Sayfa Yükleniyor...
Her iki tarafa da yazık. Ölenler bizim çocuklarımız. Barış istiyoruz. Hepimiz din kardeşiyiz. İnşallah bu memleket hiçbir zaman bölünmeyecek. Dağdakilerin de annesi babası var. Eğer kandırılmışsa, zorla götürülmüşse, birileri ikna etmişse onların da anne- babası var. Ama biz buna dur diyeceğiz. Selahattin Demirtaş'a, Tayyip Erdoğan'a sesleniyorum. Benim çocuğum şehit olduysa, bunların ikisi sorumludur. Çatışmaya girildiği zaman ya o ya öbürü ölecek. Sorumlu olan iki kişidir. Bu ateşe bir su serpsinler, bir yol, bir çözüm bulsunlar. Başkalarının canı yanmasın. Başka bir şey istemiyorum.
Bu sözler Diyarbakıra şehit düşen Astsubay Metin Aydemir'in Babası Taha Tahsin Aydemire ait.
Ben bunları dün okuduğumda ne düşüneceğimi bilemedim bir an. Binbir emek ve güçlük ile büyüttüğü, meslek sahibi yaptığı çocuğunu bir daha karşısında göremeyecek, sarılamayacak, sohbet edemeyecek bir babaya ait bu sözler.
Ne büyük bir insan. Ne kadar yüreği geniş bir adam. Ellerinden öpüyorum.
Öldürelim, hepsini yok edelim demiyor. En acılı zamanında bile, bir fidan gibi büyüttüğü oğlunun cenazesinde barıştan, kardeşlikten söz ediyor.
Bir çözüm bulsunlar, bu ateşe bir su serpsinler diyor. İki kişiyi işaret ediyor ama herkes de biliyor ki bu iki kişinin söndüreceği bir ateş değil.
Son 40 günde 60 a yakın şehit ve bir daha asla eskisi gibi olamayacak bir sürü yaralı var. PKKdan kaç kişinin öldüğü ise meçhul. Kimi kaynaklara göre 200-300 arasında.
Her iki taraftan da ölen insanların her birisinin çocukları, ailesi, akraba çevresi, komşusu, mahallelisi ve yaşadığı yerlerdeki tanıdıklarını da hesaba katarsak her bir ölüm binlere varan kişiyi etkiliyor. Ölen taraf Türk ise Kürtlerden, Kürt ise Türklerden nefret eder hale geliyorlar.
Bu gün babası şehit olan birinin kişisel sitesinde Babamın kanı yerde KAL-MA-YA-CAK yazdığını okudum. Bir intikam, bir karşılık alma isteği var belki de haklı olarak...
İşte böylece aramıza nefret tohumları ekiliyor.
Herkes diğerinin ölümüne sevinir hale geliyor. Getiriliyor.
Oysaki o güzel kızın bilmediği bir şey vardı O arabanın içinde şehit olan babasının yanında, babasının emrinde, babasına canları emanet edilmiş, belki de gerekirse birbirleri için canının verebilecek, yirmili yaşlarda iki Kürt askerde babası ile beraber şehit oldu. Patlayan o askeri aracın içinde Azrail kimseye kimlik sormadı. Kimseyi Türk-Kürt diye ayırmadı.
O yüzdendir ki bir Şehit babasının en acılı gününde söylediklerini herkesin kulaklarını açarak dinlemesi gerekiyor.
Türkler ve Kürtler. UYANALIM artık.
Bu güzelim ülke üzerinde oyunlar oynanıyor. Birileri bizimle oynuyor. Birbirimizi öldürmemizi istiyor birileri.
Amerika Birleşik Devletleri, 52 devletin, Avrupa Birliği ise 28 farklı devletin birleşmesi ile oluşmuş. Ama hiç birisinde çatışma yok. Bölünmek, ayrılmak isteyen insanlar orada yok mu? Var tabiî ki. Ama silah yok, kurşun yok, ölüm yok. Sadece fikirler çarpışıyor. Konuşularak, müzakere edilerek Ne istiyoruz? şeklinde sorularak çözülmüş sorunlar
Ben biliyorum ki Ülkemizde bu çatışmalardan çıkarı olan binlerce kişi ve başka devletler var. Ve yine bu Ülkede başka bir devlet kurmak isteyenler de. Ama biraz bu işe kafa yorulsa, dünyanın birleşmeye çalıştığı bu zamanda kime ne fayda getirecek bu bölünme diye düşünülse fark olabilir mi?
Sudanın Darfur bölgesinde 9 ay görev yaptım geçen sene. Orada da 2003 yılından beri çatışmalar olmuş ve Birleşmiş milletlerin rakamlarına göre 400 bin kişi ölmüş, milyonlarca mülteci var. Temel sorun neydi biliyor musunuz? Temel sorun insan olamamaktı. Zenciler ve bir ton açık zenciler arasında kabilecilik. Sadece ten renkleri arasındaki ton farkı binlerce kişinin ölümüne yol açmış. Bir ton açık olanlar biz daha üstünüz diye tutturmuşlar, bir ton koyu olanlarsa buna karşı çıkmışlar ve sonuç : Sudanda hala devam eden çatışmalar ve fakirlik içinde bir toplum..
Coğrafya olarak kötü bir bölgedeyiz ne yazık ki. Eski çağlardan beri savaşların, silahların ve ölümlerin, cehaletin olduğu bir coğrafya bu.
Kırk yılı aşan ömrümde de hep bu şekilde geçti hayatım.
Mutsuzum ve Umutsuzum.
Neşeli bir gün geçirmemize, eğlenip gülmemize müsaade etmiyorlar.
Ve bizler, ölümün olmadığı yerlerde sadece insan olarak yaşamak isteyen bizler ve bizler gibi düşünen milyonlar sessiz durdukça, biz ölüm istemiyoruz. Hiç kimse ölmesin diye Türk ve Kürt kol kola yürümedikçe, diğer binlerin yaptığı kavgada seyirciden öteye gidemeyiz. Bizimle de oynayan çok olur.
Bizim ömrümüz böyle geçti. Kim bilir kaç nesil daha böyle heba olacak. Yazık. Çok yazık .