Sayfa Yükleniyor...
Ekrandaki boş sayfa bana bakıyor, ben ona.
Beyaz bir sayfa . Aslında bir şeyler yazmalıyım. Cümleleri yazıp yazıp siliyorum. Daha bir şey yazıp yazmamaya bile karar veremedim. İçimden bir şeyler geçiyor ama birbirinden kopuk kopuk ve birbiri ile çok alakasız gibi duruyorlar. Mesela neden mart ayı bitecek olmasına rağmen hala dışarıda insanı donduracak kadar soğuk var? Yeni doğan kedi yavruları bu soğukta ne yaptılar acaba? Daha ne kadar sürecek? Oysa seninle bir nisan ayında yüzdüğümüzü hatırlıyorum. O günü hatırlamak için kendimi zorluyorum. Gittiğimiz yeri, kimlerle gittiğimizi hatırlamaya çalışıyorum. Sonra yüzünü Anılar da parça parça önüme geliyor. Bir o günkü bir de giderkenki bakışın geliyor gözümün önüne
Gözüm O bakışı bir türlü unutamadı. Hep kendini suçladı. Başka türlü baksaydım, ifade edebilseydim kendimi, anlam katsaydım kendime .. dedi durdu. Aslında karşıdakinde de bir çift göz olduğu, o gözün artık ona eskisi gibi bakmadığını, artık başka şeyleri gördüğünü anlayamadı. O görüntü dondu kaldı içinde öylece. Dalıp gitti uzaklara yine
Uzaklar Her şey ne kadar uzaklarda kaldı. Geçmiş, sen ve mutluluk.
Mutluluk Sanki uçup gitti elimden bir kuş gibi ve bir daha yakalayamayacakmışım sanki Oysa elindeyken tutmalıymışsın sımsıkı. Parmakların sımsıkı sarmalı onu.
Parmaklarım Üşüdü parmaklarım bu soğukta ve sensizlikte. Yorganın altına sokuyorum dışarıda bilgisayarı kumanda eden parmağımı. Sağ taraftan biraz soğuk geliyor sanki. Üşüdüm
Üşümek... Bana seni hatırlattı. Sen soğuğu hiç sevemezdin. Boynuma sarılır, ayaklarını üstüme atar sonrada aynı şekilde sana sarılmamı isterdin. Senin şehrine de uğradı mı bu soğuk? Üşüyor musun sende? Yoksa bu soğuk gerçek değil de sadece benim içimde mi?
İçim . İçinden geçenleri, düşündüklerini, hislerini unutmadan yaz. Yaz ve onları bir köşeye kaldır. Bir gün belki onları kullanırsın demişti bana bir yazar arkadaşım bir gün onu ziyarete gittiğimde. Öyle yapacak mıyım gerçekten de? Yoksa öylece duracak mı onlar öylece bir köşede? Tıpkı annemin eşyaları gibi... Oysa nasılda saklardı onları özenle, belki bir gün kullanırım diye
Annem O şimdi nasıl, nerede, bakıyor mudur yukarıdan bana? Mutlu mudur, çevresi kalabalık mıdır acaba? Hayattayken yalnız ve unutulmuş olmaktan korkardı. Onu mutlu edecek sıklıkta görmeye gittim mi? Onun beni sevdiği gibi sevdim mi? Ne kadar çok, ne sınırsız bir sevgiydi. Bir insan başka bir insanı karşılıksız, canından çok sever mi? sorusunun evet cevabıydı sevgisi.
Sevgi Bulunması ne zor şeymiş. Kaybetmesi ne kolay. Kimini çöllere düşürürken, kimini mutlu ediyor.
Mutluluk Değerini çok daha iyi biliyorum şimdi. Ardından aldığım en güzel ders. Zor da değilmiş aslında. Bu yazıyı yazmak bile mutlu ettiyse, soğuk bir süre sonra sıcağa dönecek ve içim karşılıksız bir sevgiye kapısını açacak belki de.
Baharla birlikte .