Sayfa Yükleniyor...
Eğitim hayatı boyunca engellerle karşılaştı, hukuk mücadelesi verdi. Hayali olan üniversiteye gidebilmek için liseyi dışarıdan bitirdi ve sınavlara girdi. Şimdi 21 yaşında üniversiteli bir genç olan otizmli Sercan Berk Vardar’ın hedefi müzik öğretmeni olmak
E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Annesiyle birlikte İzmir’de yaşayan otizmli Sercan Berk Vardar, 4 yaşında ilk kelimelerini söylemeye başladı. İlkokul çağına geldiğinde bugüne kadar pek çok otizmli çocuğun yaşadığı okul bulma sorunu ile karşı karşıya kaldı. Ellerinde raporları vardı ama okul bulmak kolay olmadı. Eğitim hayatı boyunca engellerle karşılaşan Sercan’ın yaşı ilerledikçe müziğe olan tutkusu fark edildi ve piyano dersleri almaya başladı. ‘Perfect Pitch’ ya da ‘Mutlak Kulak’ olarak adlandırılan ve doğadaki tüm sesleri herhangi bir referansa ihtiyaç duymadan nota olarak tanımlayabilme diye açıklanan yeteneği, 2004 yılında Kaliforniya Üniversitesi San Francisco Genetik Araştırma Merkezi’nin testiyle belgelendi. Lise yıllarında okuldan uzaklaştırıldı fakat pes etmedi, eğitim hakkı için hukuk mücadelesi verdi. Mahkeme kararıyla okula geri dönmesinin önü açılsa da bu kez başka problemler yaşarak ayrılmak zorunda kaldı. Liseyi dışarıdan bitirdi ve üniversiteli olabilmek için pek çok farklı üniversitede yetenek sınavlarına girdi. Şimdi 21 yaşında bir genç olan Sercan, bu yıl Dokuz Eylül Üniversitesinin sınavından başarıyla geçerek müzik öğretmenliği bölümüne girmeye hak kazandı. Hedefi eğitimini başarıyla tamamlayıp müzik öğretmeni olmak.
4 YAŞINDA KONUŞMAYA BAŞLADI
İki çocuk annesi Ümit Ferah, otizm tanısı konulan oğlu için hiçbir mücadeleden kaçmadığını dile getirerek, “Almanya’da tıp okuyordum ama yarıda bırakıp Türkiye’ye geri döndüm. 1988 yılında dünya evine girdim. 22 sene sonra eşimle ayrıldık. Sercan, 4 yaşında konuşmaya ve göz temasına başladı. 5 yaşında Alsancak Gazi İlköğretim Okulunda hazırlık sınıfına başladı. Kreşte ilk senesinde öğretmen uyumsuzluğu nedeniyle zorlansa da bir sonraki senesinde öğretmen değişikliği ile birlikte başarıya ulaştı. Murat Reis İlköğretim Okuluna zorluk çıkarmalarına rağmen yazdırdık. Birinci sınıftayken Halil İbrahim Ergül öğretmenimizin öğrencisi oldu. Öğretmenimiz hem bilinçli hem sevgi dolu olarak oğlumuza yaklaştı ve ilk başarı adımlarını attırdı. İbrahim Hoca’nın sayesinde müziğe karşı ilgisinin ve yeteneğinin olduğunu anladık ve müzik öğretmeni Orçun Berrakçay ile piyano derslerine başladık” dedi.
ZORLUKLAR YAŞASAK DA…
Oğlunun büyük bir salonda dinleyicilere piyano çalacağı günleri hayal eden anne Ferah, “Aldığı eğitimlerle birlikte Sercan’ın başarı grafiği git gide yükselmeye başladı, birkaç yıl içinde J.S.Bach’ın piyano eserlerini çalmaya başladı. Aynı zamanda alto flüt de çalmaya başladı. Bunların yanı sıra Sercan’ı bir taraftan da sosyal aktivitelere göndermeye başladım. Ata binmek, voleybol oynamak, yüzme dersleri gibi. Okulda da satranç derslerine giriyordu. Bu başarılarla oğlum 8. sınıfı bitirdi. Türkiye’de otizmli çocukların eğitimi konusunda okullarda her ne kadar zorluklar yaşasak da hedefimiz müzik ile ilgili kendisini geliştirmesini sağlamak ve eğitimine devam etmesini sağlamak olacaktır. Otizm ve müzik konusunda çalışan eğitimcilerin artması ve doğru yönlendirmelerin yapılması, Sercan gibi diğer çocuklar için de bir ışık olacaktır” ifadelerini kullandı.
ÖĞRETMEKTEN KEYİF ALIYOR
“Oğlumun otizmli olduğunu kabul ederek başladım mücadeleye” diyen Ferah, oğlunun eğitim hayatı boyunca yaşadığı sorunlardan şöyle bahsetti: “Okulda şiddet gördüğü dönemler de oldu. Lisede takıntılarını kullanarak üzerine gitmişler, o da agresifleşince videolarını çekmişler. Okuldan attılar, mahkemelik olduk. Mahkemeyi kazandık, okula geri döndü ama sorunlar bitmedi. O dönem yaşadığı travmalardan dolayı insanlara güvenini kaybetti. Okuldan ayrılıp liseyi açıktan bitirdi. Ben de piyano çalabilmeyi çok istiyordum. Hedefim konservatuara girmekti ama ailem kaşı çıktı. Ben giremedim ama oğlum girdi. Ben Sercan için hep daha fazlasını hayal ettim. Negatif düşünmek kimseyi bir hedefe ulaştırmaz. Okula her gün tek başına gidip geliyor. Öğretmenlik hep içinde vardı, hissediyordum. İzmir’de bir görme engelliler okulunu ziyarete gittiğimizde küçük çocuklara flüt çalmayı öğretmeye çalışıyordu. Bildiği bir şeyi öğretmekten keyif alıyor. Yabancı dillere karşı büyük merakı var. Sercan mutfağı çok sever. Değişik makarna sosları hazırlar. Bilgisayarı çok iyi kullanıyor. Yurtdışını gezmeyi çok istiyor.”
ABSOLUT KULAĞA SAHİP
Sercan’ı 12 yıldır çalıştıran müzik eğitmeni Orçun Berrakçay da onun absolut kulağa sahip olduğunu ve çok yetenekli olduğunu söylüyor. Otizmli gencin California Üniversitesi’nin ‘Perfect Pitch’ adı verilen sınavından tam puana yakın not aldığını söyleyen Berrakçay, “Sercan ile 2006 yılında tanıştık. Ben o zamanlar yüksek lisans öğrencisiydim. Müziğe karşı olan ilgisi ve yeteneğini daha önce ailesi ve öğretmeni tarafından fark edilmişti. O dönem şarkılara flütle eşlik ediyordu. Sonra haftada bir gün birlikte piyano çalışmaya başladık. İyi bir iletişim kurduk, bu da müzik konusunda ilerlemesini hızlandırdı. Nota ile çalışıyorduk, kendi de dersin dışında sürekli org çalışıyordu. Güzel Sanatlar Lisesi sınavlarına girdi ama olmadı. Belki de otizmli olduğunu için almak istemediler… Ama müzikten asla kopmadı. Nota bilmeden bile parçaları çalabiliyordu. İyi bir müzik kulağı var. Piyanodaki sesleri, isimleriyle duyabiliyor, frekanslarını tanıyabiliyor. Aynı anda 5-6 sese bassak, bunları tek tek ayırabiliyor” dedi.
YETENEĞİYLE KAZANDI
Okulda yaşadığı sorunların Sercan’ın lisedeyken eğitim hayatını sekteye uğrattığını anlatan Berrakçay, “Okuldaki arkadaşları sürekli onu kızdırıyordu. Disiplin cezası aldı ve okuldan uzaklaştırıldı. Aile mahkemeye verdi, kazandı. Aylar sonra okula geri döndü. O süreyi evde bilgisayar başında geçirmek zorunda kaldı. 4-5 ay mahkeme süreci sürdü. 50-60 kilo aldı, sağlığı elinden gitti. Okula tekrar dönüş yaptı mahkemeyi kazanınca. Sonra başka bir öğretmen başka bir sorun yaşattı. Okuldan yine ayrılmak zorunda ayrıldı. Annesi ile birlikte anneannesinin evinde yaşıyordu. O dönem anneannesini de kaybetti. Hayatında büyük değişikliklerin olması onun psikolojisini çok olumsuz etkiledi. Liseyi açıktan bitirdi. Üniversite sınavına girdi ve barajı aşarak yetenek sınavlarına girmeye hak kazandı. Bu yıl Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Bölümü’nü kazandı. Çok mutlu, kendisine olan güveni arttı. Öğretmenleri de Sercan’ı çok sevdi” ifadelerini kullandı.
ÜNİVERSİTELİ OLMAK ÇOK GÜZEL
Lisede okurken bazı arkadaşlarının tutumları Sercan’ı derinden yaralamış olsa da şimdi üniversiteyi kazandığı için çok mutlu. Üniversite ortamını ve arkadaşlarını çok sevdiğini söyleyen Sercan, “Okuldaki kimi arkadaşlarım otizmli olduğum için beni istemedi. Çok üzüldüm, kalbim kırıldı. Okuldan ayrılmak zorunda kalsam da açıktan bitirdim. Şimdi Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Bölümü’nde eğitim görüyorum. Üniversiteli olmak çok güzel bir duygu. Çok fazla arkadaşım var. Ama daha çok kız arkadaşım var. Eğitimimi bir an önce tamamlayıp öğretmen olmak istiyorum. Bunun daha hayırlı olacağını düşünüyorum. Engellilerin mesleği olmaz diye diyorlar hep. Ben başarmak için bu yolu seçtim. Diğer otizmli arkadaşlarıma örnek oluyorum. Ümitsizliğe düşmesinler” dedi.
Haber Merkezi