Sayfa Yükleniyor...
Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi, Kurucu Başkan Prof.Dr. Erkan Yüksel, son yıllarda önemi artan sağlık iletişimi kavramı ve 2-3 Kasımda Erzurumda yapılan 3. Uluslararası Sağlık İletişimi Sempozyumu hakkında bilgiler verdi
YUSUF ÇAĞIRTEKİN-ÖZEL HABER
Sağlık iletişimi kavramını son birkaç yıldır sıkça duymaya başladık. Sağlık Bakanlığının sağlıkta iletişim çalışmaları yapması; kamu spotları veya çeşitli faaliyetlerle vatandaşları bilinçlendirmek için bir uğraşı vermesi, kavramın önemini gözler önüne seriyor. Kavramın ileride önemini arttıracağını düşünen Ege Üniversitesi Gazetecilik Bölümü, bu alanda bir ilki gerçekleştirerek, gazetecilik bölümü başkanı Gülgün Erdoğan Tosun öncülüğünde, bu alanda ilk defa tezli yüksek lisans programı açmıştı. Sağlık İletişiminde hali hazırda birkaç üniversite de tezsiz yüksek programlarının açıldığını biliniyor. Geçtiğimiz ay 2-3 kasım tarihlerinde Eskişehir Anadolu Üniversitesi ve Erzurum Atatürk Üniversitesi işbirliğinde Erzurumda düzenlenen 3. Uluslararası Sağlık İletişimi Sempozyumuna katılan Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi, Kurucu Başkan Prof.Dr. Erkan Yüksel, sağlık iletişiminin önemi ve sempozyum hakkında gazetemiz okuyucularına bilgiler verdi.
SAĞLIKLA İLGİLİ HER TÜRLÜ İLETİŞİM
Sağlık iletişimi kavramının ne anlama geldiğini söyleyerek sözlerine başlayan Erkan Yüksel, Sağlık iletişimi kavramının aslında şudur diyebileceğimiz tek bir anlamı yok. Sağlık iletişimi, sağlık ve iletişimi bir araya getiren, bu ikisinin kesişim kümesini oluşturan genel bir kavram. Örneğin iletişimin bireylerarası iletişim boyutunda sağlık iletişimi hekim, hasta, sağlık personeli ve hasta yakını gibi sağlık kurumlarında görebileceğiniz kişilerin birbirleri arasındaki iletişimi konu alıyor. Kurumsal iletişim boyutunda bir sağlık kurumuna gittiğinizde kurumun sizinle konuşan dili anlamına geliyor. Örneğin hastanedeki yönlendirme tabelalarından tutun da duvarda asılı bulunan posterlere, duvarların renginden çöplerin nereye atıldığına kadar kurumun kurumda yaşayan insanlarla kurduğu iletişimi konu alıyor. Halkla ilişkiler ve halk sağlığı boyutunda örneğin tütün, sigara, alkol, obezite, uyuşturucu, kan bağışı gibi sağlıkla ilgili her türlü kampanyayı kapsıyor. Kitle iletişimi boyutunda gazete, dergi, televizyon ya da internet üzerinde gördüğünüz her türlü sağlık konulu içeriği konu alıyor. Dolayısıyla içinde sağlığın olduğu ve iletişimin söz konusu olduğu her türlü konuyu sağlık iletişimi konsepti içerisinde tanımlayabiliyoruz. Sağlık iletişimi bunlardan birinin değil, tamamının adı diyerek sağlık iletişimi kavramını açıkladı.
ÖNEMİ NEDEN ARTTI?
Sağlık iletişiminin son yıllarda öneminin artmasının sebeplerine de değinen Erkan Yüksel, Türkiyede sağlık sistemindeki sorunlar ve bunun üzerine gelen yeni düzenlemelerin, halkın ilgisiyle birlikte sağlık iletişimini sürekli gündeme getirmeye başladığını söyledi. Erkan Yüksel, Sağlık konusunda toplumdaki algıda son yıllarda bir değişiklik oldu. Sağlık yalnızca hasta olmama hali olarak değil, tam bir iyilik hali olarak tanımlanmaya başlandıktan sonra daha sağlıklı, daha iyi, daha uzun yaşam konusunda insanlar bütün dünyada bu konuya daha fazla önem vermeye başladılar. Türkiyede de sağlık sistemindeki sorunlar ve bunun üzerine gelen yeni düzenlemeler, halkın ilgisiyle birlikte konu sürekli gündeme gelmeye başladı. Medya da son 20 yıldır konuya ayrı bir önem verir hale geldi. Televizyondaki sağlık programlarının bunda büyük bir payının olduğunu söyleyebiliriz. Bir diğer imkan ise internet oldu. İnsanlar sağlık konusunda daha fazla bilgi arayışına girdiler. Tartışmayı büyüten diğer unsurlar ise sağlık alanından bir şekilde elde edilen gelir, medya içeriklerinde sunulan bilgilerin doğruluğu ya da yanlışlığı tartışmasıdır diyebiliriz. Bütün bunlar elbette akademisyenlerin de ilgisini çekti. Sağlık muhabirliği konusunda uzmanlaşma dile getirilmeye başlandı. İletişim fakültelerine bu konuda dersler konuldu. Yeni araştırmalar yapıldı. Tezler, yayınlar üretilmeye başlandı. Yeni eğitim programları hayata geçirildi. Bir diğer yandan da hükümetin sağlık politikalarındaki değişiklikler son yıllarda bu alanda önemli hareketlenmeler sağlandı. Yeni düzenlemeler, yeni yatırımlar, sağlık hizmetlerinin daha nitelikli hale getirilmesi yönündeki çalışmalar bu alanın ivme kazanmasını sağladı. Önümüzdeki yıllarda insanların daha sağlıklı yaşam ve daha nitelikli sağlık hizmetleri alabilme konusundaki talepleri devam ettikçe bu alanda atılacak adımların daha da artacağını söyleyebiliriz dedi.
FACEBOOK İLETİŞİMİMİZİ GÜÇLENDİRDİ
Sağlık iletişimi alanına ilginin artması ve bu alana yönelen akademisyenlerin birbiriyle iletişimini sağlamak adına kurdukları Facebook grubunun, sağlık iletişimi alanındaki gelişmelerden bir tanesi olarak nitelendirilebileceğini de ifade eden Erkan Yüksel, grupta sadece akademisyenlerin değil, öğrencilerin, sağlık muhabirlerinin ve alana ilgi duyanların da olduğunu vurguladı. Erkan Yüksel, 2000li yıllar ilk kıvılcımlanmanın başladığı ve 2010lu yıllar dikkat çekici artışların olduğu yıllar. Ancak yine de bu alanda çalışan akademisyenlerin bir araya gelmesinden, yaptıkları çalışmaları birbirlerini haberdar etmesinden söz edemiyoruz. Sağlık iletişimi akademisyenleri grubu ve ardından başlayan sağlık iletişimi sempozyumu serisi bu etkileşimi sağlamak için kuruldu. Bundan üç buçuk yıl önce Ankara Numune Hastanesinde bir konferansta birkaç akademisyen sağlık iletişimi konusunda bilgilerimizi paylaşma fırsatı bulabildik. Orada kahve arasında kendi aramızda konuşurken yaptığımız çalışmalardan birbirimizin haberinin olmadığını, kendi aramızda bile bu iletişimi sağlayamadığımızı konuşurken bir Facebook grubu kurma fikri aklıma geldi. Hemen orada kurduğum grup sayesinde ilk gün 20den fazla kişinin gruba katıldığını gördük. Ardından bu sayı giderek arttı. Gruptaki yazışmalar çerçevesinde bir toplantı yapıp bir araya gelelim fikrini tartışmaya başladık dedi.
Erkan Yüksel, Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi olarak dekanlığımızla yaptığımız görüşme sonrasında bu etkinliğe ilk biz ev sahipliği yaptık. Bizim uluslararası nitelikte her yıl düzenlediğimiz Communication in the Millennium isimli bu yıl 16ncısını düzenleyeceğimiz bir organizasyonumuz var. Bu organizasyonun ekibiyle birlikte, oradaki deneyimlerimizden de hareketle, aldığımız cesaretle ilk toplantıya ev sahipliği yaptık. İlk toplantıya sanıyorum 100 kadar katılımcı gelmişti. Ertesi yıl ikinci toplantıya daha da fazla katılım olduğunu gördük. Bu yıl ise Amerikada Los Angelesta gerçekleştirdiğimiz CİM2017 toplantısı sırasında sevgili meslektaşım, Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Besim Yıldırım, üçüncü sağlık iletişimi sempozyumuna ev sahipliği yapmak istediklerini söyledi. Kabul ettik ve Erzurumda yaklaşık 100 bildirinin sunulduğu, ulusal boyuttan uluslararası boyuta taşınmış, üç farklı ülkeden katılım sağlanmış oldukça büyük nitelikte çok güzel bir organizasyona ev sahipliği yaptılar. Bu arada Facebook grubumuzun bugün itibarıyla 430 kişiyi aştığını söyleyebilirim. Grubun bu kadar büyümesinde elbette sağlık iletişimi alanında gerek iletişim fakültelerinde ve gerekse tıp fakültesi ve diğer eğitim kurumlarında verilen eğitimlerin de etkili olduğunu söyleyebilirim ifadelerini kullandı.
İLETİŞİM SORUNUNA DİKKAT!
