Sayfa Yükleniyor...
Babamın vefat haberini duyan dostlarım hem baş sağlığı diliyor hem de anlattıkları bazı gerçek hikayeler ile aslında babamın ne kadar şanslı biri olduğunu bir kez daha görmemizi sağlıyorlar.
Kendisi de beyin ve sinir hastalıkları uzmanı olan bir arkadaşım genç yaşta Parkinson hastalığına yakalanan kardeşinin hikayesini anlattı.
Mutlu bir evliliği, iyi bir işi olan kardeşi, elinde başlayan, kontrol edemediği titremeleri olduğunu anlatıyor ona. Arkadaşımın aklına Parkinson Hastalığı geliyor ama Bu denli genç yaşta olabileceğini hiç düşünmemiştim. Çünkü bu yaşlarda genelde ırsi bir geçiş olması gerekiyor. Ancak bizim ailemizde kimsede böyle bir hastalık yoktu diye anlattı.
Derin ve uzun araştırmalar sonucunda Parkinson Teşhisi kesinleşmiş. Önceleri herkes gibi kabul etmek istemedi kardeşim. Her yere, bu konuda çalışmış tüm doktorlara imkanlarımızı seferber edip götürdük. Ancak ne yazık ki tedavisi yoktu. Düşünsene benim uzmanlık alanımda olan bir hastalık geçiriyor ama kardeşime yardımcı olamıyordum. Ne kadar kahredici bir durum dedi.
Genç yaşta başlayan bu hastalığın getirdiği sinir, stres ve sıkıntılar nedeniyle kardeşi daha agresif bir kişi haline gelmiş. En ufak sorunlar büyük tartışmalara yol açmış ve sonuçta evlilik hayatı da etkilenmiş. Bir süre sonra eşi 10 yaşındaki oğlunu da alarak evi terk edip boşanmış.
Kardeşi işinden de ayrılınca anne babasının yanına yerleşmiş. Yetmişli yaşlara gelmiş iki yaşlı insan ve oldukça hızlı seyreden hastalık nedeniyle bir süre sonra hareket etmekte zorluk yaşayan ve hafızası gittikçe gerileyen oğulları için ellerinden geleni yapmışlar.
Peki oğlu? dedim. Oğlu haftada bir geliyor. Ama artık sanki yer değiştirmişlerdi, oğlu onun babası gibi, bazen o yedirip içiriyordu diye başını önüne eğdi.
Hastalık ilerledikçe yaşlı anne baba da artık onun bakımına yetişememeye başlamış. Artık bakımevi araştırmaya başlamıştık ki ciğerinden bir enfeksiyon geçirdi. Yoğun bakımda tedavi alıyor şu anda. Ciğerleri iyileşse bile beyin hastalığı nedeniyle asla bir daha eskisi gibi olamayacak ve yine başka bir zaman tekrar hastalanacak. İnsanlar hastaları yoğun bakımdan sağlıklı bir şekilde çıksın diye dua ederken biz artık daha fazla acı çekmese diye düşünüyoruz. Daha 38 yaşında benim kardeşim dedi. Ağlamaya başladı.
Bazen aslında ne kadar şanslı olduğumuzu bizden daha kötülerini görünce daha iyi anlıyoruz.
Artık babamı unutmuştum. Babanım ne kadar şanslı bir insan olduğunu bir kez daha bu örnekle de görmüş oldum. Babam şanslı bir adamdı. Ne kendisinde ne de hiçbir çocuğunda böyle bir hastalık olmadı. Son günlerine kadar sohbet muhabbet eden, yiyen içen, gülen, eğlenen, bizi de güldüren güzel bir ihtiyardı.
Bir taraftan da genç yaşta amansız hastalığa yakalanan insanlar .
Allah sevdiklerimize babama verdiği gibi güzel bir ömür versin.