Resimlerle konuşan çocuk

Düşündüklerini ve hissettiklerini resim yaparak ifade eden disleksi hastası Kerem, ailesinin ve öğretmeninin desteğiyle “Mutlu Bulut” isimli resimli hikaye kitabı yazdı. 9 yaşındaki disleksili bir çocuğun iç dünyasına kapı açan kitabın geliri Kerem’in eğitim masrafları için kullanılacak


  • Oluşturulma Tarihi : 29.01.2018 06:57
  • Güncelleme Tarihi : 29.01.2018 06:57
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Resimlerle konuşan çocuk

E. ÇAĞLA GENİŞ / ÖZEL HABER

Disleksi yani öğrenme güçlüğü olan çocuklar, eğitim hayatında pek çok zorlukla karşı karşıya kalırken; kimi için bu süreç adeta kabusa dönüyor. Onlar okulda başarısız olan zeki çocuklar. Tıpkı 9 yaşındaki Kerem Başaran gibi. Kerem, 3’üncü sınıf öğrencisi. Konuşmayı ve yazmayı sevmiyor. Okulda ve özel eğitimle verilen bilgiler ilgisini çekmiyor. Aynı zamanda sosyal bozukluğu olan bir çocuk. Utangaç, ve kalabalık ortamları pek tercih etmeyen bir yapıya sahip. Ailesi, okul öncesinde başlayan sıkıntılarla yıllardır mücadele ediyor. Anne Emine Başaran, küçük yaşlardan itibaren Kerem’de bir şeylerin normal olmadığını fark etti. Ama teşhis konulması pek kolay olmadı. Tek bildikleri Kerem’in resim alanında çok başarılı olduğuydu. İçine kapanık bir çocuk olan Kerem, düşündüklerini ve hissettiklerini ifade etmek için bu yolu seçmişti.

İÇ DÜNYASINA AÇILAN KAPI

Oğlunun yıkılan özgüvenini, rakamlara ve harflere olan ilgisizliğini resme olan ilgisi sayesinde iyileştirmesine yardımcı olmak isteyen anne, resim kursu araştırmaya başladı. Birkaç başarısız kurs denemesinin ardından Kerem’in yolu eğitmen Ayşe Topçuoğulları ile kesişti. Hemen atölyede derslere başladılar. Kerem, ilk gün neredeyse hiç konuşmadı. Ama zamanla resim öğretmeni ile aralarında kuvvetli bir bağ oluşmaya başladı. “Onun için daha fazla ne yapabilirim?” diye düşünürken aklına Kerem’in ilgisini çekebilecek bir fikir geldi. Resimli hikaye kitabı yazma fikriyle ona kendini ifade etmesi için bir fırsat yarattı. Kerem, önce kitabın resimlerini çizdi, sonra hikayeyi yazdı. Ortaya çıkan çalışmanın kitap haline gelmesi için bir yayınevi ile anlaşıldı. 9 yaşındaki disleksi hastası bir çocuğun iç dünyasına kapı açan “Mutlu Bulut” isimli kitabın geliri ise Kerem’in eğitim masraflarına için kullanılacak.

UZUN SÜRE TEŞHİS KONULAMADI

Kerem 4 aylıkken anne demeye başlamıştı ama annesinin anlattığına göre, 5 aylıkken üreter kanaldan bir operasyon geçirdi ve sonra sustu. 4 yaşına geldiğinde hala konuşmuyordu. 46 yaşındaki anne Emine Başaran, o dönem yaşadıklarını şöyle anlattı: “Gittiğimiz doktorlar teşhis konusunda kesin bir şey söylemedi. Birtakım testler yaptılar, hormonlarına baktılar. Psikolog da gördü. Algı dili yaşının üstünde ama ifade dili yoktu. Konuşma terapisine devam etmemizi söylediler. Yaşıtlarıyla bir arada olduğunda konuşma konusunda kendini zorlayabileceğini, bu nedenle okula başlaması gerektiğini söylediler. Anaokuluna gönderdik ama hiçbir olumlu etkisi olmadı. Kendini çok rahat ifade eden çocuklar arasında hiçbir şey söyleyememek onu daha fazla içine kapattı. Anaokulunda bir yılı dolunca baktım ki hiçbir şey değişmiyor; işi bırakarak tamamen kendim ilgilenmeye başladım. Doktor sosyalleşmesi için diğer çocuklarla iletişim kurabileceği ortamlara mesela parklara götürmemi söyledi. Ama kendini ifade edemediği için dışarı çıkmak da istemiyordu. Anlaşılır olmayan birtakım sesler çıkarıyordu; ben anlıyordum ama çocuklar dalga geçiyordu. İlk etapta sokakların daha tenha olduğu zamanlarda dışarı çıkmaya ikna ettim. En azından evden çıkma kısmını atlatmıştık. Bir sene boyunca sokak sokak gezdik.”

TAHTAYA BAKMIYORDU

Anne Başaran, disleksi nedeniyle Kerem’in eğitim hayatında yaşadığı sıkıntılardan ise şöyle bahsetti: “O dönem okula göndermedim. Önce ifadesini geliştirsin istedim. Tekrar ezilmesini istemedim. Daha sonra devlet okuluna göndermeye karar verdik. Sınıftaki gürültüden rahatsız olduğu zamanlarda masaların altına saklanırdı. Öğretmeni bu süreçte bize çok destek oldu. O sene öğretmeni de ben de, rakamları öğrenme ve bir şeyleri yazma konusunda onu sıkmadık. İlkokula başladığında dersler ilgisini çekmiyor dolayısıyla öğrenemiyordu. Diğer çocukların futbol oynaması ona bir şey ifade etmiyordu. O sadece resim çiziyordu. Öğretmeni, kafasını kaldırıp tahtaya bakmadığını; rehberlikle ya da bir doktorla görüşmemizi söyledi. Defalarca doktora götürmüştük ama kesin bir teşhis konulmamıştı. Yaklaşık bir ay önce disleksi teşhisi kesinleşti. Kaynaştırma raporu aldık. Şimdi ne kadar süreyle özel eğitim alması gerektiğine karar verilecek.”

RESİMLE İFADE EDİYOR

Kerem’in küçüklüğünden bu yana resme büyük bir tutkusu olduğunu ifade eden anne Başaran, “Öğretmenleri, arkadaşları ve veliler sürekli bana Kerem’in ne kadar güzel resim çizdiğini söylüyordu. Bir veli, ‘Neden çocuğu bu konuda uzman birine götürmüyorsun’ dedi. Ama zaten kendini zor ifade ediyordu ve en rahat içini döktüğü şey resimdi. Onu bir kursa götürürsem okuldaki eğitim sistemi gibi 5-6 tane çocuğu oturtup; teknik bilgiye boğarlar diye düşündüm. Onu sınırlamak istemiyordum. Öyle bir yer olmalıydı ki; Kerem, kendi istediği şeyi çizerken tekniği de o şekilde görmeliydi. Bir tanıdığım bana Ayşe Hoca’dan bahsetti. Hemen iletişime geçtik. Kerem’in durumundan bahsettim. Zaten kendisi daha önce özel çocuklara eğitimler vermiş. ‘Hemen gelin başlayalım’ dedi. Kerem ile de çok iyi anlaştılar” dedi.

OKULDAKİ BAŞARISINI ETKİLEDİ

32 yaşındaki resim eğitmeni Ayşe Topçuoğulları, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi mezunu. Yetişkinlere ve çocuklara Bornova’daki A1 adlı atölyesinde özel dersler veriyor. Şimdiye kadar çok sayıda özel çocukla da çalıştı. Kerem ile tanıştığında ilk düşündüğü şey çok farklı bir dünyası olduğuydu. Aralarındaki bağ zamanla kuvvetlendi. Kerem atölyedeyken çok mutluydu ama okuldaki dersler hala ilgisini çekmiyordu. Derken Ayşe Hoca’nın aklına Kerem’in ilgisini çekmeyi başaracak bir fikir geldi. Yazıya ve derslere karşı isteksizliğini resmin yardımıyla neler yapabileceğini düşünürken aklına bir hikaye kitabı gelen hikaye kitabı fikrini şöyle anlattı: “Kerem daha çok çamaşır makineleri ve robotlar çizmeyi seviyordu. İçine kapanık bir çocuk olduğu için mekanik şeylere daha yakın hissediyordu kendini. İlk tanıştığımızda neredeyse hiç konuşmadık ama atölyenin en ince detayına kadar çizdi.  Kendini güvende hissettiğin yerleri ve şeyleri çiziyordu. ‘Mutlu Bulut’ adlı resimli hikaye kitabı ise diyalog kurmaya başladığımızda ortaya çıktı.  Gezdiği gördüğü yerleri resimle anlatmayı çok seviyor Kerem. Yazıya karşı çok isteksiz, belki resimleri çizerse üzerine de bir şeyler yazmak ister diye düşündüm. Bu kitaptan sonra Kerem, yazı yazmayı sevdi. Bu okuldaki derslerine de yansıdı.”

“KENDİ DÜNYASINI ANLATTI”

Yaklaşık 1,5 senedir Kerem ile atölyede çalışmalar yaptıklarını anlatan Topçuoğulları, şunları söyledi: “Yaptığı resimleri görünce çok etkilendim. Kerem’in çok büyük bir dünyası var ve yaptığı resimlerle bunu size hissettiriyor. İlk zamanlar hiç konuşmuyordu, sadece çiziyordu. Zamanla çizdiklerini anlatmaya başlayınca Kerem’in bir hikayesi olduğunu anladım. Dedim ki birlikte bir hikaye kitabı çizelim... Amacımız Kerem’i hem yazmaya hem okumaya özendirmeydi. Sonra ortaya ‘Mutlu Bulut’ çıktı. Kerem bu kitapta kendi dünyasını bize resim ile anlattı. Kerem çizerken silgi kullanmıyor, tek seferde istediği şeyi çizebiliyor. İleride büyük bir ressam olacağına inanıyorum. Görüştüğümüz bir yayınevi çalışanları da kitabın hikayesini dinleyince çok heyecanlandı. 9 yaşındaki bir çocuğun böyle bir kitapla karşılarına çıkmasından çok mutlu oldular. Kitabımız yakın zamanda çıkacak. İstanbul’da ortopedi uzmanı Muharrem İnan’a çok teşekkür ediyorum; bize kitap konusunda çok yardımcı oldu. Kitabın gelirinin tamamı onun eğitim masraflarına harcanacak.”

Haber Merkezi