Türkiyede hatta dünyanın en önemli sorunlarının başında iletişim sorunu geldiğini düşünen Erkan Yüksel, Bugün size sorsalar Türkiyenin en önemli soru nedir? diye belki terör, eğitim, hayat pahalılığı, enflasyon, obezite, uyuşturucu madde gibi pek çok meseleden söz edebilirsiniz. Ancak bence bütün bunlardan daha önemli bir sorun var. O da iletişim. İletişim alanındaki sorunları çözmeden diğer sorunlara ilişkin konuşamaz, konuşsanız anlaşamaz, derdinizi anlatamaz, onların söylediklerini anlayamazsınız. İkinci inandığım konu, iletişim fakültelerine Bireylerarası İletişim bölümlerinin açılması. Bunun önemli bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Yurtdışında bunun örnekleri var. Ancak Türkiyede iletişim fakültesi denilince yalnızca kitle iletişimi anlaşılıyor. Günümüz Türkiyesinde bu konu, bu alandaki sorunlar sanki yalnızca psikologlara ve psikiyatristlere bırakılmış durumda. Halbuki yurt dışındaki örneklerine baktığımızda yalnızca bu konuda eğitim veren İletişim Çalışmaları adını taşıyan okullar olduğunu görüyoruz. Oradaki bölüm adlarına bakıyoruz; bireylerarası iletişim, kültürler arası iletişim, liderlik ve kurumsal iletişim, örgütsel iletişim, kriz iletişimi, ikna vs. Umuyorum Türkiyenin içinde bulunduğu şartların da elverdiği ölçüde bu tür bölümler, iletişim uzmanlarını yetiştirmek üzere açılacaktır. Burada yetişecek iletişim uzmanlarının en başta iletişimi çok iyi bilen uzmanlar olarak gerek kendilerine, gerek ailelerine, gerekse topluma büyük katkılar sağlayabileceğine inanıyorum. Düşünsenize her kurumda bir iletişim uzmanı var ve oradaki iletişimi en iyi hale getirmek için çalışıyor, iletişim sorunlarını daha başlamadan en aza indirmeyi başarıyor ve herhangi bir çatışma durumunda yine iletişim sayesinde bu sorunların aşılmasına yardımcı oluyor? Bugün hangi kurumumuzda böyle bir iletişim uzmanı var ve onun danışmanlığından faydalanılıyor? diye konuştu.
SAĞLIK İLETİŞİMİ BÖLÜMLERİ ARTMALI
Sağlık muhabirliği alanına da dikkat çeken Erkan Yüksel, Bu alanda da iletişim fakültelerinde gazetecilik bölümlerinde kimi derslerin verildiğini ya da haber türleri gibi dersler içerisinde bu alanda habercilik uygulamalarının yapıldığını görüyoruz. Ancak bunların sayısı da oldukça sınırlı. Sağlık alanındaki medya içeriklerinin daha iyi gelmesinin yolu bu alanda verilecek eğitimlerle mümkün olacak. Gerek mevcut sağlık muhabirlerinin daha iyi haber yazmalarına yönelik, gerekse yeni muhabirlerin yetişmelerine yönelik eğitim ya da derslerin geliştirilmesinde yarar olduğuna inanıyorum. Konunun bir de sağlık boyutu var. Orada da özellikle tıp fakültelerinde iletişim konulu derslere ihtiyaç olduğuna ilişkin kimi hocalarımızın açıklamalarını görüyor ve bu tür derslerin açıldığını duyuyoruz. Yalnızca tıp fakültelerinin değil, sağlık profesyonellerinin yetiştiği diğer okullarda da iletişim becerileri derslerinin açılmasında yarar var. Şimdilik birkaç üniversitemizde lisansüstü düzeyde sağlık hizmetlerinde iletişim yüksek lisans programları var. Oralarda giderek daha fazla sayıda tez üretiliyor ve uzman yetiştiriliyor. Bu programların daha da yaygınlaştırılması gerekiyor. Bizim açıköğretim fakültesi bünyesinde açtığımız bir e-sertifika programı var. Sağlık kurumlarında iletişim başlıklı sağlık profesyonellerine yönelik bu programda etkili iletişim teknikleri, birey ve iletişim ve sağlık kurumlarında iletişim kitaplarımız okutuluyor. Bu tür program ve eğitimlerin daha geniş kitlelere ulaşması gerektiğine inanıyorum diye konuştu.
SAĞLIK OKURYAZARLIĞI
Son olarak Sağlık Okuryazarlığı konusunda da değerlendirmelerde bulunan Erkan Yüksel, Pek çok şeyin okuryazarlığının gündemde olduğu bir dönemde bir konu da ben önermiş olayım. Aslında sağlık okuryazarlığı konusu birkaç yıldır kimi akademisyenlerin üzerinde araştırma yaptıkları, Türkiyenin sağlık okuryazarlığının pek de ileri olmadığını ortaya koyan araştırmaların bulunduğu bir alan. O halde yapılması gereken bu açığı kapatmak üzere bir şeyler yapmak. Türkiyenin sağlık okuryazarlığı düzeyini yükseltmek. Kısaca buna Türk insanını temel sağlık bilgisi konusunda bilgilendirmek, temel sağlık davranışlarını geliştirmek, sağlık sistemini tanıtmak, sağlık alanında daha bilinçli bir toplum yaratmak da diyebiliriz. Bu sayede sağlık alanındaki kimi sorunların da bertaraf edilmesi mümkün olacak. Bu da sağlık sistemindeki yükün hafiflemesi, sağlık harcamalarının kısılması, insanların daha sağlıklı nefes alması anlamına gelecek dedi.
Haber Merkezi