2

Afrika Notları 8: Allah Ya Rahmah


  • Oluşturulma Tarihi : 26.03.2018 07:15
  • Güncelleme Tarihi :

Perşembe öğleden sonra ve cuma günü bizim için tatil. Yani haftada 1.5 gün dinlenebiliyoruz.

Yoğun bir muayene ve araya sıkıştırılmış acil bir ameliyattan sonra odama geldim. Son günlerde buradan bir arkadaşımın tavsiyesi ile başladığım ‘The Knick’ adlı diziye kaldığım bir bölüm ile devam ettim. Dizi 1900’lü yıllarda New York şehrindeki bir hastanede yaşananları anlatıyor. ‘Kardeşim, zaten senin hayatın hastanede geçmiyor mu? Bir de dinlenme saatinde hastaneye devam mı?’ diyenlere söyleyecek sözüm yok. Haklılar.

Haklılar ama neticede tavsiye üzerine başladığım bir diziydi ve bir bölümü izledikçe ‘Diğer bölümde ne olacak acaba?’ diye düşündürtüyor. İzlediğim son bölümde metro inşaatında ( Düşünün adamların 120 yıl önce yaptığını biz büyükşehirlerimizde şimdi yeni yeni yapıp övünüyoruz) bir patlama ve çökme oluyor. Bununla beraber hastaneye büyük bir yaralı akını başlıyor. O hengâme içinde doktorların oradan oraya koşturmalarını, eli ayağı kopmuş, bedeni yaralanmış, ezilmiş yaralıları üstlerine başlarına sıçrayan kanlara aldırmaksızın tedavi çabalarını, kan gölüne dönen ameliyathaneyi, kurtaramayıp kaybettiği bir hastasının başına çöküp ağlayan doktoru, gereken malzemeleri ve desteği sağlamak için organizasyonu yapmaya çalışan idari personeli ve en sonunda yerlerdeki kanları elindeki paspasla temizleyen temizlik görevlisini ve kan dolu kovasını gördüm.

Sanırım küçükken yine böyle bir dizi izledikten sonra doktor olmaya karar vermiştim. Dalmışım.

Bir patlama sesi ile uyandım. İçinde bulunduğum binanın sallandığını hissettim. Önce ne olduğunu kavramaya çalıştım. Kimim, neredeyim… Sanırım birkaç salise sürüyor bu durum. Onları tanımladıktan ve bu günün ‘kandil günü’ olduğunu hatırladıktan sonra ( İntihar bombacılar özellikle Müslümanlar için cuma günü, kandil günü, ramazan ayı gibi özel günleri tercih ediyorlar. Böylece o günlerde doğrudan cennete gireceklerini düşünüyorlar ) buradaki sağlık personeli ile beraber oluşturduğumuz gruba ‘Bir patlama oldu. Ambulans sesleri var. Acil servis teyakkuzda olmalı’ diye yazdım. Artık burada 82. günüm ve böyle patlamaların ne anlama geldiğini biliyor ama diğer taraftan da bunun bomba değil de başka bir şeyden gelen bir ses olmasını diliyordum.

Acil Servis uzmanı ve yardımcı personelimiz uzun zamandır burada olduğu için ( 15 Ekim’de yine burada olan ve yaklaşık 500 kişinin öldüğü, tarihin en büyük üçüncü bombalı saldırısında aynı ekip buradaydı) artık son derece organize bir şekilde hareket ediyoruz. Doktor, hemşire, asistan ve personellerden oluşan ekipler kısa sürede oluşturuldu. Kapıdaki güvenlik görevlisinden temizlikçisine kadar herkes aynı ‘The Knick’ dizisindeki gibi hazırdı.

Korktuğumuz başımıza geldi.

Bir süre sonra acil servise patlama bölgesinden ele geçen, işe yarar her taşıma aracı ile hastalar yağmaya başladı. Aynen dizideki gibi…..

Bir an için kendimi ‘Acaba diziyi izlerken uyuya mı kaldım?’ diye düşündüm. Kendimi çimdikledim. Hayır, film değil, gerçekti..

Benim hastam gibi bazıları şanslıydı. Onlar bir ömür boyu taşıyacakları izlerle bu günü atlattılar. Ama onlar kadar şanslı olmayanlar da vardı. Ölenler, ağır, tamamen yanmış ama henüz ölmemiş olanlar…

İşler bitikten sonra oradaki boş bir sandalyeye oturdum. Acil servis asistanı ölen hastalar için ölüm raporu dolduruyordu. Önündeki dosyada ‘Tahmini 30 yaş’ yazan hasta için yazdığı İngilizce raporu bitirirken ‘Alah ya rahmah’ (Allah Rahmet etsin) diye Arapça bitirdi..

‘Neden oluyor bütün bunlar?’ diye sordum.

‘Sadece kendilerinin doğru olduğunu düşünüp hükümetin Müslüman olmadığını iddia ediyorlar. Böyle şeyler yaparak kaos oluşturmak, var olan hükümetin pes etmesini sağlamak istiyorlar..’dedi.

Olan orada yoldan geçen, evine, işine, gücüne giden masumlara oluyor ne yazık ki. Terör her ülkede suçsuz insanları hedef alıyor..

Allah Ya Rahmah….

 

 

Afrika Notları 8: Allah Ya Rahmah
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan