- Yaşam
- 19.05.2025 12:42
Lösemi hastası Gülçin Ege için 1,5 ay önce Türkiye’de yaşayan bir donörden uygun ilik bulundu. Donörün bağıştan vazgeçmesinin ardından yeniden tarama yapıldı ve bu kez umut ışığı yurtdışında yandı. Yakın zamanda nakil olmayı bekleyen Ege, donör çağrısı yaparken bir de uyarıda bulundu: “Vazgeçecekseniz donör olmayın.”
ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
İlik nakli başta lösemi gibi kanser türleri olmak üzere birçok hastalıkta hayat kurtarıyor. Türkiye’de ilik nakli başarıyla uygulanıyor ama ihtiyaç duyulan ilik, genellikle yurtdışından bulunuyor, bu da hastalara zaman kaybettiriyor ve tedavinin seyrini etkiliyor. Hastalara göre hiçbir gerçeklik payı olmamasına rağmen toplumda kulaktan kulağa yayılan ‘Ölürsün, sağlık sorunları yaşarsın, vücudundan parça eksilecek, yarım insan olarak yaşayacaksın’ gibi söylentiler bağışçıları korkutuyor. İzmir’de yaşayan 53 yaşındaki Gülçin Ege de, böyle düşünenlerden. Yaklaşık 1,5 yıl önce grip için gittiği hastanede lösemi olduğunu öğrendi. Vücudu ilaç tedavisine olumlu tepki vermeyince tek şansının ilik nakli olduğunu öğrendi. Kemik İliği Bankası kanalıyla hem Türkiye hem yurtdışında donör taraması başlatıldı. 1,5 ay önce Türkiye’de yaşayan bir donörden yüzde 95 uyumlu ilik bulunduğuna dair haber aldı. Heyecan ve umutla nakil gününü beklerken, donörün ilik vermekten vazgeçmesiyle büyük üzüntü yaşadı. Bunun üzerine tekrar yapılan taramada yurtdışından iki bağışçısının dokuları Ege ile eşleşti. Şimdi yapılacak detaylı testlerin ardından ilik nakli olacağı günü bekliyor. Herkesi donör olmaya davet eden Ege, bir de uyarıda bulundu: “Vazgeçecekseniz donör olmayın.”
TEK ŞANSI İLİK NAKLİ
Yaklaşık 1,5 yıl önce grip için gittiği hastanede lösemi olduğunu öğrenen 53 yaşındaki Gülçin Ege, “Hastaneden yapılan tetkikler sonucunda Kronik Myleoid Lösemi (KLM) teşhisi konuldu. Vakit kaybetmeden hemen ilaçla tedaviye başlandı. Ama vücudum tedaviyi kabul etmedi ve akut lösemiye dönüştü. Üç kez kemoterapi aldım. Şimdi nötropeni denilen dönemdeyim. Yani kan değerlerim çok düşük, bağışıklık sistemimin en kötü olduğu dönem... Yaklaşık 3 aydır hastanede kalıyorum ve 2 aydır da ilik nakli olmayı bekliyorum. 1,5 ay önce yüzde 95 uyumlu ilik bulunduğuna dair haber aldık. Bağışçı Türkiye’dendi ama sonradan vazgeçtiğini öğrendik. Maalesef bu tür durumlar olabiliyor. Donörler korktukları için veya başka sebeplerle sonradan vazgeçebiliyor. Donörün ikna edilmesi için her türlü çaba sarf ediliyor ancak gönüllülük esasına dayandığı için bağışçı kesin olarak kararını vermişse bir şey yapılamıyor. Bir umut ışığı yakıyorlar ama sonra vazgeçiyorlar. Bu insanı kahreden bir şey. Neyden korkuyor ya da çekiniyorlar bilmiyorum ama endişe etmelerini gerektirecek bir durum yok. Lütfe herkes donör olsun ama şunu da söylemek isterim ki vazgeçecekseniz donör olmayın” dedi.
BU KADAR DUYARSIZLIK OLAMAZ!
Eşi için Türkiye’de yaşayan bir donörden uygun bir ilik bulduklarını fakat bağışçının sonradan vazgeçtiğini anlatan Altemur Ege ise, “Muhtemelen donörlerin bağış yapmaktan son anda vazgeçmelerinin nedeni, ortalıkta dolaşan yalan yanlış bilgiler. Zannediyorlar ki, anestezi ya da cerrahi girişim yoluyla ilik verecekler. Halbuki bu çok basit bir işlem. Geçen ay bu konuyla ilgili detaylı bir yazı yazdım. Bir hayat kurtarmaları için sosyal medya ve telefon rehberim üzerinden tüm arkadaşlarıma çağrı yaptım. Bilinenin aksine bunun bir yan etkisi olmadığını anlattım. Çoğu kişiden geri dönüş alamadım. Kaçı gidip bağışta bulundu bilmiyorum. Bu kadar duyarsızlık olamaz! Doktorlar da yanlış bilindiği için insanların donör olmaya sıcak bakmadığını söylüyorlar” ifadelerini kullandı.
YURTDIŞINDA VAZGEÇEN OLMUYOR
Yurtdışında bulunan uygun iliğin bazı testlerin ardından yakın zamanda eşine nakledileceğini kaydeden Ege, ayrıca şunları söyledi: “Nakil için detaylı testler yapıldı. Şimdi sonuçları bekliyoruz. Doktorlar bir şimdiye kadar yurtdışındaki herhangi yurtdışı bankasından bulunan donörlerden vazgeçme olmadığını, o bilincin oturduğunu söylüyorlar. Ama ülkemizde vazgeçişler çok oluyor. Bu da hastalara vakit kaybettiriyor. Tekrar örnekler alınıyor testler yapılıyor. Nereden baksanız 2 ay geçiyor. Bu da lösemi hastaları için kritik bir süreç. En başında insanların doğru bilgilendirilmesi lazım. İlik tutarsa ne gibi işlemler yapılacağı bağış esnasında insanlara anlatılmalı. Yarın belki sizin başınıza da gelecek ve siz de aynı şekilde donör arıyor arayacaksınız… Herkes normal hayatına devam ederken bir anda teşhis konuluyor ve süreç başlıyor. Aslında herkes yarın kendisinin de başına geleceğini düşünerek hareket etmeli.”