Mutlu olmak için egzersiz yapın

Dr. Fizyoterapist Hülya Özlem Şener, sağlıklı bir yaşam ve sağlıklı yaş almak için egzersizin şart olduğunu belirterek, “Egzersiz yaparken mutluluk hormonu salgılıyoruz. Sağlıklı bir yaşam ve sağlıklı yaşlanmak için egzersizi yaşamımıza adapte etmeliyiz” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 28.10.2016 07:42
  • Güncelleme Tarihi : 28.10.2016 07:42
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Mutlu olmak için egzersiz yapın

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN - ÖZEL HABER 

Gelişen teknoloji ve değişen çalışma şartları ile birlikte daha az hareketli bir yaşam süren insanlar, birçok sağlık sorunları ile baş etmeye çalışıyor. Hareketsiz ve bilinçsiz yaşamın tetiklediği çeşitli rahatsızlıkları tedavi ettirmek için başvurmadığımız yöntem ve doktor kalmıyor.

Dr. Fizyoterapist Hülya Özlem Şener, İzmir Alsancak’ta açtığı Fisioterapia Merkezi ile birlikte başta hastalara ve sağlıklı bireylere olmak üzere yediden yetmişe tüm bireylere egzersiz eğitim danışmanlığı veriyor. Egzersiz ile her hastalığın öncesinde ve sonrasında tedavi edilebileceğini vurgulayan Dr. Fizyoterapist Hülya Özlem Şener ile solunum güçlüklerinden, lenfödemeye, skolyoz denilen omurga eğriliğinden idrar kaçırmaya, doğuma hazırlık egzersizlerinden sağlıklı ve fit bir vücuda sahip olmaya kadar pek çok konu hakkında bilgi aldık.

Dr. Şener, öncelikle merkezi yeni açmasına rağmen ilginin gün geçtikçe arttığını ve sosyal medyadan da bunu gördüğünü ifade ederek, “Bu yeri açarak öğrencilerime ve meslektaşlarıma bir vizyon ve kapı açmak istedim. Bu çok önemli bir şey çünkü çalışma alanlarımız hastaneler, özel tıp merkezleri ve rehabilitasyon merkezleridir. Çalışma alanlarımız sayı olarak oldukça fazlaydı ve bize yetiyordu. Açıkta kalan fizyoterapist olmuyordu. Fakat üniversitelerin sayısının artması ile birlikte çocuklar işsiz kalmaya başladı. Bu sebepten ötürü sektörde bir istihdam problemi ortaya çıktı. Bende farklı bir bakış açısı getirmek istedim. Yıllar süren birikimimi ve deneyimimi ortaya çıkartmak istiyordum. 26 yıldır bu mesleği yapıyorum ve amacım bir fizik tedavi merkezi açmaktı. Ancak bizim yasa ile ilgili problemlerimiz vardı. Dünyada fizyoterapistlik çok ünlü ve çok bilinen bir meslektir. Ancak Türkiye’de hala tam yerini bulamamış bir meslek grubuyuz. Türkiye Fizyoterapistler Derneği’nde dernekçilik yaptığımdan ötürü bu problemleri biliyordum. Derneğin İzmir şubesini açtım ve 10 yıl boyunca başkanlığını yürüttüm. Dolayısıyla meslek için hep savaştım. Hala daha uğraşıyorum” dedi.

EGZERSİZ HER DERDE DEVADIR

Günümüzde artık egzersizin insanların hayatında olması gerektiğinin altını çizen Şener, “Sağlıklı ya da hasta olsun hiç önemli değil, hayatımızda tembelliğe yer yok. Aktiviteden uzak bir milletiz ve maalesef egzersiz gibi bir alışkanlığımız yok. Sosyal medya, akıllı telefon ve internet dolayısıyla fiziksel aktivitemiz azaldı. Egzersiz alışkanlığımız da olmadığı için sürekli oturduğumuzdan dolayı kalp damar sağlığımız da bozuluyor. Bu nedenden dolayı türlü türlü hastalıklar vücudumuza yapışıyor. Hipertansiyon, diyabet, obezite ve onları takip eden birbirini tetikleyen diğer hastalıklar, eklem rahatsızlıkları ve ortopedik rahatsızlıklar, kalp damar hastalıkları, nörolojik rahatsızlıklara da sebep oluyor. Saydığımız tüm bu hastalıklar zamanla vücudumuzda ortaya çıkıyor. Bu yüzden egzersiz her derde devadır. Birçok yerde beden eğitimi ve spor meslek yüksekokulu mezunları ve spor merkezleri gibi yerlerde egzersiz eğitimleri veriliyor. Fakat tam olarak anatomi ve fizyoloji temelinde egzersizi en iyi bilen kişiler bizleriz. Teşhisi konmuş her hastalığa tedavi programı oluşturabilen kişiler de biz olduğumuza göre bu fikirle yola çıktım” diye konuştu.

HEPİMİZ POTANSİYEL BEL VE BOYUN HASTASIYIZ

Sağlıklı görünen herkeste bir postür bozukluğunun olduğuna dikkat çeken Şener, “Hatalı davranış, duruş ve çalışma koşullarımızdan dolayı vücudumuzda postür bozukluğu oluşuyor. Merkezimizde tamamen bilimsel yöntemlerle kişiye özel detaylı postür analizi doktor fizyoterapist tarafından yapılarak kişinin kas, kuvvet, esneklik, eklem hareket genişli kayıpları, duruş hatalarını belirliyoruz. Herhangi bir travma, hastalık veya yanlış duruş alışkanlıklarına bağlı olarak gelişen yoğun ağrılardan kurtulup, düzgün ve doğru duruşun sağlanması, bu sayede ağrısız ve özgürce hareket edebilme gücü oluşturabilmek için kişiye özel egzersiz reçetesi oluşturuyoruz. Hepimiz hiçbir şey olmasa bile potansiyel bir bel ve boyun hastasıyız. O yüzden herkesin bir fizyoterapiste ihtiyacı var. Yeni kurulan bir kurum olmamıza rağmen pek çok hastalık grubundan hastamız var. Lenfödem, bel boyun problemleri, skolyoz, ampute gibi çeşitli hastalıklardan dolayı buraya başvuranlar var. Burada perspektifi ve yelpazesi geniş bir hizmet sunmaya çalışıyoruz. Sağlıklı insana her zaman egzersiz eğitimi veririm. Ama burayı kurarkenki amacım da gerçekten ihtiyacı olana ulaşmaktı. Burada bunu başarabiliyorum” dedi.

SAĞLIKLI YAŞ ALMAK İÇİN EGZERSİZ ŞART

Bireylerin sağlığının yerinde olduğu dönemlerde koruyucu fizyoterapi yönteminin önemine değinen Şener, “İnsanların kendileri için bir şey yapmalarına çok seviniyorum. Ben her egzersiz seansından sonra kişilere kendisini sevdiriyorum. Bir şeyler oluşmadan önce bir şeylerin fakına varıp önlem almak çok önemlidir. Sonuçta hepimiz yaşlanıyoruz. Ancak sağlıklı yaş almamız gerekiyor. Yaşlanırken bir sürü hastalıklar biriktirerek yaşlanıyoruz. Kalp ve tansiyon hastaları doktora gidip ilaçlarını alıp oturuyorlar. Bu saatten sonra olay giderek daha bir korkunç hal alıyor. Sonuç itibarı ile bütün doktorlar hastalara egzersizi öneriyor. Egzersize yöneliş varsa bunu desteklemeliyiz. Sağlıklı iken bunun farkına varılıyor ise zaten bütün bunlar başımıza gelmeden önce hepsini egzersiz ile engellemiş olacağız. Egzersiz derken de yoğun ter atacakları bir programdan bahsetmiyoruz. Derdimiz o spor salonlarında verilen programları vermek değil önemli olan postürün ve genel vücudumuzun duruşunu oturtan gövde içerisindeki derinde yer alan kasların farkındalığını oluşturup onları kuvvetlendirilmesini ve onları nasıl kasması gerektiğini öğretip ondan sonra diğer kol ve bacak hareketlerine başlıyoruz. Bütün bunları bir bütün olarak ele alıyoruz. Yaptırdığımız her hareketin açıklamasını hastaya yapıyoruz. Kişiye yaptığınızı anlatmazsanız yoksunuzdur. Ona yaptıklarınızı onunla paylaşmanız gerekir. Böylece hasta da kendisine ne yapıldığını bilmelidir. Hastalara çeşitli ödevler vererek de günlük hayatına yaptıklarımızı yansıtmaya çalışırım” şeklinde konuştu.

BİLİNÇSİZ PİLATES OMURGADA ZEDELENMELERE YOL AÇIYOR

Şener, herkesin birbirinden farklı olduğunu ve bu nedenden dolayı kişiye özel programlar geliştirdiğine değinerek, “Vücut yapımız, duruşumuz ve alışkanlıklarımızın hepsi farklıdır. O nedenle kişiye özel programlar uyguluyoruz. Genel bir egzersiz programı içerisine bir hastaya daha çok bacak çalıştırırken diğer bir hastaya kol çalıştırıyorumdur. Ama temelde önemli olan gövde düzgünlüğüdür. Burada klinik pilates temelli hareketler yapıyoruz. Pilates hareketleri çok zor hareketler içerir. Dışarıda o kadar çok pilates yaptıran yerler var ki… Bilinçsizce yaptırılan hareketler omurgada zedelenmelere yol açıyor. Kontrollü ve dikkatli olmakta fayda var. Klinik temelli pilates bilen fizyoterapistlerden yardım almakta fayda var. Biz o nedenle kendimizi ayırmak için klinik pilates diyoruz. Klinik pilates egzersizleri, bu konuda eğitimlerini tamamlamış, deneyimli uzman ve doktor fizyoterapistler tarafından yaptırılıyor. Klinik pilates egzersizleri, temel düzgünlük prensipleri öğretilerek mat egzersizleri başlanan, top-elastik bant uygulamaları ile devam eden kişinin kendi vücut ağırlığı ile kuvvetlenmeye ve sıkılaşmaya yol açan bir egzersiz modelidir. Hasta, sağlıklı, hamile ve yediden yetmişe herkes tarafından yapılabilecek bir egzersiz modeli olup fizyoterapistler eşliğinde yapıldığı takdirde yaralanma riskini ortadan kaldıran güvenli bir egzersiz modelidir. Klinik pilates merkezimizde kişilerin hastalık ve beklentilerine uygun gruplar halinde yaptırılabildiği gibi bireysel eğitimlerle de yaptırılıyor” ifadelerini kullandı.

EGZERSİZİ İŞKENCE OLARAK GÖRMEYİN

Egzersiz yaparken mutluluk hormonunun salgılandığını belirten Şener, “Eğer egzersiz sizi yoruyorsa hiç yapmayın daha iyi. Zevk alarak ve aşk ile egzersiz yapmanız gerekir. Klinikteki tüm hastalarıma ev programları veririm. Burada da onlar için en zevkli saat hangisi ise o saatte egzersiz yapmalarını önerirdim. Evde keyif halinde televizyon seyrederken ya da sabah arkadaşları ile kahvaltı yaparken kahve içerken birlikte egzersiz yapmalarını önerdim. Egzersiz asla işkence haline gelmemeli. Vücudumuza yatırım yaptığımız için bu işi işkence olarak görmemeliyiz. Günde 1 saatimizi egzersize ayırarak daha mutlu olabilir ve daha iyi yaşlanabiliriz. İnsanlar kendisine hiçbir şey yapamıyorsa en azından yürüyüş yapsın. Yürüyüş yaparken vücut bütün vücudu çalıştırır. Sabah güne zinde başlamak ve akşamda günün yorgunluğunu atmak için 20 dakika kadar ayaklarınızı yastıkla destekleyin ya da ayaklarınızı koltuğa dayayın. Ayak bileğinize pompalama hareketi yaparak iyice çekin ve iteleyin. Bu yaptığınız hareket günün yorgunluğunu yok ederken biriken laktik asitleri atacaktır. Bunları yapmadığımız için üst üste günler boyunca birikip bizlere geceleri kramp olarak geri dönüyor” diye konuştu.

KASLARIMIZI SAĞLAM VE GÜÇLÜ TUTMALIYIZ

Kurumlara bel ve boyun sağlığı ile ilgili sunumlar yapmayı planladığını söyleyen Şener, “Çeşitli bilgilendirme toplantıları yapmayı düşünüyorum. Merkezimizde solunum terapisi ve gevşeme yöntemleri adı altında bir workshop yapmayı planlıyorum. Sosyal medyadan bu workshopların duyurusunu yapacağım. Halkı bilinçlendirmek adına başka yerlerde de bu tip bilgilendirmeler ve organizasyonlar yapabilirim. Bütün hastalarıma temelde söylediğim bir şey vardır; bizim vücudumuz aslında sapasağlam yaratılıyor. Biz gündelik hayat içerisinde yaptığımız hareketlerle vücudumuzu zorluyoruz. Vücudumuz bizim binamızdır. Kaslarımız vücudumuzu destekleyen kolonlardır. O yüzden vücudumuzu destekleyen bütün kasları güçlü ve sağlam tutmalıyız. Bunun için de egzersiz yapmamız gerekir” şeklinde konuştu.

FİSİOTERAPİA’DA UYGULANAN YÖNTEMLER

Klinik pilates

Reformer

Solunum Terapisi

Gevşeme Teknikleri

Bilişşel Egzersizler

Kegel Egzersizleri

Manuel terapi

Mulligan konsept yaklaşımı

Kinesiotape (kinesio bantlama)

Cold pack

Tens

Lenfödem için Kompleks Dekonjestif

Tedavi Yaklaşımı

Tetik nokta tedavi yaklaşımı

FİSİOTERAPİA’DAN KİMLER FAYDALANABİLİR?

Sağlıklı tüm bireyler

Duruş bozukluğu olanlar

Skolyoz, klifoz, kifoskolyoz

Hamileler

Kronik bel ve boyun ağrıları

Obezite

Diyabet

Solunum problemi olanlar

Geriatrik (yaşlı) hastalar

Ürojinekolojik (idrar kaçırma problemleri, ameliyat öncesi ve sonrası) problemi olanlar

Kardiyovasküler hastalığı olanlar (Hipertansiyon, kalp problemi olanlar, Kronik bacak ağrısı)

Nörolojik hastalığı olanlar (Multiple Skleroz, Parkinson, tüm felç türleri)

Ortopedik problemi olanlar (Menisküs, tenisçi dirseği, kas yırtılmaları gibi tüm omuz, dirsek, el, kalça, diz, ayak bileği problemi olan hastalar)

Tüm romatizmal hastalıklar (Osteoartrit, Romatoid Artrit, Fibromiyalji, Osteoporoz, Ankilozan, Spondilit…)

Ameliyat sonrası dönemlerde fizyoterapiye ihtiyacı olan hastalar

Haber Merkezi