BİR BAŞKA SEFER OLACAK MI?


  • Oluşturulma Tarihi : 16.09.2016 07:54
  • Güncelleme Tarihi :
BİR BAŞKA SEFER OLACAK MI? yazının resmi

Annem ölümden çok korkardı.

Korkması ölümden sonra yaşayacağı şeylerden değil, mezar ve mezarlıktan, orada yalnız başına kalıp bir süre sonra unutulmaktan korkardı. Ölümün bize çok uzak olduğunu düşündüğümüz günlerde biraz da şaka yollu o öldükten sonra onun için ne yapmamız gerektiğini sorduğumuzda, arkasından yapmamız gereken hayır ve hasenat işlerini sıraladıktan sonra ‘Beni sık sık ziyarete gelin. Ölüler kendilerini ziyarete gelenler olduğunda bulundukları yerden çıkıp ziyaret edenleri görmeye gelirler, onların konuştuklarını duyarlar’ derdi.

Onu o soğuk yere, diğer ölülerin yanına koyalı iki yıl oldu.

Hayatta olduğu zamanlardaki sıklıkta onun yanına uğradığımı söyleyemem. Nedense onu o mezarda değil de, canım sıkıldığında, karnım acıktığında ya da ‘karşılıksız’ sevilmeye ihtiyacım olduğunda gittiğim yerde, evinde olduğunu düşünmeyi istiyorum. Kendimi ona inandırmak beni daha iyi hissettiriyor.

Ama onun yeni evinin yakınındaki otobandan her geçtiğimde de bir rüyadan uyanır gibi kendime gelir bir tepenin yamacında, çam ağaçlarının altında yatan anneme giderim. Dertleşiyorum. O cevap vermese de bazen içimden, bazen de fısıltı ile konuşuyorum. İyi geliyor bana.

Bu bayramda ailece, hep beraber gittik.

Çiçeklerine su verdik, etrafı yıkadık. Konuştuk, dertleştik, gülüştük, ağlaştık.

Yanı başına diktiğimiz zeytin ağacı büyümüş, serpilmiş. Zaman ne çabuk geçiyor. Buraya ilk yerleştiğinde en son yer onunken, ondan sonra binlerce insan daha gelmiş aşağıdaki vadiye kadar genç, yaşlı, kadın, erkek binlerce yeni kişi gelmiş. Az ötede, bir kadın mezara sarılmış, ‘Kızım, canım kızım, neden yaptın neden?’ diye hüngür hüngür ağlıyordu. Hemen ilerisinde bir genç, hem ağlayan kadına bakıyor hem de sıkıntıyla sigara içiyordu. Onlar gittikten sonra mezar taşına baktım. 21 yaşında vefat etmiş genç bir kız yatıyordu. ‘Senin sesini, kokunu, yüzünü unutmam mümkün mü güzel kızım, canım yavrum, arkadaşım. Huzurla uyu. Annen’ yazıyordu mezar taşında.

Biraz ötesinde 11 yaşında bir çocuk, yanlarında 89 yaşında bir kadın, 53 yaşında başka bir adam ve üzerinde sadece mezar numaraları yazan isimsiz birkaç mezar… Bazı mezarlar lüks mermerlerden bazıları sadece bir taştan, bazılarının gölgeliği bile yapılmış, bazıları sadece bir isimlik ile duruyor. Kimi rezidansta kimi çadırdan yapılma evde gibi. Kimi mezarda geride kalanların duyguları, kimi mezar ise unutulmuş. Gerçek hayatta olduğu gibi orası da.

Mezarların arasında dolaşırken ‘Bir gün bende geleceğim buraya. Her şey burada son bulacak. Neden her şeyi bu kadar dert ediyoruz kendimize?’ diye düşündüm. Buraya geldiğimde hep aynı şeyleri düşünüyorum. Garip bir rahatlık veriyor nedense.

Bir başka seferde görüşmek üzere vedalaştık. Ne garip bir başka sefer olacak mı acaba?

 

BİR BAŞKA SEFER OLACAK MI?
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan