Sayfa Yükleniyor...
İnsan, yaşamını ‘iki temel’ ilkenin üzerine inşa eder...
1- İkna olmak...
2- İkna etmek...
İlk nefesten son nefese kadar verilen çabanın özünde bu iki ilke karşımıza çıkar...
Üstelik sadece bize özgü değildir bu durum...
‘Ol’ demesiyle kainatı yarattığını inandığımız Tanrı bile aynı yönteme başvurur...
İnsanları ikna etmek için peygamberleri, peygamberleri ikna etmek için Cebrail’i gönderir...
Bütün dinlerin temelinde ‘ikna’ vardır...
Gücü sonsuz olan yaradanın başvurduğu bu yöntem, sanki insanoğlunun sırtına ömür boyu taşıyacağı bir yük olarak yüklenmiştir...
Karşımızdakini ikna etmek için kimi zaman tanınmış isimlerin, büyük büyük adamların, tarihte öne çıkmış insanların arkasına sığınırız....
Sokrates bunu dedi, Freud bunu söyledi, Marks şuna işaret etti demenin temel sebebi o insanların ünü üzerinden karşımızdakini ikna etmekten başka bir şey değildir...
‘Bana karşı gelmek kolay, sıkıysa Focualt’a, Aristoteles’e, Platon’a, Spinoza’ya karşı gel’ demenin ana gerekçesi budur...
Yaşımız, cinsiyetimiz, etnik kimliğimiz, mezhebimiz, ideolojimiz ne olursa olsun ‘ikna olmakla’, ‘ikna edebilmek’ arasında savrulup dururuz...
İkna edebilme konusunda başarısız olanların ortak özelliği hayatları boyunca ‘psikolojik’ sorunlarla boğuşmak zorunda kalmalarıdır.
‘Şiddet’, genellikle bu dönemde başvurulan bir yöntemdir...
‘İkna’ edememenin yarattığı boşluğu doldurmak için en ideal yöntemdir şiddet...
Boşluk ne kadar büyükse, şiddet de o derece şiddetli olacaktır elbette...
Çevrenizdeki insanlara bakın; hayatta başarısız olanların ortak özelliğinin insanları ikna etme konusunda yetersiz, beceriksiz ve başarısız olduklarını göreceksiniz...
İnsan bir yönüyle ikna etme konusunda yanıp tutuşurken diğer yönüyle de ikna olabilmek için arzu dolu bir iştahla arayıştadır...
Garip bir ikilemdir bu...
İçgüdüsel olarak zayıflığının farkında olan insan bu açığını ‘ikna olarak’ tamamlamak ister...
Kendisinden daha büyük bir gücün parçası olmak için ikna olması gerektiğini bilir...
Bir yandan çevresini ikna etmek için varını yoğunu ortaya koyarken, diğer yandan çevresi tarafından ikna olmak için gizliden gizliye yanıp tutuşur...
Bir ağaç gibi toprağa kök salabilmesinin tek yolu kendisinden daha güçlü olana dahil olmak, bunun yönteminin de ikna olmak olduğunu bilir...
Bilemiyorum...
‘İkna olmak’ ve ‘ikna etmek’ konusunda ikna edici olabildim mi?
Yeni yılda hayat karşınıza iyi insanları çıkartsın...
Gerisi zaten çok daha kolay olacaktır...