Otizmli müzisyenden bir ilk: ‘Uyanış’ raflarda!

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Öğretmen anne ve doktor babanın oğlu olarak dünyaya gelen Caner Serin’e 2 yaşındayken otizm tanısı konuldu. Tek çocukları olan Caner’e tanı konulduğunda otizmin anlamını dahi bilmeyen Serin ailesi, “Otizmin ilacı yok. Sadece eğitim, sevgi ve sabır gerekiyor” diyerek yılmadan mücadele etti. Caner’in müziğe ilgisi ise henüz 1 yaşına girmeden başladı. Ninni ile uyuyor, müzik kesilirse ağlıyordu… Özel ilgi ve eğitimle büyüttükleri oğullarının müziğe olan ilgisini fark eden aile, onun bu alanda yoğunlaşmasını sağladı. Anneannesi tarafından hediye edilen org ile Caner’in müzik yolculuğu başladı. Son 11 yıldır aldığı piyano eğitimleri sayesinde yurt içi ve yurt dışında konserler veren Caner, bugünlerde en büyük hayali olan müzik albümü çıkarmanın mutluluğunu yaşıyor. 90’lı yıllara damga vuran sanatçı Bendeniz’in şarkılarından oluşan ‘Uyanış’ adlı albümünü çıkaran Caner’in en büyük mutluluğu konserlerinde topladığı alkışlar…



UZUN SÜRE KİMSE YANAŞMADI!
Caner’e otizm tanısı konulduktan sonra zor günler yaşadıklarını anlatan anne Filiz Serin, oğullarının bugüne gelmesi için büyük emekler verdiklerini söyledi. Oğlunun küçük yaşlardan itibaren yoğun eğitim programlarından geçtiğini, müziğe karşı da oldukça yetenekli olduğunu söyleyen Serin, “Caner 1987 yılında Ankara’da dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Gaziantep’te tamamladı. Halen Açık Lise sınavlarına girmekte. Konservatuar eğitimi düşünülüyor çünkü kendisi için. Müziğe çok küçük yaşlarda başladı ancak eğitimi çok sonra başladı. Çünkü ne yazık ki kendisi ile ilgilenecek müzik öğretmenleri bulamadık. Çok uzun süre kimse müzik eğitimine yanaşmadı. İlgilenmeye değer görmediler herhalde. Müziğe ilgisi, henüz 1 yaşına girmeden başlamıştı. Ninni ile uyuyor, müzik biterse ağlıyordu. Sonraları Hikmet Şimşek’in Pazar konserleri ile devam etti bu ilgi. Hiçbir pazar kaçırmaz ve neredeyse nefes almadan dinlerdi. Yıllarca artarak devam etti bu ilgi. Bu CD’nin çıkışını da en çok bunun için önemsiyorum” dedi.


FAZIL SAY’I ÖRNEK ALIYOR
Oğlunun ileride başarılı bir müzisyen olmak istediğini kaydeden Serin, “Örnek alınan kişi elbette piyanoda Fazıl Say. Her CD’sini defalarca bıkmadan dinler Caner. Bütün CD’leri vardır bizde Fazıl Say’ın. Gülsin Onay çok dinlenir. Piyano caz çok dinlenir. Ve Caner eminim bunların hepsinden bir bütün ortaya çıkarıyor. Ben öyle görüyorum. Caner sahnede olmayı ve alkışı çok seviyor. Sahnede smokini içinde ve piyano başında bambaşka bir Caner izliyorsunuz. İlk müzik dinletisi 3 Nisan 2012 yılında Gaziantep’te Ömer Ersoy Kültür Merkezi’nde yapıldı. Bunu ayrı ayrı yerlerde altı kişisel konser izledi. Caner Tekirdağ’da iki kez belediyenin davetlisi olarak, Alanya’da Engelsizler Derneği’nin davetlisi olarak, Silifke’de Göksu Anadolu Lisesi Sosyal Sorumluluk Öğrencileri’nin ve Rotary Kulübü’nün davetlisi olarak, ayrıca Ankara Başkent Üniversitesi’nden gelen teklif üzerine, Lefkoşa’da, Slovakya’nın bir şehri olan Sabinov’da, Duisburg ve Bremen’de konserler verdi. Piyano dinletilerinin sonunda dört beş şarkıyı da gitar eşliğinde söyleyerek konserlerini tamamladı” ifadelerini kullandı.


MARDİN’DE KLİP ÇEKİLDİ
Albümde yer alan şarkılardan birine Mardin’de klip çekildiğini de ekleyen Serin, şunları söyledi:  “Caner 10 yılı aşkın süredir piyano öğretmeni Hamdi Hikmet Geçin ile başlayan ciddi bir çalışma içerisindeydi. Her gün saatlerce süren çalışmalar, benim onu dinlemem, defalarca aynı parçayı çalmak, çalışmak şeklinde geçti günlerimiz. İki ay yaz tatili yaptı, ama ondan sonra kaldığı yerden hiç itiraz etmeden çok çalıştı. Bu albüm için de, bir yıldan fazla çalışıldı. Öncelikle daha önceden de bildiği Bendeniz şarkılarını aralıksız dinledi. Sonra şarkıların aranjeleri tek tek geldi. Caner şarkıları söylerken zaten gözlerini kapadı mı, bilin ki o an kayıttadır. Bu şekilde her bir şarkıyı hocasıyla çalıştı ve hemen her ders sonrası, o gün çalışılanlar Bendeniz’e gönderildi ve onay alındıktan sonra diğer şarkılara geçildi. Mayıs ayı sonu İstanbul’da stüdyoya girildi. Her bir şarkı Caner tarafından defalarca söylendi. Ekim ayının ikinci haftasında da tüm ekibin titiz çalışmasıyla , ‘Hasret’ şarkısına Mardin’de klip çekildi. Emeği çok bol bir süreçti. Bütün emek Caner’in ve emek veren hocalarınındır. Hepsi var olsunlar, sağ olsunlar.”


OTİZMLİ CANER’E BENDENİZ DESTEĞİ
90’lı yıllara damga vuran sanatçı Bendeniz’e albümün çıkması için sağladığı desteklerden dolayı teşekkür eden Serin, “Özel eğitimci bir arkadaşımla bir araya geldiğimizde Caner’e bir star elinin değmesi gerektiğine inandığımı söylemiştim ve bu arada aklımıza sanatçı Bendeniz geldi. Biz de 90’lı yıllarda Bendeniz’in şarkılarını çok dinler ve severdik. Böylece sevgili Bendeniz Hanım’a ulaşıldı. Tabii önce bir duraksama çok doğal olarak, çünkü otizm nedir ve bir otizmli ile nasıl bir arada olunur? Ama ilk karşılaşmadan sonra, kendisi çok doğru ve iyi bir karar aldığını söyledi. Şarkılarını Caner’den esirgemedi. Kimseye vermediğini ama Caner’e gönül rahatlığıyla okuttuğunu söyledi. Ve inanın ilk günden son klip çekiminin en son dakikasına kadar sevgili Bendeniz Caner’in yanındaydı. Hayaller hiç bitmez gördüğünüz gibi. Biterse, umut da biter, yaşam da biter zaten. Biz ailece hep umut etmeyi, hayata gülümseyerek bakmayı, çok çalışmayı ve emeği esirgememenin değerini öğrendik. Kış gelmeden klasik piyano konseri hazırlıklarımız var, sonra bir bahar konseri, yine klasik piyano olabilir, çünkü klasik piyanoya çok çok önem veriyoruz. İlk çalışmaları da zaten öyle başladı. Sonra 60’lı 70’li yılların şarkılarını hocasıyla bir arada söyleyecekleri bir konser hazırlığı var. En sonunda da bir sürpriz çalışmamız var, o da bir yılı alır diye düşünüyoruz” dedi.


TÜRKİYE’DE BİR İLK
Türkiye’de ilk kez otizmli bir bireyin müzik albümü çıkardığını dile getiren Serin, şu ifadeleri kullandı: “Bu albüm Türkiye’de bir ilk. İlk kez bir otizmli bu anlamda bir CD çıkarıyor ve bunu profesyonel bir platformda sunuyor. Dünyada nasıl bilmiyorum, ancak yetenekler var Savant ve asperger sendromlu. Caner’in yeteneği de bu yönde. Dilerim müzik, resim ve spor öğretmenleri, özel eğitimciler ve okullardaki tüm öğretmenlerimiz bu çocuklara hayır demez ve eğitimlerini engellemezler. Çünkü kendi başlarına yaşamlarını sürdürebildikleri sürece uygar bir toplum olabilir, uygar bir dünya yaratabilir ve bu dünyanın içinde vicdanlarımız rahat bir şekilde yaşayabiliriz. Aksi zaten mümkün değil. Bize gösterdiğiniz ilgi ve verdiğiniz her destek için, şu andan itibaren yüreğimizden en büyük sevgiyi gönderiyoruz. Hem size Meral Hanım, hem tüm çalışan ekip arkadaşlarınıza çok teşekkür ediyorum. Var olun, farklı insanlardan ilginizi hiç esirgemeyin. Ben sadece bana emanet edilen Caner'i topluma kazandırmaya çalışıyorum. Hem de otizm tanısı konmuş ailelere ve çocuklara bir yol olsun istiyorum.”