Sayfa Yükleniyor...
Köşe yazımı yazdığım sırada enflasyon rakamları açıldı ve yıllık enflasyon %36.08. İnanılmaz yüksek bir enflasyon ile karşı karşıyayız. Yani son yılların en yüksek enflasyon rakamı olduğunu söyleyebiliriz.
Önemli olan konuların başında tabi ki döviz kuru geliyor. 20 Aralık sonrası birden düşen döviz kurunun etkilerini, döviz dışında, yani Türk Lirasının değer kazandığı şeklinde görmekten başka bir işi yaramadı. Çünkü market rafları değişmedi. Alım gücü zayıflamaya devam etti.
Aralık ayı enflasyonunun da beklenen 9’dan yüksek çıkması da maalesef ki ücretlerde artış olduğunu gösterdi. Yani sadece döviz kuru düştü. Doların artışını bahane edip her şeye zam yapanlar doların düşüşü ile maalesef ki fiyatları düşürmediler.
Enflasyon rakamları da gösteriyor ki Aralık ayında da vatandaşın alıp gücü düşmeye devam etmiş.
Bunun yanında yeni yıla elektrik, doğalgaz ve akaryakıt zamları ile vatandaşın alıp gücü yine kaybolmaya biraz daha eksilmeye devam ediyor.
Yapılan % 50 civarındaki zamlar karşısında ücretli ve memurların, işçilerin maaşlarında gerekli artış sağlanmadığı durumda da maalesef ki vatandaş enflasyona ezdirilmiş olacak.
Memur ve emeklilerine, işçi ve Bağkur emeklilerine de asgari ücrete yapılan zam oranında zam yapılmalı diye düşünüyorum. Yoksa gerçekten geçim sıkıntısı yaşayanların daha da zor şartlarda yaşamaya alışmak zorunda bırakılmış olacaklar.
Ocak ve sonraki aylarda enflasyonun etkileri düşünüldüğünde halen enflasyonun artış göstereceği beklentisi de devam etmekte. Yani yılın ilk çeyreğinde yine market fiyatlarının biraz düşmüş olsa da yine yükselmeye başlayacağının sinyalini vermiş oluyor.
Tüm maaşlara, emekli ve çalışanlara mutlaka enflasyon ve enflasyonun yakın zamanda görülecek etkileri de düşünülerek, hesaplanan % ler dışında mutlaka refah payı ile desteklenmeli. Vatandaş gerçekten enflasyona ezdirilmemeli.
Ülkemizin içinde bulunduğu bu sıkıntılı günleri hep birlikte kararlı bir şekilde atlatmak düşüncesi tamam, doğru ve gerçekten olması, hayata geçirilmesi gereken bir düşünce. Ancak bu düşünce sadece vatandaşın tasarrufa gitmesi, idareli yaşaması gibi düşünülmemeli. Devleti yönetenlerinde bu konuda etkili adımlar atması gerekmektedir.
Öncelikle tüm kesimlerin ücretlerine, maaşlarına enflasyon dışında yüksek oranda refah payı verilmeli. Ayrıca devlet kendisi tasarrufa gitmeli. Devletin nasıl tasarrufa gitmeli, bunun dışında da etkili istihdam kaynakları yaratmalıdır.
Vatandaşlarımızın bu zor günlerde en büyük beklentisinin iş olduğunu, devletin istihdam alanları yaratmada daha hızlı hareket etmesi gerektiği unutulmamalıdır.
Tarihi zaferlerle dolu bu ülkenin insanlarının dünya ülkeleri içinde en refah bir ülke olmayı hak ettiğini söylemeden geçemeyeceğim.