Sayfa Yükleniyor...
Burada Neden Mutluluk Var?
Ne kadar kalacaksın orada? ya da Ne zaman döneceksin? diye soruyor eş-dost. Ne kadar kalacağımı henüz bilmiyorum diyorum. Şaşırıyorlar.
Gerçekten de ne zaman döneceğimi ben de henüz bilmiyorum. Normalde buraya dört aylığına gelmiştim. Ama burada çok mutlu, huzurlu ve keyifliyim. O yüzden burayı bırakıp Türkiyenin hengamesine, koşturmacasına, sıkıntılarına dönmek gibi bir niyetim yok. Siz de şaşırdınız değil mi? Somali gibi açlık, susuzluk, yokluk ve hastalıkların kol gezdiği bir yerden dönmek istemeyen biri Evet gerçekten bütün bunlar var burada ama aynı zamanda çok ilginç bir şekilde büyük bir sükunet, huzur ve mutluluk var.
Sanırım yazarın başına Afrika Güneşi geçti diye düşünenleriniz olacaktır. Ben de olsam öyle düşünürdüm. Normal yani. Çünkü ben de yıllarca televizyonlarda belgesellerden, televizyonlarda izlediğim haberlerden, gazetede okuduklarımdan buranın kuraklıktan kırıldığını, herkesin sokaklarda aç bilaç gezdiğini düşünüyordum. Ama değil. Daha önce de bir yazım da bahsetmiştim. Ama madem yeri geldi bir daha belirteyim ki burada hava muhteşem. Evet, yanlış okumadınız Muhteşem. Mart ve nisan ayı buranın en sıcak ayı olmasına rağmen şu an, öğlen saatlerinde bile rahatsız edici bir sıcaklık yok. Hele sabahları ve akşamları tatlı bir esinti ve serinlik var. En soğuk mevsimde dereceler 20 civarında dolaşıyor. Bütün yılı bir şort, tişört ile geçirebilirsiniz.
Nem yok. Terletmeyen bir sıcaklık.
Soğuk yok. Nezle, grip gibi hastalıklar yok.
Daha ne olsun değil mi?
Ülkenin 2 bin 680 kilometrelik bir deniz kıyısı var. Böyle bir iklimde senenin her günü denize girmek mümkün. İki büyük nehir ve bu nehirlerin geçtiği yerlerde büyük ve verimli tarım arazileri var. Böyle iklimde pek çok tarım ürünü hemen her ay yetişebilir. 680 bin kilometrekarelik devasa bir ülke ve sadece 25 milyon insan var. (Kesin nüfusunun ne kadar olduğunu kimse bilmiyor ama tahmini rakamlar bunlar)
Ülkede petrol de var. Eee daha ne olsun? diyorsunuz. Vallahi ben de aynı şeyi buradaki doktor arkadaşlarıma Her şeye sahipsiniz Allahtan belanızı mı istiyorsunuz? diye soruyorum. Dış güçler bizi bir rahat bıraksalar diyorlar. Dış güçler sizden ne istiyor? diyorum. Somali Avrupadan Uzak Doğuya, Uzak Doğudan Avrupaya gidip gelen gemilerin kullandığı ticari güzergahın tam üstünde. Petrol var, tarım var, su var, güneş var. Bunları kullanmamızı istemeyen yakın-uzak düşmanlarımız içimizi karıştırıyor diyorlar.
Merkezi hükümet var ama ülkenin pek çok yerine hakim değil. İşin ilginç tarafı Kuzeyde İngilterenin hamiliğinde bağımsızlığını ilan eden Somaliland eyaleti var. Güney de, kırsal kesimlerde El kaide bağlantılı Eşşebap var. Kabileler arasında güç kavgaları var. Patlayan bombalar, ölenler, yaralananlar var. Bu yaralılardan bazıları kollarını ve bacaklarını kaybediyorlar. Ama çok enteresan bir şekilde bir kabullenişlik de var. Yazımız böyle deyip yaşamaya devam ediyorlar.
Kişi günü ölmeden geçirip karnını doyurabiliyorsa mutlu. Bunun yanında bir eşi var ve ona sarılıp yatabiliyorsa çok mutlu. Gelsin arka arkaya çocuklar Ne olacak bu ülkenin hali? Hangi yeni arabayı alayım? İphone alamadım, parayı nereye yatırsak da değer kazansa.. kaygıları yok. Sanırım mutluluklarının bir sebebi de yokluk. Biz kapitalist sistemin bizi zorladığı Çalış, daha çok çalış, kazan, kazandıklarınla da sürekli bir şeyler al, yenisi çıktı onu al şeyleri yaparken bir bakıyoruz ki stresten sağlığımızı, borçlanmaktan paramızı ve en önemlisi o hengame içinde ömrümüzü kaybetmişiz O yüzden burada mutluyum Huzurluyum. Yoklukla da mutlu olunuyor bunu bir kez daha gördüm. Ne zaman döneceksin? sorusuna bu yüzden bir cevabım yok henüz. Türkiyeyi de özlemedim oradaki koşturmacayı ve diğer şeyleri de Bunları tadamayacağınız için üzgünüm ama başka hayatlar da var