Türkiye’de antrenörlük sorunu var

Altınordu Futbol Kulübü Teknik Direktörü Hüseyin Eroğlu, Türkiye’de antrenörlük sorunu olduğunun altını çizerek, “Çalışmayı, emek vermeyi çok sevmiyoruz. Ülkemizde herkesin gözü A Takımda, herkes üst taraftan başlamak istiyor” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 04.06.2017 07:14
  • Güncelleme Tarihi : 04.06.2017 07:14
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Türkiye’de antrenörlük sorunu var

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN

Altınordu Futbol Kulübü Teknik Direktörü Hüseyin Eroğlu, Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi (BESYO) Antrenörlük Eğitimi Bölümü tarafından düzenlenen panelde öğrencilerle bir araya geldi. Panelde antrenörlük deneyimlerini anlatan Eroğlu, öğrencilere altın tavsiyelerde bulundu.

1992 yılında üniversiteden mezun olan Eroğlu, 25 yıl aradan sonra tekrar okulunda olmaktan dolayı mutlu olduğunu dile getirdi. Panele daha önce gelmek istediğini ancak futbol sezonu devam ettiği ve yoğun tempo ile çalışmalarda yer aldıklarından dolayı gelemediğini söyledi. Teknik direktörlük kariyerine öğrencilik yıllarında başladığını belirten Eroğlu, Altınordu Futbol Kulübünün A Takımı hocası olma serüveninin çok kolay olmadığına vurgu yaparak şöyle devam etti: “Bu aşamaya gelene kadar çok çalıştım. Daha da çalışmaya, kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Antrenörlük hayatımda ulaşmak istediğim hedeflerim var.”

EN ALTTAN BAŞLAMAK DOĞRUDUR

Türkiye’de en büyük sorunlardan bir tanesinin de antrenörlük sorunu olduğuna dikkat çeken Eroğlu, “12 yıl boyunca profesyonel futbol oynadım. Daha sonra da antrenörlük için çalışmalara başladım. Türkiye’de üç büyüklerde oynamıyorsanız ya da popüler değilseniz antrenörlük için çok gerilerden başlıyorsunuz. Eğer iyi bir antrenör olmak istiyorsanız aslında en alttan başlamak daha doğrudur. Gelişimi düzenli bir şekilde sağlamak çok önemli. Şu anda Real Madrid’in antrenörü Zidane, Real Madrid U17 takımını çalıştırdı. Daha sonra ise A Takımın başına geçti. Maalesef ülkemizde herkesin gözü A Takımda, herkes üst taraftan başlamak istiyor. Türkiye’de en büyük sorunlardan bir tanesi de antrenörlük sorunu var. Çalışmayı, emek vermeyi çok sevmiyoruz. Ama bunu değiştirecek olanlarda sizlersiniz.Antrenörlük eğitimi alıyorsunuz ve bu algıyı değiştirmek sizin elinizde” dedi.

SERÜVEN BUCA AKADEMİ’DE BAŞLADI

Öğrencilik yıllarında Çamdibigücü’nde futbola başlayan ve Ege Bölgesi’nde farklı kulüplerde kariyerini sürdüren Eroğlu, futbola veda ettikten sonra antrenörlük kariyerine Bucaspor Futbol Akademisi’nde ilk adımı attığını söyledi. Eroğlu, “2007 yılında Buca Akademide Antrenörlük görevine başladım. Sadece işime odaklandım, kendimi geliştirdim. Buca’daki dönemimizde şu anda Fenerbahçe’de forma giyen Salih Uçan’ı yetiştirdik. Salih Uçan benim öğrencimdi. Buca’daki 4’üncü yılımın sonunda sezonun bitimine 9 hafta kala Sait Karafırtınalar hocamızın yardımcı antrenörü oldum. Bunu çok çalışarak ve kendimi geliştirerek yaptım” diye konuştu.

PLAY-OFF’U KIL PAYI KAÇIRDIK

Profesyonel antrenörlük kariyerinin 5 sene önce Altınordu’da başladığını belirten Hüseyin Eroğlu, sadece Türk oyunculardan kurulu bir takım çalıştırdığını ve Türkiye Futbol Federasyonu 1.Lig’de Play-off turunu averajla kaçırdıklarını vurguladı. “Başkanımız Seyit Mehmet Özkan Bey ile çalışmaktan dolayı çok mutluyum” diye konuşan Hüseyin Eroğlu şöyle devam etti: “Kendisiyle Buca’dan beri süre gelen bir birlikteliğimiz var. Gelişimimde büyük katkılar sağladı. Mehmet Bey ile başladığım antrenörlük süreci Altınordu’da devam etti. İlk A Takım antrenörü olarak Altınordu’nun başında 5 yıl önce sahaya çıktım. Altınordu gibi büyük ve köklü bir camiada A Takımın başında antrenör olmak, büyük sorumluluk istiyordu. Bu süreçte 3. ve 2. lig’de şampiyonluklar yaşayarak 1. lig’e çıktık. Şimdi ise 1. lig’de coşkulu, güzel futbol oynayarak güzel işler yapmaya çalışıyoruz. Bildiğiniz gibi play-off’u kıl payı kaçırdık.”

ÖRNEKLER ÇOĞALMALI

Altınordu’nun Türk futbolunun kurtuluşu olarak bakıldığını değinen Eroğlu, altyapıdan yetişen oyunculara önem verdiğini belirterek, “Türkiye’de Altınordu’ya bakıldığında Türk futbolunun kurtuluşu gözüyle bakılıyor. 5-10 tane daha kulübümüz Altınordu gibi olursa, Türk futbolu için büyük bir değer oluşturacaktır. Bize sağlanan tüm imkanları en iyi şekilde değerlendiriyoruz. Şu anda Freiburg’da Çağlar Söyüncü, Başakşehir’de Cengiz Ünder Altınordu sisteminin meyveleri. Çağlar Almanya’da yılın on birine seçildi. Cengiz için daha önce bir açıklamamda ‘Emre Mor’dan daha iyi oyuncu’ olduğunu söyledim. Cengiz daha da iyi olacak. Bu iki oyuncunun transfer onayını gönül rahatlığıyla verdim. Çünkü vakitleri gelmişti. Çağlar Avrupa’da ve artık Cengiz’in de gelişimini devam ettirebilmesi için Avrupa’ya gitmesi gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.

AZİM GEREKİYOR

Antrenör olarak inişli çıkışlı, zorluklar yaşadıkları dönemler olduğunu ifade eden Eroğlu, “Ama inandığınız hedeflere ulaşmak için de çok çalışmak ve azimli olmak gerekiyor. Antrenörlük için kendini adayan öğrencilerimize her zaman desteğe hazırız. Kendinizi geliştirdiğinizde fark yaratabilirsiniz. Bir antrenörün gelişimi için en doğru adresin Altınordu’nun olduğunu düşünüyorum. Çünkü size bütün imkanlar sunuluyor. Geriye sadece bu sunulan imkanların karşılığını sahada göstermek kalıyor. Dışarıda bir antrenör sirkülasyonu var. Biz ekibimizle birlikte 10 yıldır beraberiz. Altınordu istikrardan yana olan bir kulüptür” dedi.

YENİLİKLER TAKİP EDİLMELİ

A Takımdan başlayarak U15 yaş kategorisine kadar kendisinin ilgilendiğini ve yakından takip ettiğini belirten Eroğlu, “Alman futbolu benim için çok önemli. Sahada çok iyi mücadele ve oyun var. Oradaki uzmanlar ve hocalarla devamlı iletişim halindeyiz. Gerçekleştirilen herhangi bir eğitimde ben gidemesem dahi yardımcılarımdan bir tanesi muhakkak eğitime katılıyor. Başarıyı yakalamak için yenilikleri takip etmek gerekiyor. A Takımımız hangi sistemde oynuyorsa diğer yaş kategorilerde aynı sistemde oynuyor” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi