Kır Atın Teri…


  • Oluşturulma Tarihi : 07.05.2025 08:52
  • Güncelleme Tarihi : 07.05.2025 08:52

Aslında siyasi gündemin ne kadar yoğun olduğunun farkındayım. Hepimiz gündemi yakından takip ediyoruz. Siyasi yorumlar yazmayı çok istiyorum ancak böyle dönemlerde de kitap okumanın önemini vurgulamak için sık sık kitaplar ve yazarları hakkında bilgi vermeyi daha çok seviyorum. Her şey okuma ve öğrenme ile başlar. Okuyup öğrendiklerimizi hayatımıza yansıtmak da okumaktan daha önemli bir husus.
Sizlere Yazar Emine Schröder ve “Kır Atın Teri” isimli eserinden söz etmek istiyorum. 
Anı-roman tarzında yazılan bu esire mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. Ben okurken hiç sıkılmadığımı belirtmek isterim. İsterseniz yazar hakkında birkaç bilgi paylaşayım. Emine Schröder, Kadirli, Osmaniye’de doğan yazar, ilk ve orta öğrenimini burada tamamlamış. Çocukluğu okul dışında yaylalarda ve pamuk tarlalarında geçmiş. 1992 yılında Almanya’ya giderek Berlin’e yerleşmiş, garsonluk ve tezgâhtarlık yapmıştır. Daha sonraki yıllarda sosyal projelerde çalışırken göçmen çocuklarının eğitim ve öğretim eşitliği için mücadele etmiş. Eğitmen meslek okulunu bitirdikten sonra sosyoloji eğitimini tamamlamış. Fotoğraf sanatçısı olan Emine Schröder, Şirince’de Baptist Kilisesinde açtığı “Düş Kapanı” fotoğraf sergisi ve hikâyesiyle birçok ziyaretçinin hayatına dokunmuştur. Kır Atın Teri, Yazar Emine Schröder’in yayınlanmış ilk eseridir. Aslında eser hakkında yazmak istediklerim var ama ben yorumu okurlara bırakmayı seçtim. Eserin içinde, Kır Atın Teri, Çete Bayramında, Yayla Zamanı, İlkokul, Çomçalı Gelin, Yeri Belli Olsun, Tuttuğum Balığı Kimsenin Yemesine İzin Vermeyeceğim, Yörük kadını, Evlat İşte Evlat. Ek Yeri Yok, Kır At Şaha Kalkınca, Ziya’yı Vurdular, Beyaz Altın, Gasbalık Açılınca, Berlin’de İlk Gün, Kahramanım gibi başlıklar olduğunu belirtmek isterim. 
Kır Atın Teri isimli eserin arka kapak yazısına yer vererek köşe yazımı bitirmek istiyorum. 
“Kendimi bildim bileli edindiğim deneyimleri, hayata bakışımı, insanın insana ne kadar ihtiyacı olduğunu, iyi ile kötünün içindeki zıtlığın hayati önemini, beni ben yapan ne varsa, dönüp dolaşıp hep anama bağlıyorum. O nasıl bir anaydı ki hayatımın her döneminde aldığım nefes oluyor, çıkmaz sokaklarda yolumu bulmamam kılavuzluk ediyordu. Upuzun boyu, yüzünün iki yanında sarkan örükleri ve güneş yanığı teniyle benim için sanki bir Kızılderili kadınıydı. Ne zaman bu Türkmen kadınının ritüellerini, insana, hayvana, tabiata bağlılığını hatırlasam yüzümde kocaman bir gülümseme oluşur. İşte benim hayatta tek örnek aldığım kadın o. Benim anam o. Tekrar belirtmek isterim ki kitaplığınızda yer açmanız gereken harika bir eser. 

Kır Atın Teri…
Cemal Durmaz
Yazarımız Kim ?

Cemal Durmaz