Acun Ilıcalı ile Bir Hafta Sonu 2


  • Oluşturulma Tarihi : 08.09.2016 07:33
  • Güncelleme Tarihi :
Acun Ilıcalı ile Bir Hafta Sonu 2 yazının resmi

Acun Ilıcalı saha kenarında göründüğünde arkadaşlarımın da olduğu takımlar arasında, kimsenin pek de kendini fazla zorlamadığı bir voleybol maçı oynanıyordu.

Oynayanlar Acun’u gördükten sonra ise işin rengi değişti. Acun ile beraber survivor ruhu mu geldi yoksa kazanan ödül mü alacaktı bilemiyorum herkes birden canlandı. Kendini yere atanlar mı ararsın, topa uçanlar mı ararsın, kıran kırana bir mücadele başladı. Acun baktı ki maçın biteceği yok, oranın sahibinden rica etti, oynayanlar “Acun’un işi varmış, ‘çıksınlar da bizde oynayalım’ diyor” diyerek nazikçe kenara alındı.

Ben zaten kenarda olduğum için kenarın kenarına çıkartılmadım Allah’tan. Acun yanıma geldi ‘Abi sen bilge ve adaletli birine benziyorsun, bizim maçta hakemlik yapar mısın?’ diye rica etti. Şimdi olaya ‘abi ve mısınlı bir şekilde başlayınca kırmak istemedim, kabul ettim. ‘Yalnız öyle leblebisine maç olmaz, ortaya bir şey koymak lazım’ dedim. Fikrim oy birliği ile kabul gördü. ‘Yenilen su ısmarlasın’ dedi Acun.

‘Yapma be kardeşim, o kadar para kazanıyorsun, derdin bir su ise ben ısmarlarım olur biter’ dedim.

Acun’ Abi ilk hanıma ayda 50 bin, ikincisine 75 bin nafaka veriyorum. Üçüncüsü 100 bin harcıyor, bu ay elim sıkışık, idare et’ deyince üzüldüm. ‘Tamam lan, pizzalar benden’ dedim.

Survivor ekibi toptan alkışladı beni.

‘E hadi o zaman iyi olan kazansın’ diyerek maçı başlattım. Maç dediğime bakmayın, Acunun takımından eline topu alan hemen Acuna pas veriyor, o da topa vurmaya çalışıyordu. Ama belli ki futboldan anladığı kadar voleyboldan anlamıyordu. Acun topu karşıya attığında, karşı takımdakiler kendilerini yerden yere atıyor ama bir şekilde topu çıkaramıyorlardı-çıkarmıyorlardı. Böylece Acun’un keyfi yerine geliyordu. Bir ara karşı takımdan bir oyuncu kullandığı servisten birkaç sayı alınca Acun ‘Servisten sayı almak yok’ dedi. Patron oyun kurallarını değiştirdi ve doğal olarak kimseden ses çıkmadı.

Bu sırada sahanın kenarına insanlar gelip oyunun durduğu anlarda Acun’la fotoğraf çektiriyorlardı. Sempatik çocuk. Kimseyi kırmadı. Nişanlısı ile gelen bir kadın, elindeki telefonu nişanlısına verip Acun’a her yönden sarılarak ‘Şöyle şek, şimdi de böyle, birde bu açıdan alalım’ diye nişanlısına Erol Atar muamelesi yaparken, oynayanlardan biri sessizce ‘Kilp çekti mübarek’ dedi.

Maç bitti. Doğal olarak Acun’un olduğu takım kazandı. ‘ Pizzalar benden’ demiştim, bizde söz bir kere ağızdan çıkar. Ismarladım. Altı büyük pizza söyledim. Hesap tahmin ettiğimden fazla geldi. Ne kadar diye merak edenlere şöyle tarif edeyim; Faturada Türkiye’nin Suriyeliler için harcadığı günlük erzak bedeline yakın bir meblağ yazılmıştı. İtirazlar sonucu değiştirmeyecekti. Bende paralar çıkışmayınca oraya beraber gittiğim arkadaşlardan borç harç tamamlayıp verdim. Allah izin verirse bu hafta Bankadan tüketici kredisi çekip arkadaşlara borcumu kapatmayı planlıyorum.

Karnı doyduktan sonra daha bir keyiflendi. ‘Abi sen Sylvester Stallone’ye ne kadar benziyorsun, benim televizyonda bir program yapalım sana’ dedi.

‘Valla işerim çok yoğun. Doktorluk, yazarlık, antrenörlük çok vaktimi alıyor ama ben bir düşüneyim’ dedim.

Sarıldık, öpüştük, kartını verdi. ‘İstanbul’a gelince beni ara. Orada yemekler benden. Seni Nusret’e götüreyim’ dedi.

Adam bizden çok keyif aldı birde ‘Nusret devamını getirsin’ diye düşünüyor herhal’ diye aklımdan geçti. ‘Halaya giren terler’ der atalarımız. Zengin arkadaşımız olunca biraz paramız gitti ama olsun. Anı oldu. Üstelik iki günlük de yazı çıktı.

Biliyorum ‘Acun’a Bir Hafta Sonu’ başlığına bakanlar farklı bir hayal kurmuş, sonu mutlu biten bir macera beklemiş olabilirler ama hepsi bu.

Devamı İstanbul’da…

Acun Ilıcalı ile Bir Hafta Sonu 2
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan