Sayfa Yükleniyor...
Babam (Allah başımızdan eksik etmesin) 90 yaşına girdi.
Oldum olası hastalıklardan şikayet etmez. İki kere kalp krizi geçirdi mesela.
Her ikisinde de bir şey yedim dokunmuştur diye geçiştirmiş. Daha sonra yapılan tetkiklerde 2 kere kriz geçirdiği tespit edildi. Ama ona sorsanız Bu doktorlar abartıyorlar her şeyi. İyiyim der.
Son 2 yıla kadar kendi işlerini görebilecek durumda, Annemle beraber kimseye muhtaç olmadan yaşayıp gidiyorlardı. Geçen sene annemi aniden kaybedince, babam ablamın yanına taşındı.
Ablam, babam, ve iki yeğenim ile mutlu mesut bir şekilde bahçe içindeki küçük evimizde yaşayıp gidiyoruz.
Akşamları bahçeye kurduğumuz masamızda maaile yemeğimizi yiyiyoruz. Ablam o kadar güzel yemekler yapıyor ki dışarda yemek yediğim günler acaba ablam bu gün ne yapmıştır? diye düşünüyorum.
Yemekten sonra masanın etrafında toplanıp sohbet ediyoruz. Konuyu genellikle babam belirliyor. Çoğunlukla da geçmişten, özellikle yirmili yaşlarda yaptığı ya da yaşadığı şeyler. Bazen de bize hikayeler anlatmasını istiyoruz. Çünkü çok güzel hikayeleri vardı babamın. Özellikle kar yağdığında, yolların 2-3 ay kapandığı uzun kış gecelerinde, henüz televizyonlar yokken, babamın da keyfide yerindeyse o gece bize bir hikaye anlatırdı.
O hikayeler ile büyüdüm. Bu yüzdendir ki geniş bir hayal gücüm vardır. Babamın anlattığı hikayelerdeki kahramanları kafamda canlandırır, olayların geçtiği şehirleri, dükkanları, yolları, evleri, düşünürdüm.
O hikayelerde iyiliği, kötülüğü, ihaneti, sevgiyi, aşkı, insanları tanıdım.
Bütün gün evde tek başına oturmaktan sıkılan babam baba bize bir hikaye anlat dememizle beraber aklına gelen ilk hikayeyi anlatmaya başlıyor. Her şeyi 40 yıl önceki gibi net hatırlıyor. Yalnız bir farkla. Bazen nerede kaldığını unutup daha önce anlattığı bir yerden tekrar başlıyor. Masanın etrafında bizle birazda tebessümle burayı geçmiştik diye birbirimize bakıyoruz. Ama babam öyle güzel anlatıyor ki hiç birimiz isteği, şevki bozulmasın, üzülmesin diye bir şey söylemiyoruz. Bir hikayenin bazı bölümlerini tekrar tekrar dinliyoruz.
Son günlerde Türkiyede yaşananları babamın hikayelerine benzetiyorum. 40 yaşını devirmiş biri olarak bu gün yaşadığımız olayları daha önce de yaşamıştık biz.
10 yıl önce, 20 yıl önce, 30 yıl önce yaşadıklarımızı tekrar tekrar yaşıyoruz.
Daha önce de bir sürü kişi öldü. Yine televizyonlarda çıkıp terörü şöyle bitiririz, şöyle olmalı, şöyle yapmalı diye her şeyi bilen bir sürü uzman vardı. Her gün farklı kanallarda çıkıp, konuşuyor, anlatıyor, herkes kendine göre farklı bir öneri sunuyordu.
Yine çıkıyorlar.
Elalem Marsa robot gönderirken biz hala birbirimizi öldürmekle meşgulüz.
Türkiyedeki insanları da babam hikaye anlatırken masada usulca dinleyen aile bireylerimize benzetiyorum. Ayıp olmasın, isteği bozulmasın diye susuyor herkes.
Bu hassas süreçte bir şey dersem yanlış anlaşılır diye düşünüyoruz belki de.
Ne zaman silkinip Baba biz bu filmi daha önce gördük. Bize yeni şeyler anlat diyeceğiz
Merak ediyorum ..