Sayfa Yükleniyor...
DENİZ ARSLAN
Erkek: Hayatım hafta sonu ne yapalım?
Kadın: Ben arkadaşlarımla ağaç dikmeye gideceğim.
Erkek: Tek başına mı?
Kadın: Yooo grup olarak gideceğiz. Beyza, Nalan, Çiğdem ve onun erkek arkadaşı Buğra gelecek. Sanırım birkaç kişi daha olabilir ama ben başka kimler olabileceğini bilmiyorum.
Erkek: Ben tek başına mı derken beraber gitmeyecek miyiz? anlamında sormuştum.
Kadın: Her yere beraber gitmeyelim, birbirimizi boğmayalım, herkesin kendine ait bir hayatı olsun.
Erkek: Bu sözleri bir yerden hatırlıyorum sanki.
Kadın: Bilmem. Sen öyle diyorsan (Göz kırpar).
Erkek: Tamam bunları ben söyledim ama bunları söylerken birbirimize haber verelim diye de eklediğimi sanıyorum.
Kadın: Bende sana 3 hafta önce haber verdiğimi sanıyorum.
Erkek: Gerçekten mi? Hatırlamıyorum.
Kadın: Sana söylediğimde maç izlediğin için olabilir mi? Zaten televizyon izlediğinde dünyadan kopuyorsun.
Erkek: Bir maç zevkim var. Ona da laf ediyorsun.
Kadın: Sadece maç mı? Yemek yediğinde de kendinden geçiyorsun. Sanki ardından atlı koşturuyor. Annemlere yemeğe ilk gittiğimiz de Bu adam kaç gündür aç? diye sormuştu. Rezil olmuştum.
Erkek: Aman da aman. Civciv yumurtadan çıkmış, yumurtayı beğenmemiş hesabı. Uşaklı memur bir aile değil de sürgündeki saltanat ailesi mübarek! Sanırım saltanat ailesinin bir kısmı Avrupadan dönüp gizlice Uşaka yerleşmiş olmalı. Annen de 2. göbekten Osmanlı sultanı Samime Sultan! Neydi Şu Abdulhamitin 8. göbekten torunu? Hani Florya adası bizim diye çıkmıştı ya. Annene sor belki Fenerbahçe stadı da sizindir. Artık ömür boyu çalışmamıza gerek kalmaz.
Kadın: Bizimkilere laf söyleyeceğine kendi ailene bak. Ağabeyinin evi gübre kokuyor be!
Erkek: Adam çiftçi ve evinin altı ahır, altı büyükbaş hayvan besliyor. Ne kokacaktı? Beşer litrelik sütleri, koli koli yumurtaları aldığında ağzın kulaklarına varıyordu ama. Ne haber?
Kadın: O süt ve yumurtaların çoğunu kim yiyor acaba? Daha dün höpürdettiğin kekin içinde kaç yumurta ve ne kadar süt vardı? Ama sen bir lokmada mideye indirdiğin için farkına varamadın.
Erkek: Benim kalabalık bir ailede yetiştiğimi biliyorsun. Ben senin gibi tek çocuk değildim. Kimse de ağzıma lokmayı koymak için Hadi canım, hadi şunu da ham yap demedi. Sofraya yemek konur, herkes aynı tencereye kaşık sallardı. Öyle tabağa falanda koymazdı annem çoğu zaman. Karnını doyurdun doyurdun, doyurmadın aç kalırdın. Onun için bir lokma fazla yiyen hayatta kalırdı. Şükran ablam biraz yavaş yediği için zayıf ve küçük kaldı.
Kadın: Ayol sofra değil Afrika savanları maşallah.
Erkek: Eeee Birazda öyleydi. Ama çok güzeldi be. Sabahları annem mercimek çorbası yapardı. O çorba kokusu sarardı evin içini. Sıcak sıcak... Nasıl da içimi ısıtırdı o çorba. Valla nasılda canım çekti şimdi. Bende annemlere gideyim yarın o zaman
Kadın: Yok yok sen annenlere gitme. Beraber ağaç dikmeye gidelim.
Erkek: Yok hayatım. Madem siz plan yapmışsınız, ben planınıza maydanoz olmayayım. Hem o Çiğdemi hiç sevmiyorum. Seninle beraber olduğumuzdan beri sanki kadın bana düşman oldu.
Kadın: Ne yapsın? Çok yakın arkadaştık. Üstelik o seni çok kaba buluyordu.
Erkek: İyi işte. Siz eskileri yad edin bende anneciğimin çorbasını içmeye gideyim.
Kadın: Tarık lütfen! Beni çatlatmaya mı çalışıyorsun. Ya sen de gelirsin ya da ben de gitmem.
Erkek: Haydaaa. Hani Her yere beraber gitmeyelim, birbirimizi boğmayalım, herkesin kendine ait bir hayatı olsun du?
Kadın: Annenlere gitme. Başka bir yere git. O zaman bir şey demem.
Erkek: O zaman cumartesi ağaç dikmeye, pazar günü de annemlere gidelim. Tamam mı?
Kadın: Offf. Tama peki.