaç parça kıyafet alarak Türkiye’ye geldik. Buraya geldikten sonra daha yoğun bir şekilde okumaya ve yazmaya başladım. Türkiyeli Kürt arkadaşlarım bana bu konuda çok yardımcı oluyor. Yaklaşık 4 yıldır şiir ve öykü yazıyorum. Yalnızlığı, aşkı, sevgiyi ve mülteciliği bu şekilde ifade edebiliyorum. İnsanlarda bir önyargı var ama benim tanıdığım çok sayıda kitap okuyan Suriyeli var. Şiirin yanı sıra mültecilik, gitmek ve yol üzerine öyküler de yazıyorum. Filistinli şair Mahmut Derviş’i çok severim. Kürt şairlerden Rênas Jiyan, Yahya Omerî ve Selim Temo’dan etkilendim. Bu koşullarda kitap okumam ve şiir yazmamı insanlar saygıyla karşılıyor. Umarım bir gün dünya bize sadece ucuz işçi gözüyle bakmaz ve bizi yeteneklerimizle tanırlar. Çünkü mülteci ve gömenler aralarında çok yetenekli ve yüksek becerilere sahip insanlar da var ve ne yazık ki öylece kaybolup gidiyorlar. Suriye’de sevdiğim bir kız vardı. Aynı yaştaydık, okul arkadaşıydık. Biz onlardan önce Türkiye’ye geldik. Onlar da birkaç yıl sonra gelmeye karar verdi. Ama yolda bomba isabet etti ve hayatını kaybetti. O bana çok yakın bir insandı. Her şeyimdi. Birlikte büyümüştük. Sevdiğimdi, arkadaşımdı. Sık sık hayal kurarım. Zaten mülteciler sadece hayallerle yaşar. Hayaller bizi ayakta tutuyor. En büyük hayalim, hayallerimin gerçekleşmesi” ifadelerini kullandı.
Mouhemed Ehmed’in şiir kitabına Na Kitap’tan ulaşabilirsiniz.
GELME
Acın ne kadar da yakışıyor bana
Haddini aşan bir keman gibi
Çobanın dudağındaki kaval gibi
Beni çağırıyorlar başıboş bir ovada.
Gelme,
Gelme acın ne kadar da yakışıyor bana!
Sosyal medyada gördü, izini sürdü ve literatüre kazandırdı
İzmir'de barajlar tehlike sinyalleri veriyor