Sayfa Yükleniyor...
Doğup büyüdüğü Fransa’nın Bordeaux kentinden 24 yaşında ayrılan Christine Perrin, 25 yılını geçirdiği Türkiye’yi yuvası biliyor
Doğup büyüdüğü Fransa’nın Bordeaux kentinden 24 yaşında ayrılan Christine Perrin, 25 yılını geçirdiği Türkiye’yi yuvası biliyor. Perrin, “Yetişkinliğim Türkiye’de geçti” ifadelerini kullandı
Fransa’nın Bordeaux kentinde doğup büyüyen Christine Perrin’in aşkı uğruna yerleştiği Türkiye, yuvası oldu. Tatilini geçirmek için 1989’da Türkiye’ye gelen Christine Perrin, Balıkesir’in Ayvalık İlçesi’nde tanıştığı Türk gencine aşık oldu. Ülkesinde ekonomi eğitimini tamamladıktan sonra Ankara’ya gelen ve 1994’te ilk eşiyle nikah masasına oturan Perrin, 2004’te İzmir’e taşındı. İlk evliliğinde sorunlar yaşayan Perrin, eşinden boşandıysa da doğup büyüdüğü Fransa’ya dönmemeye ve iki çocuğunu da Türkiye’de büyütmeye karar verdi. Fransız Kültür Merkezi’nde çalışan Perrin, arkadaşları aracılığıyla Levanten kökenli Türk vatandaşı Mark Abajoli ile tanıştı. Perrin, sevgiyi yeniden Türkiye’de bulup ikinci kez nikah masasına oturdu. Yaşadığı Karataş semtinden işine bisikletle gidip gelerek, dar sokaklarda fotoğraf çekerek, Türkiye’nin doğal güzelliklerini keşfederek bir ömür geçirmeyi tercih eden Perrin, memleketi olarak da İzmir’i benimsedi.
“SAKİN YERLERE HAYRANIM”
Christine Perrin yaptığı açıklamada, Türkiye’nin keşfedilmemiş, sakin yerlerine hayran olduğunu belirtti. Annesi ve diğer aile üyelerinin halen Bordeaux şehrinde olduğunu dile getiren Perrin, “Fransa’ya her yaz gidiyorum. Küçük oğlum orada yaşıyor. Ama 3 hafta sonra Türkiye’ye, İzmir’e, evime dönmek istiyorum. 24 yaşına kadar Fransa’da okudum, orada büyüdüm ama yetişkinliğim Türkiye’de geçti. O yüzden burası evim oldu” dedi. Perrin, “Türk vatandaşı oldum, bu kültüre de ait oldum. Aslında iki kültür arasındayım. Fransa’da başka bir parçam var, burada başka bir parçam var. Sezen Aksu, Sertap Erener, Candan Erçetin dinlerim. O kadar entegre oldum ki gittiğim düğünde göbek atarım. Zeytinyağlı yemekleri severim. Birazcık da pişiririm” ifadelerini kullandı.Türkiye’nin gizeminden etkilendiğini anlatan Perrin, daha hoşgörülü ve rahat bir yaşamın da kendisi için bu topraklarda mümkün olduğunu ifade etti. “Yabancı gelin” olduğu için hiç sıkıntı yaşamadığını, hatta insanların kendisini sempatiyle karşıladığını dile getiren Perrin, “Beni buraya ne çekiyor tam olarak bilmiyorum. Türkiye ve Fransa’yı karşılaştırdığımda orası daha kurallı ve disiplinli. Türkiye’de ise ‘Bir yol bulunur.’ diyorum, her şeyin çözümü de oluyor. Katolik olduğum için de bir sıkıntı yaşamadım” diye konuştu.
“TÜRK KÜLTÜRÜNÜ BENİMSEDİK”
Perrin’in eşi Mark Abajoli de evlerinde Türkçe konuştuklarını, Türk yemeklerini tükettiklerini söyledi. Türk kültürünü benimsediklerini vurgulayan Abajoli, şunları kaydetti: “Christine, şivesi dolayısıyla ‘Yabancı mısın?’ gibi sorularla karşılaşıyor ama bu insanlara biraz da sevimli geliyor. Christine benim gözümde Türk vatandaşı. Her zaman emeklilik planı yapıyoruz ve onun doğduğu yerlere gitmeyi öneriyorum. Bana diyor ki ‘Ben 49 yaşındayım. Bunun 25 yılı Türkiye’de geçti.’ En iyi bildiğin yer, senin evindir. Biz Türkiye’yi evimiz olarak görüyoruz.” AA/İZMİR
Haber Merkezi