Ülkemizde yaşanan siyasi gelişmelerin hızına yetişemediğimiz gibi, sık sık yeni kurulan siyasi partileri de takip ediyor. Bu siyasi gelişmeleri heyecanla izliyoruz.
Parti isimlerini saymak istemiyorum. Biraz siyasete ilgisi olan her vatandaş yeni kurulan ve kurulacak olan siyasi partileri basından takip etmekte. Siyasete ilgi duyanlar biraz araştırmakta, sonra onlarda unutmakta. Ama tam siyasetin içinde olanlar ise, her kurulan siyasi partinin kurucularına kadar bakmakta, değerlendirme yapmaktadır.
Son alınan bilgilerden de Sayın Muharrem İNCE’nin de yarın, yani köşemin yayınlandığı gün CHP’den istifa edeceği, yeni partinin kuruluşunun da önümüzde ki günlerde gerçekleşeceğini öğrendik.
Siyaset dünyasına yeni bir parti daha geliyor. Gelsin. Mademki ülkemizde demokrasi var ve çok partili seçim sistemimiz mevcut, öyleyse çok parti kurulmasında da bir sakınca olmadığını düşünüyorum.
Sadece merak ettiğim, kaç siyasi parti 2023 yılında yapılacak olan seçimlerde Cumhurbaşkanı adayı çıkaracak.
Hali hazırda sadece mevcut Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayip ERDOĞAN önümüzde yapılacak olan seçimlerde aday olduğunu açıkladı. MHP’de desteğini açıklamıştı.
Peki diğer partiler, muhalefet partileri, halen bir aday belirlemedi. Bazı gazeteciler ve siyaset bilimciler adayın açılanmasını, belirlenmesini isterken, bazı siyasetçiler çok erken olduğunu ileri sürmekteler.
Acaba adayı açıklamak için mi çok erken? Yoksa adayı henüz belirlemedikleri için mi? Bir açıklama yok. Tüm bunların siyasi parti liderleri veya ilgili kadroları tarafından halka iyi anlatılması gerektiğini düşünüyorum.
Ben her hangi bir siyasi partinin lideri olmuş olsaydım. Kesinlikle ilk tur seçimlerde aday olurdum. Tüm siyasi parti liderlerinin de, büyük küçük fark etmeksizin aday olmalarını isterim.
Ancak 50+1 seçim sistemimiz de kazanmanın tek yolu. Öyleyse mutlaka bazı partilerin aralarında istişare ile birlikte seçime girmeleri mi gerekli, ön görüşmeler bu yüzden çok mu önem arz etmekte.
Ülkede demokrasinin işlediğini tüm dünyaya göstermenin yolunun bence özellikle çok bilinen ve aktif muhalefet yapan partilerin kendi adayları ile ilk tur seçimlere girmesi olduğunu düşünmekteyim. İkinci turda siyasi partiler hangi adayı destekleyeceğini aralarında yapacakları görüşmeler ile belirleyebilirler. Öncelikle demokrasiyi işletmek gerektiği kanısındayım.
Her kurulan siyasi partinin oyu ne olursa olsun çok kıymetli bir değeri olduğunu ifade etmeden geçemeyeceğim. Kuruluşundan itibaren belirli bir oy potansiyeline sahip olacaktır.Az veya çok oy almış olacaklar ki bu da seçim sistemimizde çok büyük bir önem arz etmekte.
Halen çok büyük oylara sahip olan siyasi partiler dahi bu yeni kurulmuş olan veya kurulacak olan siyasi partilere ihtiyaçları olduğu kesin. 50+1 seçim şartı, siyasi partileri istem dışında da olsa bir araya getirmek zorunda bırakacaktır.
Yeni kurulan ve kurulacak olan siyasi partiler ve mevcut partilerin başarılı programlar ile halka iyi bir sunum yaparak oy istemelerinin gerekliliği çok açık. Bir birlerinin yaptıklarını her gün kötülemek, karalamak gibi bir propagandanın işe yaramayacağını hepsinin bilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Her siyasi partinin kuruluş amacının ülkemizi daha iyi yönetmek amacı taşıdığına inanıyorum, bu inancımı muhafaza etmek istiyorum.