Evet ülkemiz kadına seçme ve seçilme hakkını ilk veren, kadına verdiği değeri bu kararı ile tüm dünyaya ilk duyuran ülkelerden biriyiz.
Hatta birçok Avrupa ülkesi bizim ülkemizden çok daha sonra hatta yakın tarihimizde kadınlarına seçme ve seçilme hakkı tanımışlardır.
Bakalım ne zaman ne tür hakları kadınlara tanımış bu güzel ülkemiz.
1930 yılında yapılan yasa düzenlemeleri ile Yerel seçimlere katılma, seçme ve seçilme hakkı tanınmış, Belediye başkanı seçme ve seçilme hakkı verilmiş kadınlarımıza.
1933 yılında ise köy kanununda yapılan değişiklik ile kadınların köy muhtarı seçilmesi ve seçmesi yasallaşmış, kadınlar bu tarihten sonra köy muhtarı seçilebiliyor, heyetlerde yer alabiliyorlardı. Bu kanun düzenlemesinden sonra yapılan ilk yerel seçimlerde, Gül Esin isimle kadın muhtar adayı seçimleri kazanarak, Türkiye Cumhuriyetinin ilk kadın muhtarı olmuştur. Aydın ili Çuine İlçesi Demirdere Köyü muhtarı olmuştur. Bu gün bu köy ilçe olmuştur. Aydın ili Karpuzlu İlçesi.
1934 yılına gelindiğinde ise milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınmış ve seçimlerde kadınlar milletvekili olarak seçilmişlerdir.
Günümüze kadar da bu uygulamalar devam etmektedir. Ancak yeterli sayıda kadınlarımızı Milletvekili veya belediye başkanı gibi karar mekanizmalarında yer almadıklarını görüyoruz.
Elbette daha çok kadını milletvekili olmalı, daha çok belediye başkanı ve muhtar olmalı.
Gelelim Kadına yapılan şiddete, nasıl ki kadınlara seçme ve seçilme hakkı vermede öncü bir ülke isek, kadın cinayetlerinde de hatırı sayılır bir sıralamada bulunuyoruz.
Acaba kadınlara seçme ve seçilme hakkı verirken yanına (kadınların erkeklerle eşit yaşam hakkı vardır) cümlesi eklemek mi gerekliydi.
Vatandaş uyan, uyan, bu ülkede neredeyse her gün kadın cinayete haberi duymaktayız.
Sayın milletvekilleri, sayın yöneticiler, karar mekanizmalarının en başında bulunanlar, neden halen kadın cinayetlerinin, vahşetlerinin önüne geçilmesi için gerekli çalışmalar yapılmaz.
Neden kadınlara sahip çıkamıyoruz. Bu ülkede kadınlar neden cinayetlere kurban gidiyor.
Bu vahşete ne zaman dur diyeceksiniz. halk lanetliyor, ancak karar merciinde sizler varsınız. ama bir gün vicdanların adaleti tecelli edecektir.
Kadın cinayetlerinin sonucunda suçlular neden gerekli cezaları almıyor, halen kılık kıyafeti nedeniyle indirimler yapılıyor. Basına yansıyan davalar ayrı, yansımayan davalar ayrı cezalarla mı neticeleniyor.
Kadınlarımıza sahip çıkalım. Sayın milletvekilleri, sayın, yöneticiler, sayın savcılarımız ve hakimlerimiz, hepimizin annesi, kız kardeşi, kızı, eşi kadın, bir yanımızda hep bir kadın var ki bu kadınlar hepimiz için en kıymetlimiz. Bir şeyler yapmak için yakınlarımıza bir şey olmasını beklemeyelim. Bir an önce eğitim, güvenlik gibi konularda halkımızı bilinçlendirelim. Canilere en ağır cezaları vermekten çekinmeyelim. Ülkemizin üzerinde bulunan bu kadın cinayetleri ayıbını bir an önce yok edelim.