Sayfa Yükleniyor...
Depresyondayım.
Ülkede son bir iki yıldır yaşanan olanların üstüne yılbaşı gecesi İstanbulda ve geçen hafta perşembe İzmirde yaşananlar tuz biber ekti. Ondan sonra sosyal medyada paylaşılanlar, yazılanlar, görüntüler, fotoğraflar, ölüler
Etkilendim, üzüldüm, gelecekle ilgili bir umutsuzluk havasına girdim. Bunlara her yılsonunda ve başında özel hayatım ile ilgili yaptığım muhasebeleri de katacak olursak durum hakikaten tıbbi olarak Depresyon olarak adlandırılan hastalığı gösteriyor.
Efendim depresyon isteksizlik, hayattan zevk alamamak ve içinden hiçbir şey gelmemesi durumu olarak tarif ediliyor.
Hasta olacak adamın ayağına doktor gelirmiş der büyükler. Dün internette amaçsızca, öylesine gezinirken bir arkadaşımın sayfasında Antidepresan yerine birkaç tavsiye başlıklı bir yazı gördüm. Durdu Güneş adlı bu arkadaşım avukat, şair ve yazar. Yazılarını da çok severek takip ettiğim biri.
Paylaştığı yazıyı okudum. Çok faydalandım. Böyle bir yazıyı sizin de okumanızda fayda görüyorum. Ben daha fazla uzatmadan sözü Durdu Güneşe bırakıyorum.
Ruhsal bozuklukların tedavisinde kullanılan Antidepresan günümüzün en popüler psikiyatrik ilaçlarındandır.
31 Mart 2015 tarihli Hürriyet Gazetesinin Sağlık Bakanlığı yetkililerinden aldığı bilgilere göre; Türkiyede 2014 yılında 8 milyon 179 bin kişinin antidepresan kullandığı belirtiliyor. Bu rakam ruhsal sağlığımızın hiç de iç açıcı olmadığını gösteriyor.
Bir toplumun gelişmişliğini sadece kişi başına düşen milli gelir, inşaat, yol, köprüyle ölçmek mümkün değildir. Esasında her yıl nüfus oranlamasına göre işlenen suçlar, (cinayet, gasp hırsızlık, tecavüz) intiharlar, psikiyatrik hastalar ve antidepresan kullanımı hususlarında ne kadar artış veya azalış olduğu bir tablo halinde yayınlanmış olsa, o zaman gerçek gelişmişliğin neresinde olduğumuzu anlardık.
Toplumda öfke, şiddet, huzursuzluk, güvensizlik, umutsuzluk çoğaldıkça aynı oranda antidepresan kullanımı her geçen gün artmaktadır.
Yukarıdaki tabloya şimdi terör saldırılarının büyük şehirlere sıçramasıyla birlikte korku tedirginlik, kaygı artmakta mutluluğun merkezi olan evler caddelere, sokaklara kapalı bir cezaevine dönmektedir.
Makro düzeyde ve bireysel olarak dışımızda gelişen bu olaylara karşı ruh sağlığımızı korumak en öncelikli savunma sistemimiz olmalıdır. Ağır psikiyatrik vakıalar dışında Antidepresan kullanımı sağlığımızı daha kötü etkileyecektir.
Bu durumu bertaraf etmek için antidepresan kullanımı yerine düşünsel ve davranışsal olarak neler yapabileceğimiz üzerine düşüncelerimi paylaşmak istiyorum deyip devam etmiş.
Yarın depresyondan çıkmak için ilaç yerine neler yapılabileceğini, Durdu Güneşin tavsiyelerini bu köşede bulabilirsiniz.
Şimdi niye okumuyoruz? diyenler için Depresyon öyle bir iki satırla çözülecek bir hastalık olmuş olsaydı günümüzün en büyük sorunlarından biri olmazdı diyorum.
Biraz sabır. Devamı yarına...