Velilerin ve öğrencilerin korkulu rüyası

Her yıl okulların içinde ya da çevrelerinde pek çok tehlike yaşanıyor. Haraç kesmek isteyen çeteler, uyuşturucu satıcıları, tacizler, darp ve daha pek çok tehlike yine pusuya yatmış durumda


  • Oluşturulma Tarihi : 01.02.2018 06:47
  • Güncelleme Tarihi : 01.02.2018 06:47
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Velilerin ve öğrencilerin korkulu rüyası

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER

Sömestr tatilinin bitmesine son 1 hafta kaldı. Kendi çocuğunuzu koruyorsunuz diye içiniz rahat olmasın. Sınıfta ya da okulda koruyamadığınız, umursamadığınız her çocuk, sizin çocuğunuz için de tehlike olabilir. Veyahut okullarda yaşanabilecek her türlü taciz, şiddet olayları hem sizi hem de çocuğunuzu içinden çıkamayacağınız bir psikolojiye sürükleyebilir. Psikolog Öznur Ulaş Köseoğlu, yaşanan taciz ve şiddet olayları karşısında çocuğun psikolojik durumunu ve böyle bir sorun varsa nasıl çözüm getirilebilir aşamasını bizlerle paylaştı.

EN ÖNEMLİ ADIM…

Cinsel saldırı olaylarının nadiren yargıya bildirildiğini aktaran Psikolog Öznur Ulaş Köseoğlu, böyle bir durumda en önemli adımın psiko-sosyal destek olduğunu belirtti. Köseoğlu şöyle konuştu: “Hele Türkiye’de herkesin mağdura adeta suçluluk yüklediği bir yere baktığımızda bunun bildirilme oranı çok daha düşük. Okullarda böyle olaylar yaşandığında genellikle ‘Kimse duymasın, okulumuzun adı lekelenmesin’ diyerek, mağdura destek olması gerekenler olayların üzerini kapatabiliyor. Tabii ki böyle davranmayanları tenzih ederek söylüyorum, az sayıda da olsa öğrencilerine sahip çıkan okul yöneticileri var. Böyle bir durumda en önemlisi psiko-sosyal destektir. Kişi ancak bu destekle kendini iyi hisseder. Belki de onarıma gidecek bir sonuca ulaşabilecekken, sosyal destek grupları bu durumu ele alamazlarsa mağdur daha fazla çaresizlik, korku, suçluluk ve utanca maruz kalacaktır.” Köseoğlu, eğitici-öğrenci ilişkisinin bir güç ilişkisi olduğunu hatırlatırken, eğiticilerin büyük bir sorumlulukları olduğunu da şu sözlerle kaydetti: “Öğrencinin dersten bırakılacağından korkması bir baskıdır ama zaman zaman insanlar eğiticilerine hayranlık da duyabilir. Burada güç sahibi konumunda olan eğiticinin bu hayranlıktan ve ilişkiden kaçınması gerekir. Yani öğrenci ilgi duysa bile bu bir güç ilişkisinden doğduğu için taciz ve kötüye kullanma söz konusudur.”

ÖĞRETMENE MOBBİNG

Eğiticilerin karşılaştığı bir diğer sorun da öğrencilerini koruduklarında ve tacizi ifşa ettiklerinde kendilerine yönelen mobbing ve yalnızlaştırma. Köseoğlu, olayın üstünü örtmeyen ve ifşa edenleri ‘cesur öğretmenler’ olarak tanımlıyor ardından şöyle ekliyor: “Rehber ve danışman öğretmenlerle bunu sık sık konuşuyoruz, gidip yöneticisine ihbar ettiğinde rehber öğretmene mobbing uygulanıyor, işten çıkarılanları biliyoruz sadece bu durumu açığa çıkarttığı için. Bu olmadığında ise Milli Eğitim Bakanlığı taciz uygulayan eğiticiyi o okuldan alıp başka okula gönderiyor. Böylece ne oluyor? Çocuklara cinsel taciz uygulayan kişiler bu sefer diğer okuldaki öğrencileri tacize başlıyor.”

ÖĞRETMENLER NASIL YAKLAŞMALI?

Peki, öğrencisi cinsel şiddete maruz kaldığında bir öğretmenin yapması gerekenler neler? Köseoğlu şöyle sıralıyor: “Öncelikle öğretmenlerin çocuğa inanmaları gerekiyor. Mağdur için en onarıcı duygu ‘bana inanıldı ve bunu yapan kişi cezasını alacak’ duygusudur. Eğer eğitici yaşananı mağdurun arkadaşından duyduysa, mağduru rahatsız etmeden ona yaklaşarak bir şeye ihtiyacı olup olmadığını öğrenebilir. Eğiticiler unutmamalı ki, böyle bir olay görmezden gelinemez. Bu cinsel saldırılar o anda sonlanmış olsa bile kişinin üzerinde çok uzun yıllar etkiler bırakabilecek durumlardır. Bu durumun açığa çıkması için yapılacakların iyi planlanması gerekiyor. Normal koşullarda yönetime bildirmesi lazım. Eğer çocuğun ailesi buna müsaitse, onların desteğini alarak bu durumun açığa çıkmasını, yasal olarak başvuruda bulunulmasını sağlayabilir. Eğer aile buna müsait değilse, yani çocuk eve döndüğünde zarar görecekse, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı aranır. Çocuk korumaya alınır ve olay öyle açıklığa kavuşturulur. Bu süreç, tek başına üstlenilebilecek bir durum değil. Eğiticiler, kendilerine destek olabilecek diğer öğretmenleri bulamadıklarında bu konuda çalışan kurumlarla iletişime geçip destek isteyebilirler. Öğrenciyi güvenlik içinde tutmak, saldırgan öğretmenin hışmına uğramamasını sağlamak gerekir. Bir öğretmen, hem kendisinin hem de mağdurun etrafındaki sistemi güçlendirirse daha iyi bir sonuç alır.”

Haber Merkezi