Bir Gün Değil, Her Gün
- Oluşturulma Tarihi : 29.11.2025 10:19
- Güncelleme Tarihi : 29.11.2025 10:19
Bir Gün Değil, Her Gün
3 Aralık Dünya Engelliler Günü…
Hani bazı tarihler vardır ya, takvimde durur ama hayatın içinde çok daha derin anlam taşır. İşte bu gün de öyle bir gün. Ama gelin dürüst olalım: “Bir gün kutlayıp, sonra eski tas eski hamam devam edelim,” anlayışı artık kimseye yakışmıyor. Hele İzmir’e hiç yakışmıyor.
Bizim İzmir başka…
Kordon’undan Karşıyaka’sına, Buca’dan Balçova’ya kadar her köşesinde kendine has bir özgürlük havası esen bir şehir burası. Ama o özgürlüğü herkes eşit yaşayabiliyor mu?
İşte esas soru bu.
Geçen gün Alsancak’ta yürürken bir tekerlekli sandalye kullanıcısının kaldırımda sıkışıp kaldığını gördüm. Rampanın önü araba dolu, kaldırım yüksek… Adamcağız yarım saat uğraştı. “Abi yardım eder misin?” dedi, ettim tabii. Ama içimden de dedim ki: İzmir gibi bir şehirde bile hâlâ bunları yaşıyorsak, vay halimize…
Engelli bireylerin ihtiyacı “yardım” değil aslında; “engelsiz bir düzen”.
Kimse kimseye muhtaç olmadan, rahat rahat, özgürce yaşayabileceği bir şehir.
Bakın, İzmir’in sokaklarını bilen bilir. “Tamam yaa hallederiz,” kültürü çok baskındır. Ama işte bu “hallederiz”in sonu çoğu zaman çözüm olmuyor.
Kaldırım rampası yapılacak—“Halledersin abi.”
Otobüslerde erişilebilirlik sağlanacak—“Tamam tamam, bakarız.”
Sonuç? Aynı tas, aynı hamam.
Ama bakmayın böyle söylendiğime, bu şehirde güzel şeyler de olmuyor değil.
Engelli spor kulüplerinin başarıları, sahildeki hissedilebilir izler, yeni açılan engelsiz parklar… Bunlar umut veren adımlar. Fakat yetiyor mu?
Yetmez.
Çünkü mesele sadece fiziksel engeller değil.
Mesele zihinlerdeki engeller.
'Yapamaz, edemez' bakışı.
'Çok da önemli değil' tavrı.
İşte o kafa yapısını değiştirmedikçe hiçbir proje tam anlamıyla işe yaramayacak.
Bu yüzden 3 Aralık, bir kutlama günü değil; bir hatırlatma günü aslında.
Hepimize diyor ki:
“Bir günlüğüne değil, her gün düşün bunu.”
İzmir’in güzel insanlarına buradan sesleniyorum:
Sokağında gördüğün engeli bildireceksin.
Yürümeyi, gezmeyi, yaşamayı herkes için mümkün kılacaksın.
Belediyene hesap soracaksın.
Komşunun zorlanıyorsa kol kanat gereceksin—ama acıyarak değil, eşit olduğun için.
Çünkü biz İzmiriz.
Kimseyi arkada bırakmayız.
Daha iyisini de yaparız, yeter ki gerçekten niyet edelim.
3 Aralık’a bugün böyle bakalım:
Sadece bir takvim yaprağı değil, daha vicdanlı, daha adaletli bir İzmir’in hatırlatma notu.