Sayfa Yükleniyor...
Mart ayından bu yana, salgını önlemenin, yayılmasını yavaşlatmanın veya önüne geçilmesinin en önemli kurallarından birinin MASKE TAKMAK olduğunu artık bilmeyen yok sanırım. Evet, bilmeyen yok sanırım dedim ama halen bilmeyen var sanırım. Aslında herkes biliyor. Televizyonlardan, radyolardan ve gazetelerden öğrendik. En azından bu basın organlarından birsinden Maske takmanın önemini dinledik. Birçok şehrimizde de maske takmamanın cezası olduğunu, maske takma zorunluluğu bulunduğunu da yine televizyon kanallarında gördük.
Ben size pazar günü Karşıyaka İlçesi Bahçelievler Mahallesi’ndeki kapalı pazar yerindeki korona önlemleri hakkında izlenimlerimi anlatmak istiyorum. Pazar yeri inanılmaz kalabalık, insanlar üç beş kuruş daha ucuz veya daha taze sebze ve meyve almak için pazar yerini doldurmuşlar.
Her yerde görüyoruz ya kalabalık olmayacak. Düğünler, asker uğurlamaları vb. yasak ama pazar yerinde hiç yasak yok. İnsanlar sıkış tepiş ilerlemeye çalışıyor.
Pazar yerinde en çok gözüme çarpan olay, çok kalabalık olması. Bunun yanında en olumlu olay ise VATANDAŞLARIN, PAZARA ALIŞVERİŞE GELEN İNSANLARIN yüzde 90’I MASKE TAKMIŞTI. Vatandaş maske konusunda duyarlılığını gösteriyordu. Maske takmayan çok az alışveriş yapan vatandaş vardı. Saymaya kalksam bir elin parmaklarını geçmezdi. Buna çok sevindim. İnsanların maske konusuna özenle eğilmeleri memnuniyet vericiydi.
En olumsuz iki izlenimim var. Bunları da paylaşmak isterim. Pazarda bulunan esnafları, pazarcıları gözlemlediğim de ise maalesef maske konusunda duyarsız olduklarını gördüm. Yüzde 70 i maske takmamıştı. Hatta hiç maskesi olmayanlar da vardı.
Konuşmalardan duyuyordum. Hatta bir kadın pazarda tezgahı bulunan bir gence “Maske takar mısın?” diye seslendiğinde, tezgahtar genç gayet sakin, “Maske kolumda abla” diye pişkin pişkin cevap verdi. Biraz konuşmaya müdahil olsan, kadın biraz daha konuşsa kavga çıkması bile an meselesi. Pazarda tezgahlarında bulunanların büyük çoğunluğu maske takmadıkları gibi, ürünlerini pazarlamak içinde devamlı surette bağırıyorlardı. Sanırım durumun ne kadar vahim olduğunu hepiniz anladınız.
Olumsuz ikinci ve en önemli husus ise, ne pazara girerken, ne pazar içinde ne de pazardan çıkarken korona tedbiri görmedim. En önemlisi ise hiç ZABITA görmedim.
Bu insanları, pazar yerini, pazarcıları kim denetleyecek. Kurallara uymayanlara kim uyaracak, kim ceza kesecek. Allah aşkına pazar yerinin kalabalık olacağı, korona tehlikesinin devam ettiği, maske takılmasının önemini anlamak için ne olmak gerek. Hizmet 7/24 değil mi?
Zabıtalar neden pazar yeri için görevlendirilmediler. Veya pazar açılıp kapanana kadar görevlendirilmediler merak ettim doğrusu. Kim bu denetlemeyi yapacak.
Denetleme ve kontrol vatandaşa bırakılırsa neler olduğunu görüyoruz, uyaran vatandaşlara saldırılar oluyor. Bunları önlemenin tek yolu, denetleme, kontrol ve ceza işlerini kolluk kuvvetlerinin hatta pazar yerinde bizzat zabıtanın yapması doğru değil mi?