Osmanlı Devleti ve Yörükler

Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi’nin bu haftaki konuğu Antropolog ve Sosyolog Murat Demir’di. ‘Çukurova’da Yörüklerin Yerleşik Hayata Geçirilmesi’ konusunda konuşan Demir, Yörüklüğün bir hayat biçimi olduğunu belirterek sunumunu gerçekleştirdi


  • Oluşturulma Tarihi : 26.12.2017 07:21
  • Güncelleme Tarihi : 26.12.2017 07:21
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Osmanlı Devleti ve Yörükler

SULTAN GÜMÜŞ

Antropolog ve Sosyolog Murat Demir ile Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi’nin Cumartesi Sohbetleri kapsamında tanıştık. ‘Çukurova’da Yörüklerin Yerleşik Hayata Geçirilmesi’ konulu sunumunu yapan Demir, Osmanlı Devleti’nin Yörükler ile birlikte yüzyıllar boyu mücadele verdiğini söyledi.

ŞEHİR KURAN BİR ORDU

Demir, “Fırka-ı İslahiye, şehir kuran bir ordudur” diyerek ordunun önemine vurgu yaptı. Devletin vergi, askerlik ve düzenle ayakta kaldığını kaydeden Demir, Yörüklerin bu üç konuda hiçbir kayıt altına girmediğinden 1800’lü yıllarda kayıt altına alınması için Fırka-ı İslâhiye ordusu kurulduğunu ve bu ordu ile Yörüklerin iskân edeceği şehirlerin ortaya çıktığını belirtti. Yörüklerin yerleşik hayata geçirilmesi konusunda Osmanlı Devleti’nin başlattığı ciddi çalışmanın Çukurova bölgesinde başarılı olduğunu ifade eden Demir, “Osmanlı’nın son döneminde Çukurova’da Fırka-ı İslahiye’nin yapmak istediği hareket Cumhuriyet Dönemi’nde Dersim’de devam etmiştir” dedi.

“Osmanlı’nın devlet sistemi Sokullu’yla birlikte bozulmuştur” diyen Demir konuşmasına şunları da ekledi: “Osmanlı Devleti Yörükleri yerleşik düzene geçirmek için büyük bir mücadele vermiştir. Çünkü devlet vergi, askerlik ve düzenle ayakta durur. Yörükler bir yerde kalamadıkları için vergi alamazsınız. Askere de alma şansınız yok. Birçok Yörük hayatını talan ve vurgunla idame ettirmekte. Osmanlı devleti bu üç noktada Yörükleri bir devlet anlayışına getirmeye çalışmış. Ama bunda zaman zaman zorlanmıştı. İşte Çukurova’da Yörüklerin yerleşik hayata geçmekte direnmeleri üzerine Fırka-ı İslahiye oluşturulmuş. Üç cengâver paşa yönetimindeki ordu Hassa, İslâhiye, Düziçi, Reyhanlı, Osmaniye, Kadirli gibi şehirleri bu Fırka-ı İslahiye ordusuyla kurmuş. Daha sonrada bu Yörükleri buralara yerleştirmiş.”

Osmanlı Devleti’nde yaklaşık 180 bin belgenin çözülmeyi beklediğini de kaydeden Demir, bu belgelerin Osmanlı ve dünya tarihinin yeniden yazılmasına etki edebileceğini iddia etti. Göçerler için yerleşik hayata geçişin onur kırıcı bir hareket olduğuna dikkat çeken Demir, her devletin bir gardırobunun olduğu ve bu gardırobun mahremiyetine vurgu yaptı. Dünyanın tanıdığı iki büyük arşiv kayıtçısı devletin olduğunu söyleyen Demir bunların birinin İngiltere diğerinin ise Osmanlı olduğunu, hiçbir kayıt altına girmeyen ve girmek istemeyen göçerlerin kayıt altına alınmasının Osmanlı’nın devlet anlayışı ile izah edilebilir olduğunu aktardı. Sunumun ardından Demir’e konuya ilişkin sorular yönlendirildi. Türkiye Yazarlar Birliği Yönetim Kurulu üyesi A. Levent Ertekin ise konuşmacıya katılım belgesini verdi.

Haber Merkezi