Sayfa Yükleniyor...
İzmirde yaşayan 14 yaşındaki otizmli Kaan Aybacak, konuşmayı zor öğrenmesine rağmen müzik tutkusundan hiç vazgeçmedi. Kaanın hayali iyi bir müzisyen olmak ve sahneye çıkıp albüm çıkarmak
E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
İzmirde annesiyle beraber yaşayan 14 yaşındaki otizmli Kaan Aybacak, küçük yaşlarda tanıştığı müzikle hayata tutundu. Tüp bebek olarak dünyaya gelen Kaan, ilk zamanlar normal çocuklar gibi gülen, oynayan ve etrafına ilgili bir çocuktu. Daha sonra çevresine ilgisi azaldı, çağrıldığında yanıt vermemeye başladı. Oğlunun 18 aylıkken otizmli olduğunu öğrenen 43 yaşındaki anne Nevin Yörür, büyük bir şok yaşasa da pes etmedi ve kendi kendine şunları söyledi: Kalk, onun sana ihtiyacı var; onun için savaş.
HAYALİ ALBÜM ÇIKARMAK
Anne Nevin Yörür, yaşadığı ilk şoku atlattıktan sonra oğlunun müziğe olan yatkınlığını fark etti, özel ilgi ve eğitimle bunun üzerine yoğunlaşmasını sağladı. Oğlunun eğitim alabilmesi için araştırmalara başladı ve yolları İZOT İzmir Otizm Orkestrası ve Korosunun kurucusu Orçun Berrakçay ile kesişti. 2013 yılından bu yana müzik eğitimi alan Kaan, yaklaşık 4 yıldır orkestrada org çalıyor. Kendi kendine albüm kapakları tasarlayan Kaanın en büyük tutkusu ise şarkı söylemek ve bir gün albüm çıkarabilmek
MÜZİK ONUN HAYATI
Kaan küçük yaşlarda eline oyuncak almıyor, dokunmak bile istemiyor, zorlayınca da çığlık atarak ağlıyordu. Özel eğitim öğretmeni annesine sürekli dışarı çıkmalarını tavsiye etmişti. Kaanı bebek arabasına bindirip pazara götüren annesi tezgaha yaklaşıp elma seçerken, Kaan yan tezgahtaki oyuncak saza uzandı ve çekip aldı. O, Kaanın kendi isteğiyle aldığı ilk oyuncaktı. Özel eğitim öğretmeni derslerde ödül olarak Kaana gitar çalıyordu. Kaan, gitarın tellerine dokunabilmek için derslerine daha iyi odaklanıyordu. Müziğe olan ilgisi konuşmasını kolaylaştırmıştı. 3 yaşında birkaç kelime konuşabilmesine karşılık, duyduğu şarkıları baştan sona söyleyebiliyordu. 4 yaşındayken annesi ona bir org aldı. Kaan, cümleler kurmaktan ziyade şarkı söylüyordu.
KALK VE SAVAŞ
43 yaşındaki anne Nevin Yörür, önceleri bir konfeksiyonda çalışıyordu. Rahatsızlığı nedeniyle erken yaşta emekli oldu ve hayatını oğluna adadı. Eşiyle boşandıktan sonra oğluna tek başına bakmaya başlayan anne, çalışmadığı için onunla daha fazla ilgilenebildiğini belirterek, 1996 yılında evlendim. Kaan, 7 sene sonra tüp bebek olarak dünyaya geldi. Çok istenen bir bebekti. O doğduktan sonra her şey çok güzeldi. Bir tuhaflık olduğunu anlayana kadar... Aslında 9 aya kadar her şey normalin üstündeydi. Kaan, konuşmaya başlamıştı ve çevresiyle olan iletişimi çok güzeldi. Erken konuşmaya başladı diye sevinirken zaman geçtikçe hiç gelişmediğini fark ettik. 1 yaşında tamamen sustu. Her ay çocuk doktoruna kontrole gidiyorduk. Onunla konuştum ve Kaanda bir tuhaflık olduğunu söyledim. Doktor da fark etti. 18 aylıkken teşhis konuldu. Başımdan kaynar sular döküldü. Hiç konuşamayacak, öğrenmeyecek sanıyordum. Bunalıma girdim, sonra dedim ki kendime: Kalk, çocuğunla ilgilen. Onun sana ihtiyacı var, onun için savaş. 18 aylıkken teşhis kondu, daha özel eğitim dersleri başladı, öğretmenlerimiz çok ilgiliydi. 3 ay sonra konuşmaya başladı dedi.
OYUNCAKLAR YERİNE MÜZİK ALETLERİ
Kaanın küçük yaşlardan itibaren müziğe büyük bir ilgisi olduğunu fark ettiğini ifade eden anne, müzik sayesinde değişen hayatlarını şöyle anlattı: Bebekken oyuncak yerine müzik aletlerine büyük ilgi duyardı. Küçükken Mustafa Sandalın bütün şarkılarını ezbere söylerdi. 3,5 yaşındayken mutfak masraflarımdan kısarak ona bir org aldım. Duyduğu sesleri notasız olarak çalmaya başladı. Sabah kalkar kalmaz orgunun başına giderdi. Bütün zamanını orada değerlendirirdi. Okuma yazmayı da müzik sevdası sayesinde öğrendi. Kalem kağıtla değil klavye ile öğrendi aslında Bilgisayardan dinlemek istediği şarkıları yaza yaza öğrendi. 9 yaşına kadar müzik eğitimi almadı. Her şey Orçun Hoca ile başladı; o bizim kahramanımız. Kaan, 9 yaşındayken ondan ders almaya başladı. Ben hep Kaanın bir orkestrada yer almasını isterdim. Orçun Hocanın da otizmli çocuklardan oluşan bir koro kurma hayali vardı. 2013 yılından bu yana Kaan, bu hayallerin ötesindeki koroda org çalıyor. Piyano ve elektro gitar da çalabiliyor. İlk zamanlar bunları yapabileceğini hayal edemiyordum. Hiçbir şey öğrenemeyeceğini sanıyordum. Depresyona girmiştim ama daha sonra dimdik ayağa kalktım ve Orçun Hocayla tanıştım ve otizmli çocukların doğru eğitimle neler başarabileceğini bana göstermiş da oldu.
KEŞKE HERKES DUYARLI OLSA
Otizm konusunda toplumun daha fazla bilinçlenmesi gerektiğini dile getiren Yörür, yaşadığı sıkıntıları şöyle aktardı: 4 yaşından beri çaldığı org konsere giderken taşırken kırıldı. Bir müddet alamadık, Kaan müziğe çok alıştığı için zor zaman geçirdi. Kaan ile bir müzik evini gezerken dükkanda bulunan orgu çaldı ve bende o an video çekip sosyal medyada paylaştım. Gizem Saydam diye duyarlı bir genç kızımız videoyu görünce çok etkilenip benimle iletişim kurdu. Kaan'ın orguna kavuşması için bir kampanya başlattı ve İngiltere'den orgu geldi. Ben asla alamazdım çok pahalıydı, imdadımıza yetişti. Keşke herkes bu kadar duyarlı olsa Önceden toplumdaki anlayışsızlıktan dolayı çok kavga ederdim. Benim böyle çocuğum olacak beynine sıkarım gibi laflar bile duydum. Bu çocuk bu parkta oynamasın götürsene eve diyenler gördüm. İnsanlar biraz daha duyarlı olsun ki bizim işimiz de kolaylaşsın ifadelerini kullandı.
HAYALİM DEVLET SANATÇISI OLMASI
Müzikle tanışmasının ardından oğlunun artık daha uyumlu bir çocuk olduğunu söyleyen Yörür, onunla ilgili hayallerini şöyle aktardı: Kaan, sosyal yaşantısında konserlere gidip sahneye çıkıp kural öğrendi. 3 sene öncesine kadar kendi kendine yemek yiyemiyordu. Ama şehir dışı konserlerine çıktığımızda arkadaşlarının kendi kendine yemek yediğini gördü. Yolda yürürken bir anda koşturmaya başlardı ve ben hep onun peşinde koşardım. Artık öyle değil. Diğer arkadaşlarıyla birlikte birbirlerinden çok fazla şey öğrendiler. 7nci sınıfı bitirdi şuan, kaynaştırma öğrencisi. Ona dair hayallerim çok fazla. Eğer istenilen eğitimi alırsa çok ileri gidebilir. Benim hedefim onun devlet sanatçısı olabilmesi. Onun hayali farklı. En büyük tutkusu şarkı söylemek ve konserlere çıkmak... Albüm çıkarmak istiyor. Kendi kendine albüm kapakları hazırlıyor. Uyanır uyanmaz şarkı söylemek istiyor. Gece uyurken bazen onu kontrol ediyorum, uykusunda bile şarkı mırıldanıyor. Evde olmadığı zamanlar eksikliğini inanılmaz hissediyorum, her yer sessizleşiyor. Sabah 6da kalkar ve güne müzikle başlar. Onun hayatı müzik.
HEM ANNE HEM SAVAŞÇI
Kaan doğduktan sonra hem anne hem savaşçı oldum diyen Yörür, Müzik çalışmalarından ve okuldan geri kalan zamanlarda beraber gezmeye çıkıyoruz. Yüzmeyi çok seviyor. Eskiye göre şuan çok iyi bir anne oğul ilişkimiz var. Önceden ona ulaşmam çok zor oluyordu. Kısıtlamayı sevmiyorum, çok hareketli dönemlerinde bile sakinleşmesi için hiç ilaç kullanmadım. İlaç karşıtıyım. Normalde hareketi yavaşlasın ve aileler rahat etsin diye ilaç veriyorlar. Enerjisi çok yüksek bir çocuktu şeker hastası olduğum için onun peşinden koşarken defalarca yolda bayıldım. Ama bu merakından kaynaklanıyor dedim ilaç vermedim. Düşsem bile ona ilaç vermeyeceğim, çünkü bir şeyi merak ettiği için koşuyor dedim. Gitsin, öğrensin, ilacı alırsa içe kapanacak dış dünyaya açılamayacak dedim diye konuştu.
Haber Merkezi