Sayfa Yükleniyor...
Hocam gözünüz aydın. Haziranda 20 bin öğretmen ataması yapılıyormuş diyerek gazete kupürünün fotoğrafını çekip gönderdim.
Sizde mi hocam yapmayın Allah aşkına! diye kızgın suratla cevap verdi.
Ne yaptım ki hocam?? Müjdeli bir haber değil mi? dedim şaşırarak.
Hocam o haber 2016dan beri zaman zaman gündeme getiriliyor. Sanırım canı sıkılan, öğretmenlerle biraz kafa bulmak isteyen herkes bunu gündeme getiriyor dedi.
Hocam kusura bakmayın. Neticede ben sizin camiadan olmadığım için bu tarz haberleri yakından takip edemiyorum dedim.
Esas siz kusura bakmayın hocam. Ben biraz size patlamış gibi oldum. 80 yaşındaki dedem de Torumun müjde artık kesin atanırsın. Ajansta 20 bin öğretmen atancek dediler. Artık Allah seninde yüzüne güler inşallah. Tüh tüh maşallah deyip beni tükürükler içinde bıraktı. Hayır bizim umudumuzu Ha bu sene, Bu sene olmadı gelecek seneye, İnşallah şu seçimden sonra diye diye kırıp paramparça ettiler. Kaç yaşında insanları da inandırıyorlar dedi.
Bu konuda hakikaten dertli gördüm sizi dedim.
Hocam nasıl dertlenmeyeyim. Babaannem Benim torunda bir uğursuzluk var deyip gitmediği üfürükçü, türbe, hacı hoca kalmadı. Oralara benim saçlardan tutam götüre götüre saç kalmadı kafamda. Geçenlerde kurşun dökerken kaza oldu, kaynar su üstüme sıçradı. Yanık izlerinden ensem, kollarım zebra gibi oldu. İnşallah ölmeden atanırım dedi.
Hocam geçmiş olsun. Allah korumuş sizi dedim.
Ben bazı arkadaşlara göre daha az hasarla atlattım. Bir arkadaşımın ayağı daha alçıda dedi.
Ona ne oldu hocam? dedim şaşırarak.
Hocam biliyorsunuz geçen aylarda sözlü sınav vardı. Bizim arkadaşlardan birinin annesi Bu suyu nefesi kuvvetli bir hocaya okuttum. Sözlü sınav komisyonundakilere bunları içirin, çeneleri bağlanacak, kolay soru soracaklar demiş. Çocuk da sınav yerine erkenden gidip komisyon masasındaki suları okunmuş sularla değiştirmiş. Bu esnada görevliler içeri girince panik yapıp ikinci kattan atlamış. Neyse ki sadece ayak bileğinde kırıkla kurtulmuş dedi.
Biraz daha konuşursak kim bilir daha neler çıkacak hocam dedim.
Sormayın hocam. Bizim derdimiz bitmez. Bitmediği gibi sürekli birileri bizimle dalga geçiyor. Ben size geçen seneden beri gazetelerde çıkan 20 bin kadro haberlerini göndersem bir klasör olur. İşin kötü tarafı çevremdeki insanlar sürekli 20şer bin kadro çıktığını ama bu 20 binin içine benim giremediğimi zannediyorlar. Köyde Kız duydun mu? Bizim Ali Rızanın kızı yine o 20 binin içine girememiş, evde kalmış diye dedikodu çıkmış. Adımız evde kalan öğretmen olarak kaldı dedi.
Kusura bakmayın hocam. Bütün bunları bilemezdim dedim üzgün şekilde.
Siz bir gazeteci olarak bunları bilmiyorsunuz. Bir de sıradan insanları düşünün. Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri müthiş bir algı operasyonu yürütüyor. Yemin ediyorum Milli Eğitim Bakanlığındakileri Turizm Bakanlığına alsak yapacakları bu çalışmalarla turizmi patlatırlardı. Hoş böyle yapa yapa bizi de yakında patlatacaklar dedi.
Yani öyle bir haber yok mu diyorsunuz? dedim.
Hocam böyle bir haber var ama ne zaman olacak, kaç kişi atanacak bilmiyoruz dedi.
Hocam kızmayın ama anlattıklarınızdan komik bir yazı çıkar. Yazabilir miyim? dedim.
Valla ne diyeyim ki? Yazar olan sizsiniz dedi.
Yalnız ben güldürürken bir de düşündüreyim istiyorum. Yazının sonuna birkaç ciddi mesaj da ekleyelim dedim.
O zaman şunu da ekleyin Lütfen atanamayan öğretmenlerin bu mağduriyetleri ile dalga geçmeyin. Onların tek yapmak istedikleri şey eğitimlerini aldıkları mesleklerini yapma istek ve arzuları. Lütfen bu kadar bekleyen varken aynı bekleyenlere her yıl binlerce bekleyen daha eklemeyin. Bu bekleyenlere yönelik çeşitli çalışmalar yapın yeter mi? dedi.
Hocam; güzel ve kısa bir mesaj oldu. Hem kısa mesajlar daha akılda kalıcı olur dedim.
Ee umarım bu kısa mesaj yerini bulur dedi.
Umarım yerini bulur dedim.
Yerine ulaştı mı?