Aşk Yazılarını Kime Yazıyorum?


  • Oluşturulma Tarihi : 07.11.2016 08:38
  • Güncelleme Tarihi :
Aşk Yazılarını Kime Yazıyorum? yazının resmi

Hep böyle mektupları kime yazdığımı merak edip 'Hala aklında biri var galiba' diye düşündüğünden bana sık sık sorardın. Benim 'Evet onu hala unutmadım' dememi ister gibiydin. Evet, o zamanda aklımda biri vardı tıpkı şu anda aklımda senin olduğun gibi. 'Eveeett nihayet itiraflar başladı' diye düşünüyorsun biliyorum.

Başlasın bakalım itiraflar. Evet aklımda hep biri oldu. Hatta biri olmadığı zamanda bile aklımda hep biri oldu. Kafan karıştı biliyorum. Zaten komplike şeyleri anlayabilecek karmaşık bir beyin yapın yok. Ya da var da sen labirentleri kullanmaktansa daha basit düz yolları tercih ediyorsun. Sıkıntı yok! O kısa ama kestirme yollar bile senin hayatta kalmanı sağlayıp bu yaşına kadar getirdiğine göre daha fazlası da gerekir mi? Soru işareti bence.

Neyse, nerede kalmıştık? Aslında geçmişimde biri yokken dahi birini düşündüğümden bahsediyordum. Evet düşünüyordum. Çünkü gelecekte hayatımı nasıl bir kadınla geçirmek istediğimi düşünüyordum. O kadını kafamdaki profile göre et ve tırnağa bürümeye çalışıyordum. Nasıl fiziksel özellikleri olacak, kızdığında nasıl olmalı, bir ortamda nasıl davranmalı, çevrede insanlar onunla ilgili ne söylemeli, en önemlisi evde nasıl olmalı. Ya da mahrem yerlerde...

Bütün bunları kafamdan geçirir her yaşadığım ilişkide, karşımdakini kafamdaki o profil ile karşılaştırırdım. Bu yüzden her kız arkadaşım 'Geçmişte senin unutamadığın biri olmuş' derlerdi. Yanlış da değildi ki. Çünkü ben hep geleni gidenle karşılaştırıp 'Bunun şu özelliği iyi, ötekisinin şu özelliği kötü' derdim. Sana ilginç bir şey söyleyeyim ben şu ana kadar giden hiç kimse için 'Keşke gitmemiş olsaydı' demedim.

Şimdi çok merak ettiğin bir konuyu açıp belki üzüleceğin, belki de 'Hah işte! benim gibisini bulamayacaksın' diyeceğin şeyleri yazmak istemiyorum. Ama seni sevindirecek bir şey söylemeliyim. En azından bunu sana bunu borçluyum. Geçmiştekilerle kıyasladığında iyi özelliklerin çok daha fazlaydı. Belki de bu nedenle-aslında sen tam tersini düşünsen de- sen benim gözümde çok daha değerli oldun. Bunları sana defalarca söylemiş olmama rağmen inanmamakta ısrar ederdin. Artık her şey bittiğine göre bunu çok daha rahatlıkla yazabilirim.

Senin arkandan öyle acı ve hüzün dolu şeyler yazmayacağım hemen. Zaten giden kimsenin arkasından öyle şeyler yazmadım hemen. Yazamıyorum. Çok ilginç değil mi? Oturduğu yerden kafasından hikayeler uyduran benim gibi biri kalkıp birkaç sayfa yazı yazamasın! İnan ben de inanamıyorum ama gerçek bu. Peki ben ne zaman yazıyorum? En mutlu olduğum zamanlarda. Ne tezat!

Ama en mutlu olduğum zamanlarda daha çabuk sarar hüzün beni. Yazdırır da yazdırır. Destan çıkartabilirim o hüzünden. Sana da garip geldi biliyorum. 'Adam mutlu olduğu zamanlarda hüzünlü şeyler yazıyor' diye düşünüyorsun. Düşünmen ne güzel. Buraya bir gülümseme sembolü eklemek isterdim ama gazete yazısına da eklenmiyor ki.

Her neyse…

Bu günkü köşe ancak bunları yazmama müsaade ediyor. Malum uzun yazılar okunmuyor. Gerçi sen zaten pek bir şey okumazdın ama belki merak eder bu yazıyı bitirirsin.

Tekrar görüşünceye dek....

Aşk Yazılarını Kime Yazıyorum?
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan