2

Seller ve Zincirleme Adalet...


  • Oluşturulma Tarihi : 17.08.2021 07:33
  • Güncelleme Tarihi :

11 Ağustos 2021 tarihinden bu güne kadar geçen süre içerisinde Karadeniz bölgemizde aşırı yağışlar nedeni ile Sel felaketlerinin yaşandığına hepimiz şahit olduk. En son Kars ilinde de sel felaketinin yaşandığını göndük.

AFAD’dan yapılan açıklamaya göre de yaşanan sel felaketleri nedeni ile 70 vatandaşımızın hayatını kaybettiğini öğrendik. (60 Kastamonu, 9 Sinop, 1Bartın) 8 Vatandaşımızın da hastanelerde tedavilerine devam edildiğini öğrendik.

İnşallah daha fazla vatandaşımızı kaybetmemeyi umuyoruz.

Kastamonu ilinde Azdavay, İnebolu, Bozkurt, Küre ve Pınarbaşı ilçeleri, Sinop ili Ayancık ilçesi ve Bartın ilinin Ulus ilçesinde Sel felaketleri büyük oranda yaşanan yerleşim yerleri olarak belirlenmişti.

Sel felaketinde yıkılan bir binanın müteahhidinin de gözaltına alındığı haberi işittik. Bu haber kısmen sevindirici gelebilir. Ancak ben Vicdanların adaletine inanırım.

Siz oturup düşündüğünüzde sadece binayı yapan müteahhidin mi suçlu olduğunu düşünüyorsunuz.

Yoksa sizlerde bunun yeterli olmadığını mı düşünenlerdensiniz.

Ben asla böyle bir müteahhidin gözaltına alınmasının yeterli olmadığı kanısındayım.

En azından Bozkurt ilçesinin yayınlanan kuş bakışı fotoğraflarını göz önüne alalım. Hep birlikte bir hatırlayalım. Sarp dağların arasında bir dere yatağı ve ilçe statüsünde bir yerleşim yeri. İNANILMAZ HATA.

Bildiğiniz dere yatağının içine konut yapılmış. Bir çoğu çok katlı. Yüksek binalar da var. Peki bu dere yatağında yapılan evlerin bir gün sel tehdidi altında olabileceğini hiç kimse düşünmedi mi?

Özel bir eğitime gerek yok. Karadeniz kıyılarında yaşayan her hangi bir vatandaşa sorulsa, bu dağlardan derelere ne kadar yağmur geldiğini onlar anlatır. Bazen çok bazen az sel olaylarının gerçekleşmiş olduğunu veya gerçekleşme ihtimalinin olduğunu zaten size ifade edecektir.

Peki ya bilim adamlarımız. Dere yatağında bu kadar çok binalar yapılırken nerelerdeydi. Neden bu konuda uyarılarını ilgili devlet kuruluşlarına yapmadılar. Belki de yaptılar bunu zaman içinde göreceğiz. İşte önemli hususlardan birisi de bu uyarılar yapıldıysa ve halen bu binalar yapılmaya devam edildiyse vay bizim vatandaşımızın haline.

Dere yatağında tüm bunlara rağmen bina yapılmasına müsaade eden belediye yetkililerinin hiç mi suçu yok?

Müteahhittin yaptığı bu binaya oturma iznini kim verdi. Kim verdirdi? Bu yetkililerin hiç mi suçu yok?

Devlet gücünü elbette yitirilen can ve mal kayıplarını karşılayarak, hatta fazlasını vererek gösterebilir.

Ama benim nazarımda güçlü devlet, sadece mağduriyeti mal ve para ile gideren değildir. Bu felaketlerde suçlu olan müteahhitler gibi, bu binalara izin veren belediyeler, başkan veya diğer yetkililer ile, zamanında bu dere yataklarını imara açan, bina yapılmasına müsaade eden tüm yetkililerin mahkemeler önünde hesap vermesini sağlayandır. İşte benim güçlü devlet anlayışım budur. Her kim zincirleme olarak bu olaylardan sorumlu ise ZİNCİRLEME ADALETE istiyorum. Devletim hepsinde hesap sorsun.

Seller ve Zincirleme Adalet...
Cemal Durmaz
Yazarımız Kim ?

Cemal Durmaz