2

Afrika Notları 3: Mogadishu’da İmam Ne Diyor?


  • Oluşturulma Tarihi : 11.02.2018 07:13
  • Güncelleme Tarihi :

Mogadishu’da 6 metrelik beton duvarlarla çevrili iki katlı lojmanın önündeki merdivenlere oturdum. Kafamı kaldırıp gökyüzüne yıldızlara ve üstümüzden Afrika’nın içlerine doğru giden bulutlara bakıyorum. Yıldızlar ne kadar yakın... Sessizliği devreye giren jeneratör sesi bozuyor. Şehirde yine elektrik gitti. Hastanenin jeneratörü hemen her akşam çalıştığına göre burada akşamları hiç elektrik yok demek ki. Elektriksiz yaşamı, insanların ne yaptıklarını düşünüyorum. Aklıma küçükken elektrik olmadan yaşadığımız köyümüz, evimiz, bir kenarında gaz lambası yanan hafif loş oturma odamız geliyor. Babam köşede, pencere kenarına koyduğu yastık ve döşeğin üstünde oturmuş, gülümsüyor. Altın dişleri sobanın çatlaklarından çıkan alevin yansıması ile parlıyor. Annem; başına sardığı beyaz tülbenti, yeşil kazağı ve renkli fistanı ile sobanın diğer tarafında. Ben ve ağabeyim varız sadece... Konuşmadan öylece duruyoruz… Babamın yüzüne bakıyorum. Öldüğü andaki gibi yüzündeki gülümsemeyle duruyor. Tam da yıllarca dua ettiği, istediği gibi, acı çekmeden bir kaç saniye içinde ruhunu teslim etmişti. “Sizi çok özledim” diyorum ortaya. Ben onları çok sevdiğimi, özlediğimi hiç söyleyememiştim. Söyleyemezdik de zaten. Ayıptı. Sevgi söylenmezdi. Annem gülümseyerek sevgiyle yüzüme bakıyor. “Sakalların beyaz dolmuş” diyor biraz üzülerek. “Anne eşşek kadar adam oldum. Beyaz olsun artık” diyorum. “Anne, baba ben çok mutluyum, çok iyiyim merak etmeyin” diyorum bir kez daha. Hep merak ederlerdi çünkü. “Oğlum; gittiğin yerden sık sık haber ver bize, olur mu?” derlerdi bana. “İyiyim, hem de çok iyiyim. Çok mutluyum burada. Gerçekten bana ihtiyaç duyan ben tedavi etmesem iyileşemeyecek insanlar var burada. Çok dua ediyorlar. Size sesleri geliyor mu?” diyorum. Babam, “Bir insan öldükten sonra amel defteri üç nedenle açık kalırmış. Biri halkın yararlandığı bir cami gibi, okul gibi, hastane gibi eserler bırakanların, ikincisi faydalı ilmi eserler ve üçüncüsü hayır işleyen bir evlat bırakanların.. Dualar bize ulaşıyor merak etme. Biz de iyiyiz” diyor. Annemin kucağında bir yaşında doktor olmadığı için kaybettiği ama acılarını bir ömür içinde, kalbinde taşıdığı ikizleri. Ayhan ve Ayten... Sarılıyor, öpüyor onları. Sonunda onlara kavuşmuş olması beni mutlu ediyor. Onları izliyorum... Birden arka arkaya patlayan iki silah sesi ile irkiliyorum. “Bana mı ateş ediyorlar?” diye düşünüyor insan ilk anda. Biraz bekliyorum. Bir şey olmuyor. Hani vurulmuş olsam bir yerim acırdı. Yine de sağı, solu yokluyorum istem dışı. Aslında alışmış olmam lazımdı. Ne de olsa 40 gün oldu artık. Zaman.... ne çabuk geçiyor. Eski sevgililerim geldi aklıma durup dururken, birden. Film şeridi gibi.. Arada bir ikisi daha ağır basıyor sanki.. Üzdüm mü onları? Yoksa onlar mı daha çok beni? Bazılarını görüyorum birden karşımda. Onlar da gülümseyerek bakıyorlar bana. Neden herkes gülümseyerek bakıyor ki? Yoksa? Yoksa bir şey mi oldu bana? Yahut öldüm mü acaba? “Hayrola ne yapıyorsun burada?” diye bir sesle daldığım düşüncelerden biraz da irkilerek sıyrıldım o anda. Oda arkadaşım ortopedi uzmanı, gündüzleri giydiği çalışma kıyafetleri ile karşımda. Biraz da endişe ile bakıyor galiba. Öyle ya pek dışarıda oturan yok bu saatlerde burada. “Hava çok güzel. Rüzgar da serin serin esiyor. ‘Biraz oturayım’ dedim dışarıda” diye cevap verdim ona. “Sen? Hayrola? Bu saatte?” diyorum. “İki yaralı var acilde. Bir baba ve oğlu. Çocuk daha 7 yaşında. Sanırım çocuğu ameliyat edeceğim” diyor ifadesiz bir şekilde. Artık sıradan bir durum çünkü bu. Hemen her akşam yaşanan... Demek bir baba ve oğluymuş duyduğum o silah sesi ile yaralanan... Mogadishu’da 6 metrelik beton duvarlarla çevrili lojmanın merdivenlerinde oturduğum yerden ağır ağır kalkıyorum. İçeri girmeden önce saat çok geç olmasına rağmen hala mavimsi duran gökyüzüne bakıyorum. Caminin minaresinden seslenen imam “Allah büyüktür...” diyerek insanları ibadete, iyi birer birey olmaya, buranın aslında fani bir yer olduğunu hatırlamaya çağırıyor. Hem de sadece bir defa da değil günde beş defa…

Afrika Notları 3: Mogadishu’da İmam Ne Diyor?
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan